TELE1 Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Merdan Yanardağ, bugün hakim karşısına çıktı. Mahkemede savunma yapan Yanardağ, “Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Savcılık ikinci bir montaj video üreterek suç uydurdu” dedi. Duruşma savcısı, Yanardağ’ın “Terör Örgütü propagandası yapmak” suçundan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep ederken, kararın açıklanması bekleniyor.
Canlı yayındaki sözleri montaj bir video ile bağlamından koparılan ardından sosyal medyada linç kampanyasına maruz kalan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Merdan Yanardağ, “suçu ve suçluyu övme” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından resen başlatılan soruşturma nedeniyle gözaltına alınmış, tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edilen Yanardağ 27 Haziran günü tutuklanmıştı.
Yanardağ’ın 10 yıl 6 aya kadar hapsinin istendiği davanın ilk duruşması ise bugün görülüyor.
Duruşma öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde Yanardağ’a Özgürlük Platformu Girişimi, bir basın açıklamasına düzenledi.
Açıklamaya CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan adayı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk‘ün yanı sıra çok sayıda siyasi parti temsilcisi, gazeteci ve yurttaş katıldı.
Basın açıklamasına CHP İstanbul İl Başkan adayı Cemal Canpolat da katıldı ve bir açıklama yaptı. Canpolat, Yanardağ ile ilgili verilen hukuksuz karara tepki gösterdi.
Açıklamada, “Başın öne eğilmesin kalemini satanlar değil; özgürce yazanlar kazanacak. Merdan Yanardağ’a özgürlük” çağrısı yapıldı.
TERKOĞLU: “ELEŞTİREL GAZETECİLİK YAPMANIN BEDELİNİ ÖDÜYOR”
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, Yanardağ hakkında açılan soruşturma ile ilgili şunları söyledi:
“Merdan Yanardağ’ın serbest bırakılmasını bekliyoruz. Merdan Yanardağ normal bir hukuk düzeninde 1 dakika bile içeride kalmayacağı, hatta soruşturma bile açılmayacağı bir dosyadan aylardır içeride tutuklu. Bu davada öyle hukuksuzluklar oldu ki… Düşünün aslında içeriği aslında hiç öyle olmayan 62 saniyelik konuşmayla, bir trol ordusunun başlattığı kampanyayla, iktidar medyasının yüklenmesiyle bir gazeteci tutuklandı. Merdan Yanardağ Türkiye’de eleştirel gazetecilik yapmanın bedelini ödüyor. Türkiye’ye yeni anayasa biçenlerin bu projesinin bedelini ödüyor. Farklı ses çıkarmadan seçime gitmek isteyenlerin yapmak istediği Türkiye’nin bedelini ödüyor.”
TANRIKULU: “GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENDİ”
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, şunları kaydetti:
“Merdan Yanardağ’ın gözaltına alınış biçimi ve 100 gündür tutuklu olması; Türkiye’de haber alma hakkı, basın ve ifade özgürlüğünün olmadığının bir göstergesidir. Eğer hukuk varsa; bugün tahliye olması ve aramızda olması lazım. Ülkenin en tanınan medya yüzlerinden birisi, Türkiye’ye gösterilerek gözaltına alındı ve bununla da gözdağı verilmek istendi.”
ÖZEL: “MUSSOLİNİ’NİN ÖN İNFAZ YÖNTEMİNDEN FARKI YOK”
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan adayı Özgür Özel de, şöyle konuştu:
“Bugün Merdan Yanardağ dostları burada elbette. İçeride yargılananın Merdan Yanardağ olmadığını, düşünce ve fikir özgürlüğü ile itiraz hakkı olduğunu herkes biliyor. Bugün buradaki kabalığı son derece önemsiyorum. çünkü ifade özgürlüğünün karşısında iktidarın adeta muhalefete muhalefet eden, onları bastırmaya ve sindirmeye çalışan bir anlayışı ile karşı karşıyayız. Merdan Yanardağ, söylediği sözlerin içinde herhangi bir suç unsuru olmadığı halde, savcının iddia ettiği suçlar doğru olsa bile bir gün cezaeevinde yatarı olmadığı halde sosyal medyada ve iktidar üyeleri ile iktidara yakın kalemler tarafından hedef gösterilmesi sonucunda hakimin verdiği karar, tamamen hukuka aykırı bir karardı. 1 gün bile yatmaması gereken bir kişi 101 gündür tutuklu. Mussolini’nin ön infaz yönteminden hiçbir farkı yoktur.
