Hayatımızın her alanında kullandığımız demir çelik ürünleri de inşaatların vazgeçilmez bir parçası. 2013 yılından beri demir çelik işiyle uğraşan hem Türkiye’de hem de dünyanın bazı ülkelerine demir çelik ürünleri pazarlayan Evren Akar sektör hakkında bilgiler aktardı…
Dünya ham çelik üretimi 2022 yılında, 2021’ye göre yüzde 4,2 oranında azalarak 1,88 milyar ton olarak gerçekleşt,. En çok çelik üreten 10 ülkeden 2’sinin (Hindistan, İran) üretimlerinde artış yaşanırken geri kalan 8 ülkede azalış yaşandı.
2022 yılında 1,01 milyar tonla, dünya üretiminin yüzde 53,9’unu gerçekleştiren Çin’in üretimi yüzde 2,1 oranında azaldı.
2010 yılından beri dünya çelik üretiminde dördüncü¨ sırada yer alan Hindistan, 2015’te ABD’nin önüne geçerek üçüncülüğe yükselmiş ve 2018’de 109 milyon tonla Japonya’yı geride bırakarak dünyanın en büyük ikinci çelik üreticisi konumuna ulaştı.
2022 yılında ise önceki yıla göre yüzde 5,5 artışla 125 milyon ton üretim gerçekleştirerek Hindistan dünyanın en büyük ikinci çelik üreticisi olma unvanını korudu.
Üçüncü sırada yer alan Japonya ise, geçen yıla göre üretimi yüzde 7,4 azalarak 89,2 milyon ton seviyesinde ölçüldü.
Evren Akar
PEKİ DEMİR ÇELİK ÜRETİMİNDE TÜRKİYE KAÇINCI SIRADA?
2015’te 8.liği Brezilya’ya kaptırıp 9. sıraya gerileyen Türkiye, 2016’da tekrar 8.liğe yükseldi.
2020 yılına gelindiğinde ise Türkiye, gösterdiği yüzde 6,1 artışla 35,8 milyon ton üretim gerçekleştirmiş ve Almanya’yı geride bırakarak dünyanın en büyük 7. ve Avrupa’nın en büyük üreticisi konumuna yükseldi.
2021 yılında yüzde 12,7 artışla 40,4 milyon ton üretime ulaşan Türkiye, dünyanın en büyük 7. ve Avrupa’nın en büyük üreticisi olmaya devam etti.
2022 yılına gelindiğinde ise 2021 yılına göre üretimi yüzde 12,9 düşüş ile 35,1 milyon tona gerileyen Türkiye, Almanya’dan sonra dünyanın en büyük 8. ve Avrupa’nın en büyük 2. üreticisi oldu
İran dünyanın en büyük 15 üreticileri listesine ilk kez 2012 yılında 14,5 milyon ton üretim ile 15. sıradan girmişti. Üretimini ve sıralamasını her yıl artırarak 2020 yılına gelindiğinde üretimini 29 milyon ton seviyesine çıkarmış ve dünyanın 10. büyük üreticisi olmuştur. 2022 yılında önceki yıla göre yüzde 8 oranında artarak 30,6 milyon ton çelik üreten İran, 10. sıradaki yerini korudu.
Dünyanın en büyük 20 çelik üreticisi konumundaki diğer ülkeler ise şöyle sıralanıyor:
4- ABD: 80,7 milyon ton
5- Rusya: 71,5 milyon ton
6- Güney Kore: 65,9 milyon ton
7- Almanya: 36,8 milyon ton
8- Türkiye: 35,1 milyon ton
9- Brezilya: 34,0 milyon ton
10- İran: 30,6 milyon ton
11- İtalya: 21,6 milyon ton
12- Tayvan: 20,6 milyon ton
13- Vietnam: 20,0 milyon ton
14- Meksika: 18,2 milyon ton
15- Endonezya: 15,6 milyon ton
16- Fransa: 12,1 milyon ton
17- Kanada:12,0 milyon ton
18- İspanya: 11,5 milyon ton
19- Malezya: 10,0 milyon ton
20- Mısır: 9,8 milyon ton
Dünya ticaretinde en çok ihracat ve ithalata konu olan ürünler sıralamasında demir çelik ürünleri 10. sırada yer alıyor. Çelik üretiminde açık ara önde bulunan Çin, hem ihracat hem de ithalat bakımından tüm dünyada zirvede bulunuyor.
