AKTOB’un ‘Destinasyon Cazibesi’ başlıklı çalışmasında turizm ülkeleri ve dünya turizminin 2034 yılı iddiaları ve daldaki artış öngörüleri değerlendirildi. AKTOB Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, varsayımlara nazaran 2034 yılına kadar global olarak yaklaşık 30 milyar turist seyahati gerçekleşeceğini belirterek, “Mevcut seyahat oranlarına nazaran, bu durum yaklaşık 7 milyon ek otel odası, 15 milyon uçuş ve 300 bin ek yatak kapasitesini destekleyecek bir kruvaziyer altyapısı gerekeceği manasına gelmektedir. Bunlara ek olarak, yollar, kamu hizmetleri ve atık idare sistemleri ile dijital kontakların da buna uygun genişletilmesi gerekecek. Genel olarak, bu ihtiyaçlar önümüzdeki 10 yıl içinde trilyonlarca dolarlık sermaye yatırımı manasına gelmektedir. Dünya turizminin 2020 ile 2034 ortasında yüzde 7 büyüyeceği düşünülüyor” dedi.
EN GÜZEL DESTİNASYONLAR ORTASINDA TÜRKİYE’DEN İKİ ŞEHİR
Dünyadaki en güzel kent destinasyonlarına yer verilen çalışmada, Euromonitor’un En Âlâ 100 Kent Destinasyonu Endeksi’ni gösteren Kavaloğlu, “Bu araştırmada 100 kent ve varış noktası bedellendiriliyor. Bunu 6 temel sütunda 55 farklı metrik ile araştırıyorlar. Bunlar ekonomik iş performansı, turizm performansı, turizmin altyapısı, turizm siyaseti ve çekicilik, sıhhat ve güvenlik, bizler için de çok değerli olan sürdürülebilirlik. Bütün bu konjonktür içerisindeki bu metriklerle birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul 19’uncu, Antalya 61’inci sırada yer alıyor. Birinci 20 kent ise Paris, Madrid, Tokyo, Roma, Milan, New York, Amsterdam, Sydney, Singapur, Berselona, Taipei, Seul, Londra, Dubai, Berlin, Osaka, Bangkok, Los Angeles, İstanbul ve Melbourne” diye konuştu.
TURİZM ULUSAL VE SİYASET ÜSTÜ BİR SEKTÖR
Turizmin Türkiye için ulusal ve siyaset üstü bir dal olduğunu lisana getiren Kaan Kavaloğlu, “Turizmin tüm bileşenleriyle birlikte desteklenmesi gerekiyor. Bu mevzuda mahalli yönetimler, kamu ve özel dal ve STK’lar bütünsel olarak çalışmak zorunda. Bir turizmin gerçek manada cazip olması için önümüzdeki birinci, ikinci, üçüncü, beşinci sıradaki destinasyonlar, bunu bu halde başarıyor. Tabi ki onların bize nazaran finansal alanlarda çok büyük avantajları var. Lakin bu avantajların yanında bizim de bölgesel avantajlarımız var. Hasebiyle bunu çok uygun kullanmamız gerekiyor” dedi.
İSTANBUL VE ANTALYA GURURU
‘Destinasyon Cazibesi’ çalışmasında 2024 yılında dünyanın en çok turist ağırlayan kentleri sıralamasına yer verildiğini aktaran AKTOB Başkanı Kavaloğlu, “İstanbul ve Antalya ile gurur duyuyoruz. 2023’te en fazla turist ağırlayan İstanbul, geçen yıl birinci sıradaki yerini Bangkok’a kaptırdı. Bangkok’tan sonra dünyada en fazla turist ağırlayan ikinci kent İstanbul. Türk Hava Yolları’nın burada çok büyük ehemmiyeti var. Münasebetiyle onun istikrarlı büyümesi, turizm hareketine çok önemli ivme sağlıyor” dedi.
BÜYÜME LİSTESİNDE TÜRKİYE DE VAR
Dünyada en çok turist ağırlayan bölgeler listesinin başlarında hiç resort bölge olmadığına dikkat çeken Kavaloğlu, “Hep kent turizmi yapan bölgeler var. Münasebetiyle Antalya çok önemli sayıda turist ağırlıyor, ancak bu kapsamda önümüzde daha farklı bir yol olduğunu görüyorum. Yeniden Euromonitor bir araştırma yapmış. ‘ABD, Türkiye ve Çin, 2030 yılına kadar milletlerarası varışlarda en yüksek yüzdeyle hacimli büyümeyi gerçekleştirecek’ diyorlar. Biliyorsunuz dünyada 5 temel kaynak var. ABD, Çin, İngiltere, Almanya ve Fransa. Hasebiyle bunların içerisinde bizim hacimsel olarak büyümemiz sahiden çok değerli” diye konuştu.
SEYAHAT TEKNOLOJİSİ PAZARI 20 MİLYAR DOLAR
Değişen seyahatçi profillerine nazaran 2030’da Antalya için de kıymetli olan orta segmentin genel varışların yüzde 25’ini oluşturacağını, en kıymetli segment haline geleceğini açıklayan Kavaloğlu, “Büyüyen segmentler hangileri diye baktığımızda, canlı aktiflik turizmi yüzde 16, ekoturizm yüzde 14, MİCE turizm yüzde 9, wellness turizmi yüzde 8 oldu. Bu turizm formları önümüzdeki 10 yılın belirleyici turizm çeşitleri olacak. Pekala, seyahat teknolojisi gelişimi nasıl olacak? 2024 yılında 10 milyar dolar olan seyahat teknolojisi pazarı 2030 yılında tam iki katı kadar büyüyecek” dedi.
6 TRİLYON DOLARLIK KAYIP RİSKİ
Turizmi bekleyen risklerin jeopolitik tansiyonlar, iklim değişikliği, demografik kaymalar olduğunu anlatan Kavaloğlu, “Küresel bozulma riskleri ve 2030’a kadar barışın sağlanmaması halinde 6 trilyon dolarlık bir kayıp riskiyle de karşı karşıyayız diyebiliriz. Ülkemizin jeopolitik pozisyonundan ötürü şu anda hala yakın etrafımızdaki karışık durumlar bizi turizm manasında olumsuz etkilemeye devam ediyor” diye konuştu.
ŞOKLAR VE KRİZLER DÜŞECEK
Dünya Ekonomik Forumu üyeleriyle bir anket yapıldığını söyleyen Kavaloğlu, “Burada çeşitli senaryolar belirlemişler. Bu senaryolarda sürdürülebilirlikle ilgili bir dönüşüm, jeopolitik tansiyon, dijital dönüşüm odağı, kırılgan gelecek ve şoklar üzere dörtlü bir sistem belirlemişler. Bu anketin sonucunda Dünya Ekonomik Forumu’na katılan üyeler açıkçası şoklar ve krizlerle ilgili ve jeopolitik tansiyonun düşeceğiyle ilgili optimist tutum ortaya koymuşlar. Lakin tekrar bizim için çok kıymetli olan sürdürülebilir dönüşüm ve dijital dönüşümün yeniden işin temel ideolojisinde kalacağını savunmuşlar” dedi.