Muhalefetin, konu fikir ve basın özgürlüğü olduğundan mutlaka bir arada durması gerekiyor. Herkes şunu bilsin ki; bu iktidara karşı bir kelime az söylersen, bir adım geri atarsan, bir santim eğilirsen bu millete diz çöktürürler.”
20 KİŞİLİK SALON TAHSİS EDİLDİ!
Merdan Yanardağ’ın bugünkü duruşması için 20 kişilik salon ayarlanması büyük tepki çekti. Yanardağ’ın ailesi ve avukatları duruşma salonuna alındı.
Duruşmanın yapılacağı salona her kurumdan bir kişinin alacağının söylenmesi üzerine gazeteciler tepki gösterdi. Öte yandan davanın avukatı olmayan avukatların da salona girişine izin verilmedi.
CHP’li Mahmut Tanal da, “Neden daha büyük bir salon vermemişler? Anayasa’ya göre izlemek isteyen herkes girebilir” diyerek tepki gösterdi.
“BAŞKA SALONA ALINSIN” TALEBİNE RET!
Hakim Kurulu’nun da duruşmayı saat 13.30’a ertelemeyi düşündüğü, ancak avukatların bunu kabul etmediği aktarıldı.
Avukatların duruşmanın başka salona alınması talebi ise reddedildi.
YANARDAĞ: “TÜRKİYE’Yİ BASKICI ORTAMA SÜRÜKLEME DAVASI”
Merdan Yanardağ, savunma yapıyor:
“Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma, Türkiye’yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam, bağımsız medyaya gözdağı vermek içindir. Toplumu sindirmek içindir.
Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Savcılık ikinci bir montaj video üreterek suç uydurdu.
Burada olmamın nedeni TELE1’in yayınlarından dolayıdır. Yaptığım programın süresi 50 dakikadır. Bu programda suçu ve suçluyu övmemişim, ne olduysa Türkiye bayrama giderken ‘gündem boş çılgın bir gazeteciyim gündem yaratayım’ demişim böyle bir şey olabilir mi?
Böyle bir muameleyle karşılaştım. Beni niye tutukladınız adresim belli, tüm çağrılara uymuşum hiç aksama olmamış.
Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir trol ordusu var onları millet sanan bir Savcılık var. Dün Ayşegül Aslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte, dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor.
Sözüm ona infial var. Biri sokağa çıkmış mı yok. TELE1’in önüne gelip bir protesto var mı yok ama halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmışım.
Beni destekleyen binlerce tweet var. Bunları dikkate almayan savcılıkla karşı karşıyayız. Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program.
GALİ ENSARİOĞLU HATIRLATMASI!
Galip Ensarioğlu bir röportaj bir röportaj veriyor ve diyor ki; ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir. Aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş’ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi.’ Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianame Galip Ensarioğlu’ndan hiç söz etmiyor. İddianame 2. bir montaj yapmış.
TELE1’de bu güne kadar 3 bin program yapmışım. 62 saniyelik bir bölüm kesilmiş üstelik üzerinde 5 saat çalışılmış. 25 Haziran’da sosyal medyaya yüklenmiş.
“AKP İMRALI’YI SİYASİ BİR ARAÇ OLARAK KULLANMAYA ÇALIŞTI”
Ebabil var ya kapatılan… Onun gibi hesaplar. 5 gün bu program hiç görülmemiş 5. gün infial yaratmış. Neden bu konuyu tartıştık? AKP’nin yeni izleyeceği politikayı tartıştık. Öyle bir montaj yapılmış ki önü arkası yok. Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız, terör eylemi övülmemiş.
Hepimizin evinde Dostoyevski kitapları var. Çar’a suikast yaptı, idama mahkum edildi arkadaşları kurşuna dizildi, kendi Çar tarafından affedildi. Şimdi ben Dostoyevki’yi övmüş mü oldum?