Euromonitor tarafından sağlanan verilere göre; 2021 yılında dünya demir çelik ihracatında 38,7 milyar dolar ile ilk sırada bulunan Çin’i 26,4 milyar dolar ile Japonya ve 25,8 milyar dolar ile Almanya takip ediyor.
Türkiye dünya çelik ihracatında 22,4 milyar dolar ile değer bakımından 5. sırada yer alıyor.
Küresel demir çelik ithalatında da zirvede bulunan Çin’in 2021 yılı ithalat tutarı 51,2 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Dünya demir çelik pazarında ithalat sıralamasında ikinci sırada yer alan Almanya’nın ithalat rakamı 24,7 milyar dolar; ABD’nin ise 21,1 milyar dolar düzeyinde. 21,1 milyar dolarlık ithalatla 3. sıradaki ABD’yi 17,2 milyar dolar ile Türkiye izliyor.
DÜNYA HAM ÇELİK ÜRETİMİNİN YÜZDE 2’Sİ TÜRKİYE’DEN
Küresel ham çelik endüstrisinde dünyanın en büyük 8. üreticisi konumundaki ülkemizin 2022 yılındaki toplam üretim miktarı 35,1 milyon ton olarak açıklandı. Bu veri, Türkiye’nin dünya çelik üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştirdiğini gösteriyor. Ancak pazarı Çin’in çok güçlü bir şekilde domine ettiği gerçeğini düşünürsek bu oran çok da küçük bir paya tekabül etmiyor.
Çin’in 1 milyar tonu aşan üretimini çıkardığımızda Türkiye, Çin hariç dünya çelik üretiminde yüzde 4’ün üzerindeki payıyla başarısını kanıtlıyor.
Türkiye 35,1 milyon ton çelik üretiminin 15,1 milyon tonunu ihraç ederken değer bakımından sektörün toplam ihracat getirisi 13,9 milyar dolar oldu.
Türkiye’nin ithalatı ise 2022 yılında 14,8 milyon ton olurken ithalatın toplam değeri ise 15,6 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Türkiye demir çelik sektörü, dış ticaret dengesi bakımında ticaret açığı veren sektörler arasında yer alıyor.
2022 yılında Türkiye çelik dış ticaretinde 1,7 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. 2021 yılında dış ticaret dengesi fazla veren çelik sektöründe dış ticaret dengesi yüzde 114,9’dan 2022 yılında yüzde 89,3’e düştü.
Türkiye’nin son 5 yıldaki çelik üretimi 2018 yılında 37,3 milyon ton, 2019 yılında 33,7 milyon ton, 2020 yılında 35,8 milyon ton, 2021 yılında ise 40 milyon 360 bin ton olmuştu.
Türkiye’nin son 5 yıldaki çelik ihracatı miktarlarına bakacak olursak:
1. 2018 yılında 15,8 milyon ton
2. 2019 yılında 14,3 milyon yon
3. 2020 yılında 12,5 milyon ton
4. 2021 yılında 17,8 milyon ton
5. 2022 yılında 15,1 milyon ton
6. Türkiye’nin son 5 yıldaki çelik ithalatı miktarları ise şu şekilde:
1. 2018 yılında 21,3 milyon ton
2. 2019 yılında 21,2 milyon yon
3. 2020 yılında 20,6 milyon ton
4. 2021 yılında 23,9 milyon ton
5. 2022 yılında 14,8 milyon ton
Bugün Türkiye’de 26 elektrik ark ocaklı(EAO), 11 indüksiyon ocaklı ve 3 bazik oksijen fırınlı çelik fabrikası bulunuyor.
1980 yılından itibaren yürürlüğe giren ithal ikamesi sistemi sayesinde Türkiye, özellikle İran, Irak ve Kuzey Afrika ülkeleri gibi komşu ülkelere gerçekleştirdiği çelik ihracatını artırmıştır. Sonraki 20 yılda da Türkiye’nin üretim ve ihracatında büyük bir artış yaşandı.
Çelik sektörü üretim esnasında yüksek karbon salınımı yapması nedeni ile iklim değişikliği ile mücadele kapsamında en göz önünde olan sektörlerden.
Çelik üretiminde temel olarak 2 tür teknoloji bulunmaktadır. Bazik oksijen fırınlarında cevhere dayalı üretimde yüksek karbon emisyonu salınımı gerçekleşirken, elektrik ark ocaklarında ise hurdadan üretilen çelik esnasında emisyon oldukça düşük.
