İddianamedeki bilirkişi raporuna göre Halit Yukay’ın ‘Graywolf’ adlı teknesi, ‘Arel-7’ adlı kuru yük gemisine tam hızla baştan çarptı.
- Graywolf isimli tekne, Arel-7 isimli kuru yük gemisine tam seyir hızıyla, baş tarafından ve doğrudan çarptı.
- Bilirkişi raporunda, iş insanı Halit Yukay asli kusurlu, gemi kaptanı Cemal Tokatlıoğlu tali kusurlu bulundu.
- Açık denizde böyle bir kazaya denizcilik literatüründe hiç rastlanılmadı.
Yalova‘dan Bozcaada’ya gitmek üzere denize açıldığı teknesi, parçalanmış ve yarı batık halde bulunan iş insanı Halit Yukay’ın (43) ölümüne ilişkin Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamedeki bilirkişi raporunda, ‘Graywolf’ isimli teknenin, ‘Arel-7’ isimli kuru yük gemisine tam seyir hızıyla, baş tarafından ve doğrudan çarptığı belirtildi. Yukay’ın ‘asli kusurlu’, gemi kaptanı Cemal Tokatlıoğlu’nun (61) ise ‘tali kusurlu’ bulunduğu raporda, açık denizde böyle bir kazaya denizcilik literatüründe hiç rastlanılmadığı belirtildi.
Yalova‘dan 4 Ağustos’ta saat 15.10’da Bozcaada’ya gitmek üzere ‘Graywolf’ isimli teknesiyle denize açılan ardından teknesi parçalanmış ve yarı batık halde bulunan iş insanı Halit Yukay’ın, arama çalışmalarının 19’uncu gününde, Erdek ilçesinin 7 mil açığında, denizin 68 metre derinliğinde cansız bedeni bulundu. Yukay’ın cenazesinin çıkarılması için 26 Ağustos’ta bölgeye gelen Türk Deniz Kuvvetleri’nin 2 kurtarma ve yedekleme gemisinden biri olan ‘TCG Işın’, 3 gün boyunca olumsuz hava şartları nedeniyle demir atamadı. Rüzgarın etkisini azaltması ve geminin sabitlenmesiyle 29 Ağustos’ta çalışmalara başlandı. Deniz polisi tarafından ilk olarak 23 Ağustos’ta, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından da 28-29 Ağustos’ta 2 kez insansız su altı robotu (ROV) ile görüntülenen cenazenin, 68 metre derinlikteki ilk teşhisi, sol kolundaki saatten yapıldı. Deniz dibindeki görüntülemede, sol kolunda ‘mavi kordonlu saat’ olduğu görülen cenazenin Halit Yukay’a ait olup olmadığı, Bozcaada’ya gitmek için teknesiyle Yalova Limanı’ndan ayrıldığı görüntülerle karşılaştırıldı. Güvenlik kamerası görüntülerinde yapılan incelemede de aynı saatin Yukay’ın sol kolunda olduğu tespit edildi.

‘TCG ALEMDAR CESEDİ ÇIKARDI’
Halit Yukay’ın cenazesi kaybolduktan 30 gün sonra 3 Eylül’de, TCG Alemdar kurtarma gemisindeki özel eğitimli dalgıçlar tarafından çıkarıldı. 68 metre derinlikten asansör sistemiyle çıkarılan cenaze, Bursa Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinin ardından 6 Eylül’de, İstanbul’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi’nde kılınan namazın ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı’na defnedildi.
İş insanının ölümüne ilişkin Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Yukay’ın parçalanmış yatına çarptığı öne sürülen ‘Arel 7’ isimli yük gemisinin radar hareketleri araştırıldı. Sahil Güvenlik ekiplerinin incelemesinde; kuru yük gemisinin ön tarafında sürtme izleri olduğu tespit edildi. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, bölgedeki gemi trafiği ile ‘Arel 7’nin rotasını mercek altına aldı. Gemideki sürtme izlerini gösteren 2 fotoğraf karesi de soruşturma dosyasına girdi. Kazadan 1 gün önce Çanakkale’de çekilen fotoğrafta geminin önünde herhangi bir iz görülmezken, 5 Ağustos’ta geminin yükünü götürdüğü İzmit’te çekilen fotoğrafta, ‘Arel 7’nin önündeki belirgin iz ve darbe dikkat çekti.
GÖRÜNTÜLER DOSYAYA GİRDİ
Halit Yukay’ın teknesine çarptığı değerlendirilen ‘Arel 7’ isimli kuru yük gemisinin İzmit Limanı’na geldiği anların görüntüsü de ortaya çıktı. Güvenlik kamerası görüntülerinde; 5 Ağustos’ta saat 04.00 sıralarında, limana yanaşan ‘Arel 7’nin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu ile yanındaki mürettebatın saat 04.17’de gemiden inip, baş kısmına gelerek gemiye baktığı, ardından iskele baş tarafta durup tekrar gemiye baktığı görüldü. Önünde belirgin sürtme izleri olduğu saptanan geminin fotoğraflarıyla birlikte bu görüntüler de soruşturma dosyasına girdi.
