Antalya’da yaşayan Y.S., 2021 yılında kızını dünyaya getirmek için özel bir hastanede doğuma girdi. Burada sezaryen ile doğumu gerçekleştirilen Y.S., taburcu edildiği gün yaşadığı kusma ve ağrı şikayetiyle tekrar tıpkı hastaneye başvurdu. Bağırsaklarında yaşadığı meşakkat nedeniyle 12 gün hastanede yatan Y.S., bebeğinden de farklı kaldı. Annesinin emziremediği bebek, mama ile beslendi. Taburcu edilen Y.S.’nin bu kere de dikişlerinden iltihap akmaya başladı. Tekrar başvuran Y.S.’ye doğumunu yaptıran tabibi D.A., teze nazaran; durumun olağan olduğunu, iltihabın vakitle biteceğini söyledi. Hastaneden ayrılan Y.S.’nin 2 yıl boyunca orta ara ağrıları ve iltihap akıntısı devam etti. Bu mühlet zarfında başvurduğu hastanelerden sonuç alamayan bayan, ağrıyla geçen 2 yılın akabinde 2023 yılında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu.
SAVCILIĞA KABAHAT DUYURUSUNDA BULUNDU
Burada yapılan denetimde, doktor acil tomografi çektirmesini istedi. 2023 yılının Ağustos ayında çekilen tomografide, Y.S.’nin bedeninde doğum sonrası unutulan sargı bezi görüldü. Şoke olan Y.S., 2 yıldır yaşadığı ağrılara ihmalin sebep olduğunu öğrendi. Y.S.’nin karnında unutulan yaklaşık 30 santimetre uzunluğundaki gazlı bez ameliyatla alındı. Y.S., hastane ve süreç içerisinde ihmali bulunan tabipler hakkında savcılığa kabahat duyurusunda bulundu.
‘ÇOCUĞUMU KUCAĞIMA BİLE ALAMAMIŞTIM’
Çok sıkıntı günler yaşadığını belirten Y.S., 2 yıl boyunca ağrılarının ve orta ara iltihap akışının devam ettiğini söyledi. Y.S., “Farklı hastanelere de başvurdum fakat kimse teşhis koyamadı. En son Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdum. Burada bana doğum sırasında bedenimde sargı bezi kaldığı söylendi. Doğum yaptığımda 10 gün boyunca ağrılarım yüzünden çocuğumu kucağıma bile alamamıştım” diye konuştu.
‘STERİL OLDUĞUNDAN HASTAYA ZİYAN VERMEMİŞTİR’
Suç duyurusunun ardından Sağlık Bakanlığı, olayla ilgili inceleme başlattı. İncelemede evrakta ismi geçen sıhhat çalışanının sözüne başvuruldu. Doktor D.A. ifadesinde; sorunsuz bir formda doğumun gerçekleştiğini, Y.S.’nin 2 gün sonra sağlıklı biçimde taburcu edildiğini, tıbbi kayıtlara nazaran ameliyathanedeki materyal sayısının kayıtlara nazaran tam olduğunu söyledi. D.A. sözünün devamında, “Y.S.’ye yapılan ultrasonda yabancı bir cisim gözlenmedi. Gazlı bez tüm dikkatimize ve sayımımıza karşın operasyon sırasında hastanın bedeninde kalmışsa steril olduğundan hastaya tıbbi bir ziyan vermemiştir” dedi.
GÖRÜNTÜLEMEDE SIVI GÖRÜLDÜ
İfadesi alınanlar ortasında yer alan ameliyathane hemşiresi Ö.Ö., pandemi sürecinde kendi hayatlarını hiçe sayarak anne ve bebeğin hayatını düşünerek hareket ettiklerini, ameliyat sonrasında gereçlerin tam olarak doktora bildirildiğini söyledi. Radyolojik görüntülemeyi yapan doktor E.B. ise doktor D.A.’nın talebi ile Y.S.’de yapılan görüntülemede; akciğer ve damarlara yönelik inceleme yaptığını, batındaki bir patolojinin görülmesinin imkansız olduğunu, incelemede bağırsakta genişleme ve sıvı gördüğünü söyledi.
‘TANISAL GECİKMEDE ROL OYNAMIŞTIR’
Doktor E.B. ifadesinin devamında şöyle dedi: “İnceleme alanıma girdiği kadarıyla batındaki bağırsak anslarında ileri derecede distansiyon (karın şişliği) olduğundan bahsedilmiştir. Yapılan ikinci müşahedede de bağırsaklarda geçiş tıkanıklığı tanısı konulmuştur. Benim gerçekleştirdiğim süreçte rastgele bir eksik ve atlama yoktur. Tersine Gossypiboma (hastanın bedeninde yabancı cisim unutulması) varlığında erken periyotta görülebilecek en mümkün patolojik durum olan tıkanıklık tanısı konulmuştur. Bundan sonrası klinisyenin değerlendirmesiyle sonuçlandırılabilecek bir süreçtir. Kullanılan gazlı bezin radyopak husus ile işaretli olmaması da tanısal gecikmede rol oynamıştır.”
4 ÇALIŞANIN HAREKETLERİ İNCELENECEK
Sağlık Bakanlığı’nın Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından yapılan ön inceleme sonucunda, Doktor D.A., ameliyathane hemşiresi Ö.Ö., Uzman Doktor N.K., Uzman Doktor E.B. hakkında hareketlerin isimli mercilerle aydınlatılması gerektiği belirtilerek, şikayetten 2 yıl sonra soruşturma müsaadesi verildi.