Bu bağlamda emisyonu düşürmenin kısa vadede en geçerli yolu cevhere dayalı üretimden hurdaya dayalı üretime kaymak olarak gözükmektedir. Küresel çelik üretiminin yüzde 75 civarı karbon emisyonu yüksek olan bazik oksijen fırınlarında gerçekleşirken yüzde 25 civarı ise elektrik ark ocaklarında üretilmekte
Türkiye’deki ham çelik üretiminde ise bu oran tam tersidir. Dolayısıyla Türkiye’nin ağırlıklı olarak daha temiz demir-çelik üreten bir teknolojisi var ve emisyon oranlarımız daha düşük.
Bu durum Türkiye için ciddi bir avantaj olarak gözükmekte. Diğer yandan Türkiye gelişmiş ekonomiler gibi yeterli hurda üretebilen bir ekonomi değil ve üretimde kullanılan hammaddenin neredeyse yüzde 80’ini ithal ediyor.
Bu anlamda Türkiye dışa bağımlı bir ülke ve hurdada yaşanacak arz sıkıntısı teknoloji avantajımızı yok edebilir.
Kişi başına düşen çelik tüketimi, ülkelerin şehirleşme hareketlerinin önemli bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin şehirleşmeye ağırlık verdiği süre ölçeğinde kişi başına düşen çelik tüketimi artış gösterme eğilimindeyken belirli bir gelişmişlik düzeyinde zirve noktasına ulaşıp ardından azalma, daha sonra ise sabit bir oran dahilinde kalma eğilimindedir.
Türkiye ise 2017 yılında 445 kilogram kişi başına çelik tüketimi ile yaşadığı zirveden bu yana yaklaşık yüzde 22’lik bir düşüş yaşadı.
Türkiye’nin çelik tüketiminin yaklaşık yarısını oluşturan uzun çelik ihtiyacının neredeyse tamamı iç piyasadan karşılanırken yassı çelik ihtiyacının yarısı ithalat yoluyla sağlanıyor.
Bu anlamda dikkat çeken nokta, Türkiye’nin yassı çelik üretimi için yeterli kapasitesi bulunmasına rağmen son yıllarda Çin’den ve Rusya’dan yapılan ithalatların artmasıdır. Atıl kapasiteye sebep olan bu durum, çelik sektöründeki dış ticaret dengesi adına önemli bir tehdit oluşturuyor. Diğer yandan yassı çelik ithalatındaki artışın temelinde ise Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) varlığı önemli bir itici güç olarak karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde çelik üretim kapasitesini yüzde 25 artıran Türkiye, 2020 yılı itibarıyla 53 milyon ton çelik üretim kapasitesine ulaşmıştır. Dünyadaki kapasite kullanım oranı aynı yılda yüzde 77 seviyesindeyken, Türkiye bu oranın gerisinde kalarak yüzde 67’lik bir kullanım oranına erişti.Bu farkın ana nedenlerinden bir tanesi korumacı politikaları ile gelişmiş ülkelerin ithalatı zorlaştırması ve bunun sonucunda Türkiye’nin açık ve cazip bir pazar konuma gelmesi olarak açıklanabilir.
Güneş enerjisi, kurulum ve kullanım kolaylığı olmasının yanı sıra çevreyi kirletmemesi ve zararlı atık oluşturmaması gibi özelliklere sahip bir yenilenebilir enerji kaynağıdır.
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en büyük kapasite artışı güneş enerjisinde hedefleniyor. Türkiye’nin 2020 sonunda 6,7 gigavat olan güneş enerjisi kurulu gücünün 2035’te 52,9 gigavata yükselmesi planlanıyor.
Bu artış, Türkiye’nin Kasım 2022’de 9,32 gigavat olan güneş enerjisi kurulu gücünün 2035 itibarıyla yaklaşık yüzde 500 artması anlamına geliyor. Güneş enerjisinde 2035’te 52,9 gigavat kapasiteye ulaşılması halinde, güneş enerjisi Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücünde en yüksek paya sahip kaynak olacak.
Güneş enerjisi yatırımlarında 1 MW üretim için şuan yaklaşık 40 ton çelik kullanılmaktadır. 2035’te planlanan hedeflere ulaşmamız için yıllık yaklaşık 3500 MW kurulum yapmamız ve bunun için de 140.000 ton çelik gerekmektedir. NEA METAL olarak hali hazırdaki yüzde 20 olan pazar payımızı da önümüzdeki yıllarda iş ortaklarımızla beraber geliştirerek, verimli ve sağlıklı bir şekilde arttırmayı hedefliyoruz.