EŞLEŞME KRİMİNAL RAPORA DA YANSIDI
92 metre boyunda, 11 metre genişliğindeki geminin ön tarafındaki çiziklerin nasıl meydana geldiği araştırılırken, yük gemisinin sürtme izlerinin bulunduğu yerden ve Yukay’ın parçalanan teknesinde izlerin bulunduğu kısımdan alınan numuneler, Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne gönderildi. İnceleme sonucunda, Halit Yukay’ın parçalanan teknesi ile ‘Arel 7’nin önündeki sürtme izlerindeki boya kalıntılarının eşleştiği belirtildi. Kriminal rapora göre; geminin tahrip olan ve ‘çarpma bölgesi’ olarak değerlendirilen kısmından alınan mikro düzeydeki örneklerle, Yukay’ın teknesinden alınan örneklerdeki renk ve katmanların benzer fiziki yapıda olduğu tespit edildi. Yukay’ın parçalanan teknesinde, teknenin ‘karakutusu’ olan ve geminin seyir güzergahı, tarih ve saat gibi detayları içeren, ‘konsol’ olarak tabir edilen parçada yapılan ilk incelemeden sonuç elde edilemedi. Cihaz, detaylı inceleme için yurt dışına gönderildi.
GEMİ KAPTANI TAHLİYE EDİLDİ
Yukay’ın parçalanmış teknesine çarptığı öne sürülen ‘Arel 7’ isimli kuru yük gemisinin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu, ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçlamasıyla Yalova’da gözaltına alınıp, yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı sonrası Tokatlıoğlu, 10 Ağustos’ta İstanbul’da yeniden gözaltına alınıp, tutuklandı. Cemal Tokatlıoğlu’nun, Erdek 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 23 Ekim’de tahliye edildiği öğrenildi.
9 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, gemi kaptanı Tokatlıoğlu’nun ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçlamasıyla 3 yıldan 9 yıla kadar, şirket yetkilisi Arda G. (45) ile gemi mürettebatı Ahmet S. (58), Erhan E. (52), İsa A. (52), Metin S. (50), Muhammet F.G. (27), Oğuzhan D. (27), Ramazan D. (56) ve Tahir B.’nin (60) ‘Yardım ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme sonucu ölüme neden olma’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası istendi.
FİZİKSEL TEMAS TEKNİK BULGULARLA DOĞRULANDI
10 sanığın ifadelerinin yer aldığı 14 sayfalık iddianamedeki bilirkişi raporunda, ‘Fiziksel temasın gerçekleştiğinin, gemi gövdesindeki sürtme izleri boya kalıntıları, boya analizi sonuçları ve enkazın yapısal bütünlüğü gibi teknik bulgularla doğrulandığı, ‘Graywolf’ isimli teknenin batmasına yol açan hasarın, ‘Arel-7′ gemisiyle meydana gelen çarpışmadan kaynaklandığı’ belirtildi.
‘GRAYWOLF’, ‘AREL-7’YE TAM SEYİR HIZIYLA, BAŞ TARAFINDAN VE DOĞRUDAN ÇARPMIŞ
Kazanın meydana geldiği ana kadar Halit Yukay’ın da gemi kaptanı Cemal Tokatlıoğlu’nun da çarpışma ihtimalini fark etmediği ve olayın beklenmeyen bir anda gerçekleştiği belirtilirken, teknenin gemiye süratle ve doğrudan çarptığı ve açık denizde böyle bir kazaya denizcilik literatüründe rastlanılmadığına dikkat çekilerek, “Tarafımızca incelenen önceki deniz karalarına göre, benzer türde olaylara genellikle manevra kısıtının bulunduğu dar su yollarında rastlanıldığı, buna karşın açık denizde görüşünün iyi olduğu aydınlık saatlerde ve herhangi bir manevra kısıtının bulunmadığı bir bölgede, ticari gemi rotası üzerindeki bir gemiye bir sürat teknesinin tam seyir hızıyla baş tarafından ve doğrudan çarpması şeklinde bir kazaya denizcilik literatüründe neredeyse hiç rastlanılmadı. Kazanın müteveffa Halit Yukay’ın yüksek hızda seyir halindeyken, ticari gemi rotasında gerekli gözcülük görevini yerine getirmemesi nedeniyle meydana geldiği, bu durumun teknik açıdan kazanın başlıca nedeni olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır” denildi.

