Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, Roketsan’ın tesislerinde ortalarında Ülke TV Ankara Temsilcisi Mustafa Pala’nın da bulunduğu basın mensuplarıyla bir ortaya gelerek şirketin geldiği noktayı ve gelecek yılların projeksiyonunu anlattı.
Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, “İki tane çok temel emelimiz var. Birincisi Türk Silahlı Kuvvetleri için dünyadaki en uygun silah sistemlerini geliştirmek. İkincisi de bu silah sistemlerinin ihracatını yaparak dost ve kardeş ülkelere sunmak. Gelen parayla da AR-GE yapmak ve gelecek jenerasyon teknolojilerde üretim kapasitesine aktarmak. Roketsan, hem büyüme potansiyeli açısından hem de AR-GE’ye kaynak ayrılması açısından Türkiye’nin sayılı kurumlarından bir tanesi. Yani burası bir savunma endüstrisi şirketi değil, Türkiye’nin en büyük AR-GE şirketlerinden bir tanesi. Türkiye’nin tüm sanayilerini düşünün. Bu sanayiler içerisinde AR-GE’ye en çok yatırım yapan 4 şirketiz. 10 milyar liranın üzerinde kaynak her yıl kendi projelerimize ayırıyoruz. Tesis ve altyapıların üretim açısından çok büyük ehemmiyeti var fakat asıl kaynağımız insan kaynağı. Nitelikli insan kaynağı şu anda bizim için en değerli, en pahalı şey. Teknolojiyi geliştirmek için beşere gereksinimimiz var.” sözlerini kullandı. 
“VİDA BİLE ALMAMIZI ENGELLİYORLAR”
Roketsan’ın milletlerarası arenada karşılaştığı zorluklara işaret eden İkinci, “Vida bile olsa, perçin bile olsa, kıymetli olmayan, rastgele bir firmanın çarçabuk erişebileceği materyalleri bile Roketsan ismine talep ettiğinizde çabucak bir maniyle karşılaşıyorsunuz. Bu bizim için mahzur üzere gözükse de aslında külliyen bizi yerlileştirme ve ulusallaştırma odağında büyümeye itiyor. Bilhassa son 10 yıldır yapılan çalışmalarla şu anda Roketsan’ın dışarıya bağımlı, üretimini etkileyen rastgele bir bağımlılığı yok.” dedi. 
“BU SENE 10 MİLYAR DOLARI ZORLAYACAK”
Ülkemiz savunma endüstrisindeki yerlilik oranın yüzde 90’ın üzerinde olduğunu tabir eden İkinci, 2000’den fazla iş ortağı ile büyük bir ekosistem oluşturduklarını tabir etti:
- “Bu durum bizi bu oranın daha da üzerine çıkarıyor. Yerlilik oranımız yüzde 90’ın üzerinde. Büsbütün yerli ve ulusal imkanlarla geliştirilmiş kesimleri ya kendimiz üretip kullanıyoruz ya da 2000’den fazla iş ortağımızla üretiyoruz. Bu ortaklarımıza büyük bir ulusallaştırma kümemiz var. Bölüm geçen seneyi 7 milyar dolar civarında bir ihracatla kapattı lakin inşallah bu sene 10 milyar doları zorlayacak.”
Dost ve kardeşi ülkelerin Türkiye’nin gücüyle gurur duyduğunu tabir eden İkinci, şunları söyledi:
- “Bu manada Türkiye’nin savunma sanayindeki başarısı daha büyük bir mana tabir ediyor. Hepsi Türk savunma endüstrisiyle gurur duyuyor. Kendi başarısı olarak görüyor. Kendini inançta hissediyor. Şu anda 50’ye yakın ülke bizim ihraç ettiğimiz eserleri kullanıyor. Yalnızca Türkiye coğrafyasında kendini kanıtlamış bir eserden bahsetmiyoruz. Nemli Amazon ikliminden çöl ortamına, Avrupa’daki şiddetli soğuk ortama kadar birçok alanda, teknolojik zorluklara karşı silahlarımız kullanılıyor ve başarılı oluyor.”
“ÇELİK KUBBE’NİN ÖGELERİ SAHADA”
Çelik Kubbe’ye ait soruları da yanıtlayan İkinci, “Hava savunma gereksinimimize yönelik olarak Çelik Kubbemizi geliştirdik. Çelik Kubbe’nin yapısı bitmeyecek. Çelik Kubbe’nin ögeleri şu an alanda. HİSAR, SUNGUR, ALKA, SİPER… Sayıları arttırılarak, ortak bir komuta denetim merkezi tarafından insan faktörüne çok fazla muhtaçlık duymadan kullanılacak basamağa gerçek ilerleyecek. Şu anda alanda bunlar çalışıyor. Bunlardan gelen bilgilerle üzerinde yeni geliştirmeler yapılıyor. ‘Mavi vatan’ da dahil olmak üzere entegre bir hava savunma sistemi şu anda oluşturuluyor. Bu hava savunma sistemi Türkiye’yi noktasal olarak korumayacak, Türkiye’nin tüm hava alanını koruyacak. Hava savunma konusunda Türkiye kendi teknolojisini geliştiriyor, geliştirmeye devam edecek. Hava savunma konusunda gereksinimimizi ulusal imkanlarımızla karşılayacak durumdayız. Bunların sayısının süratle artırılması devam eden bir süreç.” dedi.
Program toplu fotoğraf çekiminin akabinde sona erdi.
