Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 178 sayfalık iddianamede 33 kişi “müşteki”, 2 kişi “mağdur”, 11 kişi ise “sanık” sıfatıyla yer aldı.
Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vazifeli sıhhat çalışanlarının hastalar üzerinden haksız çıkar sağlandığı argümanına ait 1’i profesör 11 şüpheliye yönelik Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Cürümler Soruşturma Ofisince yürütülen soruşturma tamamlanmıştı. Hazırlanan 178 sayfalık iddianamede, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve İstanbul Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü ‘ihbar edenler’, 33 kişi ise ‘mağdur’ sıfatıyla yer almıştı.
İDDİANAMEDE ÖRGÜT ŞEMASINA DA YER VERİLMİŞTİ
İddianamede, şüphelilerin ‘örgüt şemasına da’ yer verildi. Şemada, Prof. Dr. M.M. örgüt elebaşı, Doç. Dr. V.E. ve Uzman Doktor Y.S. ise örgüt yöneticisi olarak yer almıştı. Ayrıyeten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Kolu Öğretim Vazifelisi M.F, doktor E.Ö, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi kısmında servis sorumlusu hemşire A.A, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi kısmında paklık vazifelisi Ö.A, tıbbi mamuller firmasında çalışan O.B, briç oyuncusu-eğitmen O.Ö, A.Ç.B. ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi kısmında bilgi giriş işçisi Y.Ö. örgüt üyesi olarak iddianamede yer almıştı.
İddianamede, örgüt elebaşı olduğu öne sürülen Prof. Dr. M.M’nin ifadesine yer verildi. Üzerine atılı suçlamaları reddeden M.M, mecburi hizmetten sonra Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi ünitesinde çalışmaya başladığını, 2013’te alım satımla ilgili şef olduğundan ötürü ameliyatta kullanılan 2 adet gerecin toplam 700 liralık alımıyla ilgili emniyet ve savcılıkta tabir verdiğini anlattı.
M.M, iddianamede sanık olarak yer alan kimi bireyleri tanıdığını belirterek, “İddia edildiği üzere suç örgütü lideri olmam, suç örgütünü kurmam, yönetmem katiyen palavradır. Mesnetsiz bir tezdir. Biz erdemli Türk tabipleri, Yedikule Hastanesi’nde her yıl 4 bin akciğer ameliyatı yapmaktayız. Bu Türkiye’de yapılan ameliyatların yüzde 25’ine tekabül etmektedir. Avrupa ve Türkiye’de en çok ve en kaliteli ameliyat Yedikule Hastanesi’nde yapılmaktadır. Bunun sebebi ise bağışlar ve çeşitli getirilerle son model aygıtların hastanemize kazandırılmış olmasıdır. Hasta yakınlarının yaptıkları bağışların hiçbiri adapsız değildir. Hepsine anlatılmıştır. Kendi isteğiyle istekli olarak bağış yapanlar yahut alet alanlar sayesinde hastanemizde her türlü ameliyat Türkiye’nin birincileri olarak yapılmaya devam etmektedir.” tabirlerini kullandı.
MÜŞTEKİ İFADESİ
İddianamede beyanına yer verilen müşteki Nurgül Kalaycı, akciğer hastası olduğunu, Kırklareli’ndeki bir hastanede tedavi görürken tabibinin kanserli hücrede büyüme olduğu için pet çekilmesi gerektiğini söylemesi üzerine İstanbul’daki bir hastanede ciğer sineması çektirdiğini kaydetti.
Ciğer sinemasını çeken görevliye Yedikule’de ameliyat olacağını söyleyip, tavsiye edeceği doktor olup olmadığını sorduğunu aktaran Kalaycı, şöyle devam etti:
“Bana Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ndeki doktor V.E’yi tavsiye etti. Nasıl görüşeceğimizi sorduğumda, ‘Abla ben sana randevu oluştururum.’ dedi. Tabiple görüştü ve oraya gitmemiz gerektiğini söyledi. Tabibin telefon numarasını verdi. Elimizdeki sonuçlarla 26 yahut 27 Ağustos 2024’te hekimin yanına gittik. Sonuçları inceledi ve hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ameliyat günü verdi. Gittiğimizde Yedikule Hastanesi tadilattaydı. Hekimle odasında ameliyat hakkında konuşurken bize hastanenin ağır olduğunu, ameliyathanenin hijyenik olmadığını, ameliyat için 3-4 aydan evvel sıra gelmeyeceğini fakat tadilattaki hastane için bağış yaparsak bizi öne alabileceğini söyledi. Ne kadar bağış yapacağımızı sorduğumda, ’50 bin lira yapmanız halinde sizi 10 gün içinde ameliyat edebilirim.’ dedi. Teklifi kabul etmedim.”