‘KAZA ANINDA ALT KAMARADA TELEFON GÖRÜŞMESİ YAPIYORDU’
Bilirkişi raporunda; Yukay’ın oyuncu arkadaşı Kıvanç Tatlıtuğ ile yaptığı telefon görüşmesine de dikkat çekilerek; teknenin yüksek hızda seyretmesi, radar reflektörünün bulunmaması, gri renkli bordası nedeniyle düşük görünürlüğe sahip olması ve Halit Yukay’ın olay anında alt kamaradan telefon görüşmesi yapıyor olmasının kazanın etkili unsurları arasında bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.
TATLITUĞ’UN İFADESİ DE İDDİANAMEDE YER ALDI
İddianamede, Yukay’ın oyuncu arkadaşı Tatlıtuğ’un da kendisiyle telefonda konuşan son kişi olarak, soruşturma kapsamında 11 Ağustos’ta, İstanbul’da verdiği ifadeye de yer verildi. ‘Arel-7’ gemisinin seyir ve güzergah bilgileri incelendiğinde, kazanın gerçekleştiği yer olarak değerlendirilen alanda saat 17.09 sıralarında olağan dışı bir hareketle geminin seyrinden çıkarak daire çizdiği ve tekrar güzergahına devam ettiğinin görüldüğü, bu tespitin Halit Yukay’dan haber alınan son saat ve dakika bilgileriyle tam olarak uyuştuğu da belirtilerek, “Maktul Halit Yukay’ın alınan HTS ve baz istasyon bilgilerinin tetkikinde son olarak Erdek Çayağzı Koyu Küçükbucak Mevkinde bulunan baz istasyonundan saat 17.09’da sinyal aldığı tespit edilmiştir. Soruşturma kapsamında bilgi sahibi olarak beyanı alınan Kıvanç Tatlıtuğ’un beyanında tam olarak belirtilen saatte kendisi ile görüşme halinde olduğu ve 37 saniye süren telefon görüşmesi kapsamında, ‘Her şeyin yolunda olduğunu’ belirten şekilde görüşme gerçekleşirken birden, sağanak gibi bir ses duyduğunu ve görüşmenin sonlandığını beyan etmiştir” denildi.

İŞ İNSANI ‘ASLİ KUSURLU’, GEMİ KAPTANI ‘TALİ KUSURLU’
Kazaya ilişkin tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde tekne kaptanı Halit Yukay’ın kazanın oluşumunda ‘asli kusurlu’ bulunduğu bilirkişi raporunda, deniz üzerinde tekne parçaları görmesine rağmen bildirim yapmayan gemi kaptanı Cemal Tokatlıoğlu’nun ise ‘tali kusurlu’ olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Arel-7 gemisi kaptanının geminin sevk ve idaresinden asli derecede sorumlu olduğu, kaza esnasında geminin köprüsünde aynı zamanda seyir vardiyasını tek başına tuttuğu, Arel-7 gemisinin radarda görünmeyen ve yüksek hızla kendisine gelen küçük bir tekneyi fark etmesi veya kendisini görmeyerek, doğrudan kendisine çarpma ihtimalini değerlendirme ihtimalinin çok düşük olduğu, kaptanın bu tür bir kaza ihtimaline karşı önsezi ve bilinç düzeyinin düşük olacağı, bu ihtimali fark etse dahi geminin büyük ve ataleti dolayısıyla rotasını değiştirmesi durumunda, kendisine doğru hızla gelen tekneden kaçma ihtimalinin bulunmayacağı, ancak uluslararası ve ulusal denizcilik kuralları gereği köprü üstünde vardiya tutan kaptanın, sürekli ve tetikte (alert) olarak gözcülük yapması gerektiği, sürekli gözcülük yapılması durumunda gemiye belirli bir mesafede yaklaşan teknenin tespit edilebileceği ve çatışma ihtimalinin bulunması durumunda, gemi düdüğü ile uyarılması sayesinde, tekne kaptanının kazayı önleme manevrası yapma şansının bulunduğu, bu anlamda gemi kaptanının kazayı önlemede tali derecede kusurlu olduğu anlaşılmıştır.”

‘KAPALI KAMARA İÇİNDE VEFAT ETTİ’
Ayrıca, kazanın ardından Yukay’ın kurtarılma ihtimalinin çok düşük olduğuna da dikkat çekilerek, “Çatışmanın hız ve darbe şiddeti dikkate alındığında, kazazedenin kapalı kamara içinde bilincini kaybetme ve deniz suyunun tekne içine dolması sonucu vefat etmiş olma ihtimalinin çok yüksek olduğu, kaza sonrasında gemi mürettebatının veya bildirim yapılmış olması durumunda olay yerine intikal edecek kurtarma ekiplerinin, kazazedeyi hayata tutma ihtimali çok düşük” ifadelerine yer verildi.
İddianame kazadan 100 gün sonra Erdek 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, tutuksuz 10 sanığın yargılanmasına aralık ayında başlanacak.









