-
HABER7
Ateist ve iktidar karşısı muharrir Sevan Nişanyan’ın, Harvard Üniversitesi’nde tarih doktorası yapan oğlu Arsen Nişanyan ile gerçekleştirdiği söyleşide Türkiye’nin memleketler arası çapta artan gücüne vurgu yapıldı.
Youtube’tan yayınlanan programda Arsen Nişanyan, Türkiye’nin komşu ülkelerde ve Ortadoğu’da stratejik olarak belirleyici rol oynadığını kabul etti.
Nişanyan, bilhassa Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgesel güvenlik alanında kritik öge olduğunu belirtti. Arsen Nişanyan, TSK’nın, Balkanlarda ve Ortadoğu’da yaşanabilecek muhtemel krizlere müdahalede çok kritik bir güç olarak ön plana çıkacağını belirtti.
Nişanyan şu sözleri kullandı:
“NATO da buna çok hoş bir örnek. Yani farklı farklı ordular var. Bu orduları sen genel bir komuta altında birleştiriyorsun. Zira bunun mühimmatından, savaş uçaklarından vs. ortak bir sistem altında hareket edebiliyorlar münasebetiyle. Bu bir günde olacak bir şey değil, bu katman katman inşa edilmesi gereken bir süreç. Ve Türkiye’nin de elinde çok değerli bir birleştirici koz var: O da Türkiye Ordusu.
Türkiye Silahlı Kuvvetleri. Yarın öbür gün Bosna’nın Sırbistanla girişeceği eli kulağında olan savaşta yahut Suriye’nin başına bir şey gelirse bu ülkelerin imdadına Türkiye yetişecek ister istemez. Ve yani sonuçta hani Avusturya yahut İtalya değil Rusya’nın da eli kolu bağlı. Çok geniş bir saha içerisinde TSK’nın yaratacağı bir güvenlik ağı kelam konusu ve bu da bir askeri bütünleştirici olarak devreye sokulacak üzere geliyor bana. Ve bu istikamette de atım atıyorlar daima. Son 10-15 yıldır bu günü bekliyorlardı bu fırsatı yani koşulların olgunlaşmasını bekliyorlardı. Sanırım artık o noktaya geldik.”
BALKANLARI VE ORTADOĞU’YU BİRLEŞTİRECEK GÜÇ TÜRKİYE’DE
Nişanyan, Türkiye’nin dış siyasetinde radikal dini telaffuzlardan çok, ölçülü ve bütünleştirici bir duruş sergilediğini söz etti. Balkanlar ve Ortadoğu’daki kültürel faaliyetlerle Türkiye’nin bu bölgelerde pozitif imaj kazandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında da değerlendirmelerde bulunan Nişanyan, Erdoğan’ın ülke içi siyaset ve bölge siyaseti üzerinde güçlü etkisi olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın idare anlayışının geniş coğrafyalarda tesirini yorumlayan Nişanyan şu görüşleri paylaştı:
“Türkiye’nin radikal İslamcı bir tutum sergilediğini ben düşünmüyorum. Bilakis yani Balkanlarda bence karşılık bulan bir İslam, ılıman bir İslami hal sergilediğini düşünüyorum. Oradaki kültürel çalışmaları 2000’lerin başından beri TİKA yürütüyor, yürüttü. Ve bence bilakis yani şu anda Türkiye ayrıştırıcı değil bütünleştirici, birleştirici bir imaja sahip Balkan coğrafyasında da, Ortadoğu’da da. Yani milliyetçilik, ayrıştırıcı bir ideolojidir. Lakin içte bir insicama götürür, sebep olur.
Hakeza, milliyetçi ikonlar ve milliyetçi anlatılar ayrıştırıcıdır. Fakat Recep Tayyip Erdoğan üzere bir figür birleştirici bir figür. Yani Türkiye’nin birçok komşu ülkesinde, hatta tamamında bulundum. Ve bunun aksini argüman edenle hiç karşılaşmadım, Hatta Yunanistan’da bile kendisine karşı bir kaygı ve nefret olduğu elbet fakat yani uygun bir yönetici olmadığını söyleyenle de pek karşılaşmadım.”
“AVRUPA VE ABD’DE BU DÜZEYDE YÖNETİCİ TAKIMI YOK”
Türkiye’nin dış siyasetini yönlendiren takımın ise son derece donanımlı ve vizyoner isimlerden oluştuğunu lisana getiren Nişanyan, bilhassa üç ismi vurguladı. Bu üç ismin, Hakan Fidan, İbrahim Kalın, Selçuk Bayraktar olduğunu söyleyen Arsen Nişanyan Türkiye’nin yalnızca iç siyasette değil, diplomaside de güçlü bir pozisyon elde etmesinde belirleyici olduğunu söz etti.
Nişanyan’a nazaran, Türkiye’nin esaslı devlet yapısı ve genç, başarılı yönetici takımı, ülkeyi güçlü bir dış siyaset ile bölgesel ve global aktör haline getirmeye devam edecek.
“Erdoğan en son karar verici. Ülkenin güdümünü elinde tutuyor, eyvallah. Ve dediğim üzere birleştirici bir önder figürü lakin esasen Türkiye’nin dış siyasetini belirleyen beşerler ki başta son on yıldır on beş yıldır hatta Hakan Fidan, İbrahim Kalın, Selçuk Bayraktar üzere beşerler. Yeterli eğitimli, vizyoner, girişken ve şu ana kadar gerçekten yani içine girdikleri projelerin altından muvaffakiyetle kalkmış beşerler. Ve yani Avrupa ülkeleriyle kıyasladığında ve hatta Amerika ile kıyasladığında bu ayarda bir takımla müsabakanın mümkün olduğunu ben düşünmüyorum. Her şeyin ötesinde Türkiye’nin çelik üzere sağlam bir devleti var. Bir istikrarlı dış siyasete sahip. Ve hani Rusya, Çin ayarında ülkelerin yönetici takımlarıyla çok aşık atabilecek bir yönetici takıma sahip Türkiye. Bu beşerler genç ve uzun vadede bu üçlü etrafında kurulacak bir rejim yapılanmasının strüktüründe ben başarılı olacağına inanıyorum.”
