Yağışların “yeni normal” olduğunu vurgulayan su uzmanı Dursun Yıldız, sel felaketlerinin önlenmesi konusunda yasal boşluklara ve koordinasyon eksikliğine dikkat çekti.
Batı Karadeniz bölgesinde önceki günden itibaren etkili olan sağanak yağış birçok bölgede heyelan ve sele neden oldu. Samsun’da Çarşamba ilçesinde önceki gece sağanak sonrası derenin taşması ile sel sularına kapılan engelli Türkan Yılmaz (45) yaşamını yitirdi. 11 Ağustos 2021’de Batı Karadeniz’de aşırı yağışlar sonucunda Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta yaşanan sel felaketinde 97 kişi yaşamını yitirmişti. Bölgede neredeyse her sene yaşanan şiddetli yağışların yol açtığı felaketlerin neden önlenemediği ise tartışma konusu.
‘SU YASASI ÇIKMALI’
Cumhuriyet’e konuşan Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, “İklim değişikliği etkisiyle meydana gelen yağışlar sürecek. Yapmamız gereken bu yağışların ortaya çıkaracağı zararları azaltmaya yönelik önlemler almaktır” dedi. Önlemlerin uygulamada çok eksik olduğunu vurgulayan Yıldız, “Sorun alınması gereken önlemlerin uygulanmayışında. Uygulamadaki eksikliğimiz su yönetimi konusunda kurumsal altyapı oluşturamamamış olmamızdan kaynaklanıyor. Bölgedeki tüm derelerin ağızları mutlaka temizlenmeli, köprü altlarında oluşan yığılmalar önlenmeli. Çokbaşlı ve koordinasyon eksikliği içerisinde önlem alınmaya çalışılıyor. Daha net bir şekilde sonuç alınabilmesi için kurumsal yapıya ihtiyaç var. Bunun için de ‘Su Yasası’nın çıkması gerekiyor, yasa hâlâ Meclis’te bekliyor. Yasal ve kurumsal boşluğumuz var” ifadelerini kullandı.
‘ÇARPIK KENTLEŞME’
Yağışların ardından alınabilecek önlemlerin dere yatak kenarlarındaki yerleşim yerleri nedeniyle daha da zorlaştığını aktaran Yıldız, “Çarpık kentleşme, derelerin, taşkın yataklarının imara açılması, denetimsiz yapılaşma ve imar afları sorunun çözümünü oldukça zorlaştırıyor” diye konuştu. Yağışların iklim değişikliği ile rejim düzensizliğine uğradığını da ifade eden Yıldız, “Artık bu yağışlar anormal olmaktan çıkmıştır. Yeni normallere göre hızla önlem alınması gerekiyor. İklim değişikliği ve oluşan taşkın, kuraklık gibi etkilerinin yaratacağı hasarların azaltılması gündem konumuz olması gerekiyor. Türkiye gerçek gündemine geri dönmeli” değerlendirmesinde bulundu.