Bloomberg HT Araştırma’dan Sevcan Ersözlü’nün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bilgilerinden derlediği bilgilere nazaran, yabancı yatırımcıların Türk Lirası (TL) alımına yönelik aldığı durumları gösteren swap (carry trade) süreçlerinde geçen hafta değerli bir artış görüldü.
17 Ekim ile biten haftada, BDDK’nın “bankalar bilanço dışı yabancı para pozisyonu” (BDYPP) verisinde TL (alım) swap durumları 47,2 milyar dolar olurken, TCMB’nin bilgilerindeki karşıt swap durumları da 3,2 milyar dolara çıktı. Toplam türev durum büyüklüğüyse 50,4 milyar dolar ile 50 milyar dolar eşiğinin üzerine çıktı. Eylül sonunda bu sayı 41 milyar dolar düzeyinde olmuştu.
Haftalık bazda 786 milyon dolarlık bir artışın izlendiği durumlar, yılın son çeyreğine girilirken TL lehine güç kazanımına işaret etti.
BDDK’nın 23 Haziran 2022’de yürürlüğe giren düzenlemesinde, swap limitleri bankacılık dalının özkaynaklarına nazaran belirleniyor. Bu limitler, bankaların yurt dışı yerleşiklerle (yabancılarla) gerçekleştirdiği swap hacimlerini sınırlarken, TL likiditesi üzerinde de tesirli oluyor.
“CARRY TRADE’İN CAZİBESİ AZALIYOR”
Record CM Portföy Yöneticisi Canberk Yalçın’a nazaran, yabancı yatırımcılar çoklukla bir hafta ve bir ay vadeli carry trade konumları açıyor. Yalçın, “TL talebi yahut arzı süratle arttığında, yurt dışındaki swap limitleri devreye girerek TL likiditesini kısıtlayıcı bir öge olabiliyor. Bu durum kısa vadeli faizlerde sert oynaklık yaratabiliyor. Örneğin, mart ayında TL likiditesi sıkışmış ve offshore kısa vadeli faizlerde besbelli artış görülmüştü” dedi.
Mart 2025’te carry trade konumlarında 20 milyar dolarlık carry trade durumunun çözüldüğü izlenmişti.
Yalçın, bir ay ve üzeri vadelerde “limit doluluk” sorunu bulunmadığını ve bu nedenle uzun vadeli durum açan “real money” fonlar açısından limitlerin tesirinin hudutlu olduğunu tabir ederken, carry trade’in cazibesinin azalmaya başladığını vurguladı ve önümüzdeki devirde bu limitlerin daha az ilgi çekeceğini kaydetti.
Yalçın ayrıyeten “Daha uzun vadeli durum taşıyan fonlar için bu limitlerin tesiri, ‘gerekirse durumu kapatabilir miyim’ sorusu üzerinden, risk idaresi boyutunda görülür” dedi.
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay da 23 Ekim tarihli raporunda politik belirsizlikler nedeniyle birtakım yatırımcıların “carry” durumlarını azaltarak riskten kaçınmasının muhtemel olduğunu tabir etti. Lakin “TCMB’nin ortodoks siyaset duruşunu sürdürmesi halinde portföy tercihlerinde yapısal bir değişim beklemiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