Kalaycı, hocaya ameliyata onun girmesini istediklerini söyleyip, hangi hastanede ameliyat yapabileceğini sorduklarında kendilerine 3 farklı hastaneyi tavsiye ettiğini anlatarak, “31 Ağustos 2024’te ameliyat edildim. Ameliyat fiyatını hocanın da yönlendirmesiyle 250 bin liradan 200 bin liraya indirdiler. Ödemenin 130 bin liralık kısmını V.E. hocaya teslim ettim. Geri kalan 70 bin liralık kısmını kredi kartımdan yaptım.” sözlerini kullandı.
MASAK RAPORU
İddianamede, MASAK raporuna nazaran sanıkların birbirleriyle olan para transferlerinin tespit edildiği kaydedildi.
Örgüt elebaşı olduğu öne sürülen M.M. ile birtakım sanıklar ortasında toplam 1 milyon 855 bin 967 lira, örgüt yöneticisi olduğu sav edilen V.E. ile kimi sanıklar ortasında ise 14 milyon 462 bin 599 lira para giriş-çıkışı olduğunun belirlendiği aktarıldı.
İddianamede yer alan MASAK raporunda ayrıyeten öbür sanıklar ortasında da para trafiği olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Sanıkların örgütlü bir formda hareket ettikleri belirtilen iddianamede, hasta yahut yakınlarından temin edilen paraların M.M’nin talimatı doğrultusunda örgüt yöneticileri ve üyeleri ortasında elden yahut banka hesapları üzerinden hiyerarşik yapı gözetilerek dağıtıldığı anlatıldı.
İddianamede, örgüt elebaşı olduğu öne sürülen M.M’nin, kendisine ve başka örgüt üyelerine maddi menfaat sağlamak maksadıyla sanık V.E’yi süreklilik arz edecek biçimde kullandığı tabir edildi.
Hastalardan adapsız para alımının sanıklar O.B. ve O.Ö. üzerinden yapıldığı aktarılan iddianamede, örgütün deşifre olmaması için hasta ve yakınlarına hastane ortamında bağış yapılıyormuş üzere evrak düzenlenerek imzalatıldığı anlatıldı.
İddianamede, hasta yahut yakınlarına imzalanan evraktan rastgele bir örnek ya da makbuz verilmediği, sonrasında bağış evrakının yırtıldığı, sanık V.E’nin üvey kardeşi olan sanık A.Ç.B’nin IBAN numarasını hasta yahut yakınlarına göndererek bahse bahis parayı birinci evrede kendi hesabına almadığı, daha sonra paranın eşi Zeynur E’nin hesabına aktarıldığının anlaşıldığı kaydedildi.
Sanık hekimler E.Ö. ve M.F’nin Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde çalışmamalarına karşın maddi menfaat sağlayabileceklerini düşündükleri hasta yahut yakınlarını bu hastanede çalışan örgüt yöneticilerine yönlendirerek hastalardan kurul aldıklarının belirlendiği anlatılan iddianamede, servis sorumlu hemşiresi olarak çalışan sanık A.A’nın, M.M’nin talimatları doğrultusunda hastanede hasta yahut yakınlarından örgüt ismine para alarak, kendisine ve örgüte maddi menfaat sağladığı belirtildi.
İddianamede, soruşturma kapsamında yer alan tabiplerin alanında uzman şahıslar olması sebebiyle kendilerine müracaatta bulunan çok fazla hasta içerisinden bilhassa bağış yapabilecek hastaları seçtikleri, hastaların mağduriyetlerinden faydalanarak maddi menfaat sağladıkları, hastaların ameliyat sıralarını öne çekerek sıra bekleyen başka hastaları mağdur ettikleri anlatıldı.
Müştekilerin ameliyat yahut biyopsi üzere süreçlerinin gereği üzere yahut en azından vaktinde yapılmayacağı tasasıyla kendilerini mecbur hissederek, şüphelilere yahut onların yönlendirdikleri bireylere para vermek zorunda kaldıkları iddianamede yer aldı.
İddianame, kıymetlendirilmek üzere gönderildiği Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
