Rus haber ajansı TASS’ın bir haberi, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) geniş yankı uyandırdı. Hatta bu gelişme “KKTC’nin, Rusya tarafından tanınması” şeklinde yorumlandı. Halbuki; mesele ‘tanıma’ değil.
Uzun yıllardan beri İngiltere, ABD ve Almanya’nın KKTC’de “irtibat büroları” var ve bu bürolarda konsolosluk işlemleri yapılıyor. Haftanın belirli günlerinde konsoloslar veya bir başka görevli Kuzey’e geçerek başvuruları inceleyip, yeniden Güney’e gidiyor ve işlemler burada yapılıyor. Kıbrıs’ın her iki kesiminde çok sayıda İngiliz vatandaşı var. Bu yüzden İngiliz Yüksek Komiserliği hem Güney’de hem de Kuzey’de ofis bulunduruyor.
KUZEY’DE RUS PATLAMASI
Avrupa Birliği’nin (AB), Ukrayna savaşı yüzünden Ruslara yönelik ambargo uygulaması Güney Kıbrıs’a ekonomik yönden büyük zararlar verdi. Güney Kıbrıs Rum Kesimi, AB’nin üyesi olduğu için ambargo kararlarına uymak zorunda kaldı. Bu yüzden binlerce Rus’un Güney’deki bankalarda mevduat hesapları kapatıldı.
Ruslara “zaman içinde” ülkeyi terk etmeleri yönünde telkinler yapıldı. Bu uygulama Türkiye’ye ve kısmen KKTC’ye yeni fırsatlar sundu. Son iki yıl içinde Kuzey Kıbrıs’a 50 bin dolayında Rus vatandaşının geldiği belirtiliyor.
‘KKTC AÇISINDAN OLUMLU’
Rusya’nın şu anda yapmış olduğu; hem kendi vatandaşlarına hizmet için, hem de Rumlara bir tepki anlamında kuzeyde temsilcilik binası açmaktır.
Burada konsolosluk işlemleri yapılacak, Rusların herhangi bir konuda şikâyetleri dinlenecek. Bu gelişme KKTC açısından olumludur. Ama bu durum resmi bir tanıma değildir. Çünkü aralarında Rusya’nın da bulunduğu Güvenlik Konseyi’nin kararları, KKTC’nin tanınmasını yasaklamış durumdadır.
