Ömer Can Talu’nun hazırlayıp sunduğu ‘İkinci Bakış’ programının bu haftaki konuğu Amerikalıların verdiği madalyayı reddeden Emekli Albay Orkun Özeller. Programda Suriyeli sığınmacılar, Dilovası gibi bazı yerlerde yaşanan sığınmacı gerilimleri, Afgan kaçaklar ve bunların Türkiye’nin geleceğine etkileri konuşuldu.
Suriyeli sığınmacıların Türkiye’ye karşı aidiyet duygusu beslemediğini ifade eden Emekli Albay Orkun Özeller, “Bugün kararlı davranmazsak ilerde çocuklarımız ‘Neden gerekli çabayı göstermediniz ve Türkiye’yi bu hale getirdiniz?’ diye sorar. Bunu her zaman askerlerime de söyledim, İslamiyet’in sancaktarı Türk miletidir. İslamiyet’i IŞİD kafasına getirebilmek için, Taliban kafasına getirebilmek için Türkiye çok büyük bir engeldir. Bu yüzden Türkiye araplaştırılıyor. Milliyetçilik kavramını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Sosyologlar ve toplumbilimciler sığınmacı ve kaçakların toplumu nereye doğru götürdüğünü görüyor, onların da çıkıp konuşması gerekiyor. Türkiye zaten çokkültürlü bir yapıdır ama onları bir arada tutan aidiyet duygusu vardır. Aidiyet duygusu sadece din değildir, biz beraber bir milli mücadele vermişiz. Sığınmacıların aidiyet duygusu yok, uyum olmuyor. Uyum olmadığında karmaşa olur” dedi.
“AMAÇ TOPLUMSAL BAĞLARIMIZI KOPARMAK”
Türkiye’de yaşanabilecek bir demografik dönüşümün tehlikeli olduğunun altını çizen Özeller, “Suriye’nin kuzeyinde yaratılmak istenen bir terör bölgesi var. Oradaki nüfusu zorlayarak Türkiye’ye gönderdiler. Amaç, PKK, YPG uzantılı güçlerin bölgede hakim duruma gelerek terör koridoru oluşturması. Aynı zamanda Türkiye’ye gelen sığınmacıları kullanarak demografik hareketlilik yaratmak ve bizim toplumsal bağlarımızı koparmak. Bugün insanlar bu ülkede yaşamak istemiyor. Ekonomik, eğitimsel sorunlar çözülebilir ama aidiyet duygumuzu kaybedersek bunun geri dönüşü yok. Bu bizim en güçlü bağımız. Verilere baktığınız zaman stabil bir artış varsa bu normaldir. Ama bir anda bir artış yaşanıyorsa gariplik olduğunu düşünürsünüz. Bunu görmemek devleti idare edenler için gaflettir. Huduttaki askerler kaçak girişleri önlemek için ciddi anlamda çabalıyor. Ama asker, yasal mevzuattaki düzenlemelere ihtiyaç duyuyor. Askerin yetkilerinin arttırılması gerekiyor. Kaçak geçişler için yardımcı olan şebekeler var. Bu şebekeleri jandarma güçleri engellerse, kaçaklar nereden geçeceğini bilemez” ifadelerini kullandı.
“YAŞANANLAR TOPLUMSAL ÇATIŞMANIN EMARELERİ”
Dilovası ve bazı bölgelerde meydana gelen karışıklıklardan ders alınması gerektiğini belirten Özeller, “Emarelere baktığınız zaman doğru tahminlerde bulunabilirsiniz. Esenyurt, Altındağ ve Dilovası‘nda olanlara ‘Münferit olaylar, her yerde olmaz’ denildi. Aslında bunlar birer emaredir. Toplumsal bir çatışmayı haber veriyor. Bu emareleri göremezseniz Fransa‘daki olayların benzerlerini yaşarsınız. Bu gibi olaylarda polis ve jandarma yeterli gelmezse asker müdahale eder. Ancak bu tür bir müdahaleyi yapacak profesyonel birlik bulunmuyor. Uzman birliklerimiz operasyon bölgelerinde. Peki ne olacak? Depremin ardından ‘Türk Silahlı Kuvvetleri neredeydi’ dendi ya, aynısı olacak” şeklinde konuştu.
“SURİYELİLER VE TÜRKLER BİRBİRİNE KARŞI…”
Özeller, “Bu iki toplumun çatışması kaçınılmaz” dedi ve şöyle devam etti:
“Açık bir kaynaktan incelediğim verilere göre önümüzdeki on yıl içinde duvarları aşarak geçen değil, sadece Türkiye’de doğan bebek sayısı 5 milyon olacak. Bunlar kayıtlı olan kişilere göre hazırlanmış veriler, kayıtdışı olanları söylemiyorum. Aynı raporda Türk vatandaşlarına sorulan ‘Suriyeliler nerede yaşasın?’ sorusuna yüzde 82 oranından ‘Suriye’de yaşasınlar’ yanıtı verilmiş. ‘Devletin Suriye politikasını beğeniyor musunuz’ diye sormuşlar, yüzde 62,3‘ü ‘Hayır’yanıtını vermiş. Hem Suriyelilerin hem Türklerin birbirlerine karşı hissetiği nefret duyguları istatistiklere göre her seferinde biraz daha artmış.“