-
Haber7 – ÖZEL
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda eğitim sisteminin geleceğine dair çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, uzun süredir tartışılan 12 yıllık zarurî eğitim müddetinde değerli bir revizyon planlandığını duyurdu. Kamuoyunda büyük oranda eğitim müddetinin azaltılması istikametinde bir görüş oluştuğunu belirten Tekin, antidemokratik olarak nitelendirdiği 8 yıllık kesintisiz eğitim modelinin akabinde artık de 12 yıllık sistemin masaya yatırıldığını söz etti.
“KAMUOYUNDA BÜYÜK BİR TAKVİYE OLUŞTU”
Bakan Tekin, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “12 yıllık mecburî eğitim tartışılmalı. 8 yıllık kesintisiz eğitim antidemokratiktir. Büyük oranda 12 yıllık zarurî eğitimin mühletinin azaltılmasının gerçek olacağına yönelik bir kamuoyu oluştu, bu revizyonu yapmayı planlıyoruz” dedi. Bakan Tekin, hükümet olarak bu bahiste kesin bir karar alınması gerektiğinin altını çizdi.
ARSEVEN: “12 YIL MECBURI EĞİTİM, EN BÜYÜK KUSUR OLDU”
Bakan Yusuf Tekin’in sözlerini kıymetlendiren Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven, Haber7‘ye kıymetli açıklamalarda bulundu.
Konuyu yıllardır yazılarında ve televizyon programlarında gündeme getirdiğini belirten Arseven, şunları söyledi:
“Bana göre AK Parti iktidarının en büyük kusuru mecbur eğitimi. Kusurlarından biri mecbur eğitimi 12 seneye çıkartmak oldu. 28 Şubat sürecinde darbeciler baskıyla, dayatmayla eğitimi kesintisiz 8 yıla çıkartmışlardı. Buradaki maksatları imam hatipleri ve meslek eğitimini vurmaktı. AK Parti iktidarı bunu düzeltmek istedi ancak 12 yıl mecburiyet getirmesine hiç gerek yoktu.”
“GENÇLERİN VAKTİ VE GÜCÜ HEBA OLDU”
12 yıl boyunca zarurî eğitime tabi tutulan milyonlarca gencin mesleksiz diplomalılar ordusuna dönüştüğün kaydeden Arseven, sistemin getirdiği aksilikleri şöyle kıymetlendirdi:
“6 yaşında okula başlayan bir çocuk 18 yaşında liseyi bitiriyor. Üniversiteyi de 22, 23, 24 yaşında mezun oluyor. Ancak elinde hiçbir meslek yok. Bu gençler iş hayatına atıldığında, patronun taban fiyat vermeye bile gönlü olmuyor. Zira diploması var ancak vasfı yok. 12 sene boyunca milyonlarca genci mecburen okulda tutmanız büyük bir gençlik israfı oldu, büyük bir kaynak israfı oldu. İnsan kaynağından israf, en büyük israftır”
ZORUNLU EĞİTİM NÜFUSU DA VURDU
Arseven, mecburî eğitimin sadece eğitim sistemini değil, toplumun bütün istikrarlarını bozduğunu söyledi:
“Eskiden meslek öğrenen gençler erken yaşta usta olup yuvalarını kurabiliyordu. Artık evlilik yaşı 30’a dayandı. Doğurganlık oranı tabana çakıldı, nüfus yaşlanıyor. Nüfusumuz, Sayın Cumhurbaşkanı’nın varoluşsal tehdit diyeceği ölçüde dibe çakıldı. Aile Bakanı da; ’20-25 sene sonra asker gönderecek genç bulamayacağız.’ diye uyarıyor.”
OKULU İSTEMEYEN ÖĞRENCİ, BAŞARILI ÖĞRENCİYİ DE ENGELLEDİ
Okula zorla gönderilen gençlerin başarılı öğrencileri de engellediğini belirten Arseven, şu tabirlerde bulundu:
“Liselerde okumak isteyen çocukla okumak istemeyen birebir sınıfta toplandı. Biri ders dinlemek istiyor, oburu sabote ediyor. Öğretmen ne yapsın? Çocuk zorla gönderilmiş, kanunla zorlanmış. İsteksiz gençler hem dersleri sabote etti hem öğretmenlerine baş tuttu. Zira bir gencin zorlandığı ortamda, hem muvaffakiyet hem motive olamaz. Her şeye reaksiyon gösterir, her şeye isyan eder.”
“MESLEKLER YOK OLMA NOKTASINA GELDİ”
Arseven, meslek eğitiminin ihmal edilmesiyle birlikte ustalık ve kalfalık kültürünün yok olduğuna dikkat çekti:
“Mesleki Eğitim Merkezi MESEM’ler fonksiyonunu göremedi, katsayı problemleri çözülse de mesleğe yönlendirme başarısız oldu. Bu yüzden piyasada yetişmiş eleman bulunamaz hale geldi. Bugün bir meskeninizde musluk bozulsa, usta bulamıyorsunuz. Birçok meslek ölme noktasına geldi. Patronlar, müteşebbisler işe fayda eleman bulmakta zorluk çekti. Usta varsa da çok kıymetli. Zira artık meslek öğrenen genç kalmadı.”
“GENÇLERİN BİRÇOK DEVLETE GİRMEK İSTİYOR”
Arseven, üniversite mezunlarının birçoklarının devlete girmek istediğini lakin bunun mümkün olmadığını belirterek şu tabirlerde bulundu:
“Gençlerin yüzde 80’i devlete kapağı atmak istiyor. KPSS kazanıp memur olmak hayalleri var. Lakin devlet her yıl milyonlarca mezunu nasıl işe alsın? Bu ekonomik olarak da mümkün değil.”
“GENÇLERİN KAABİLİYETLERİ ERKENDEN KEŞFEDİLMELİ”
Arseven, tahlilin Almanya üzere ülkelerde olduğu üzere çocukların kabiliyetleri keşfedilerek okumak isteyenin okuması, mesleğe yönelmek isteyenin de erken yaşta gerçek alanlara yönlendirilmesi olduğunu vurguladı.
Arseven, sorunun kökünden çözülmesi için radikal adımlar atılması gerektiğini belirtti:
“Gençlerin kabiliyetleri vaktinde keşfedilmeli. Okumak isteyen okusun, istemeyen mesleğe yönlendirilsin. Zorla kimseye eğitim veremezsiniz. Zorla müzisyen ya da mühendis yapabilir misiniz? Mümkün değil. Zorla okutulan genç isyan eder, toplumsal huzur bozulur.”
NEDEN BİR PLANLAMA YOK?
Eğitimde atılan adımların planlanması gerektiğine vurgu yapan Arseven, şöyle konuştu:
“Bunca milli eğitim bakanı, bunca kültür bakanı değişti. Bunlar neden hiç planlanmadı? Planlamazsa ne olur? Planlamazsa sıkıntı olur. Ailelerin de çocuklarının kabiliyetlerini vakitle keşfetmesi lazım. Onların keşfetmesi için onların da eğitim almış olması lazım. Nereden bakarsan çok güç bir şey. Oldukça de geç kaldık. Yani biraz daha radikal adımların atılması lazım.”
AHİLİK GELENEĞİNE GERİ DÖNÜLMELİ
Eğitimin yalnızca okul binaları içinde düşünülmemesi gerektiğini belirten Arseven, ahilik kültürü ve piyasa içindeki usta-çırak ilgisinin kaybolmaması gerektiğini savundu. Bu klâsik öğrenme modelinin hem manevi hem de mesleksel eğitimdeki değerine dikkat çeken Arseven, “Orada bir kültür vardır. Çırak, kalfasına karşı gelemez, kalfası ustasına karşı gelemez. Ustası çırağına zulmedemez. Zira ayıptır bunlar” dedi.