Necip Fazıl’dan örnek verelim: Alkole düşkündür, kumara düşkündür fotoğrafları vardır. Besleme basının ortaya çıkma sebebidir. Menderes’e kapınızda ‘it gibi titriyorum’ diye mektuplar yazan bir adamdır, ben üzerinde çalıştım. İslami faşist denilecek bir yaklaşımı vardır. Biz Necip Fazıl iyi şairdir desek kumarbazlığını övmüş mü oluyoruz?
Yılmaz Güney iyi bir sinemacı desek onun tüm yaşantısına sahip çıkmış mı oluyoruz?
Görülür bir gerçeklik var. AKP İmralı’yı siyasi bir araç olarak kullanmaya çalıştı. Daha önce kullandı onun üzerinden tehdit ediyor.
“MUSSOLİNİ HUKUKU UYGULANIYOR”
2019’da bir mektup geldi yerel seçimlerde. Kimseye onun hakkında dava açılmadı. Benim hakkımda açıldı. Ali Kemal Özcan dedi ki ‘İmralı sandığa gitmeyin”. 2019’da. Ben de TELE1’de dedim ki ‘Sen avukat değilsin ailesinden değilsin yargı görevlisi de değilsin. Nasıl görüştün’ dedim. Kitap yazıyorum ondan gidiyorum dedi. ‘Bilmiyorum örgüte mi çalışıyorsun o yüzden mi gittin’ dedim şikayet etti. Dava istinafta ben bir gazeteci olarak bir olaya bakıyorum İmralı’da tutuklanan Abdullah Öcalan ailesiyle görüşsün biz de ne söylediğini bilelim devletin İnfaz Kanunu’nu uygula demek ne zamandır suç?
Eleştiren bir program yaptım ben. Yargılama Türk milleti adına yapılıyorsa eğer hele hele sosyal medya trollerinin kışkırtmasıyla hareket eden bir Savcılık olamaz.
Biz orada programın tamamını verdik. Ve bu metin esas alınmadı 62 saniyelik video esas alındı. Savcılığın biraz çalışması lazım. Tutuklama gerekçesi olarak katalog suç demiyor, HSK’yaya şikayet etmek istiyorum bir ihmal söz konusu.
İtiraz ettik dediler ki ‘deliller toplanmadı’. Bir daha itiraz ettik, ‘kaçma şüphesi var’. Bir daha itiraz ettik ‘Savunmam alınmadı’ diye bırakılmadım. Böyle bir şey olabilir mi?
Fiilden hareketle değil failden hareketle suç üretmek yapılan bu Mussolini hukuku uygulanıyor. Ön infaz. Bu TCK’dan çıkartıldı ama uygulanıyor. Vatandaşların bir bölümünü düşman sayan, millet saymayan mahkemeleri siyasi enstürman olarak kullanan bir anlayıştır bu.
“SAVCILIK BUNLARI NEDEN İDDİANAMEYE KOYMAMIŞ?”
Tecriti ben kullanamadım Galip Ensarioğlu, söylüyor. Bir de Demirtaş’ı suçluyor. Onun yüzünden uygulandı diyor. Kim bu galip Ensarioğlu bakmak lazım. Kürt sorununda izlediğimiz biridir. Diyarbakır Sanayici İş Adamları Başkanlığı yapmış milletvekili. AKP karar kurulu üyesi böyle biri. Gündemde Akşener’in imralıyla bir görüşme olduğu iddiası vardı. Hatta tanıdığını söyledi. Yüksek yargı mensubu olduğunu söyledi. Yani İmralı konuşuluyordu. Ensarioğlu yeniden gündeme getirdi.
Tahliyemi talep ediyorum. AKP’li Galip Ensarioğlu diyor ki, ‘Çözüm süreci bitti ama tekrar başlayabilir. PKK şiddetin muhattabıdır. Onunla şiddet konuşulur geri kalan halkla konuşulur. Öcalan ile Kandil arasında fark var. Öcalan daha samimiydi iyi niyetliydi’. Savcılık bunları neden iddianameye koymamış?
Aleyhime tweetler konulmuş ama o da kırpılmış. Lehime olan tweetleri de aleyhime zannedip koymuşlar. Ensarioğlu’nun söylediği hiçbir şey davada yok.”
Merdan Yanardağ’ın savunması sona erdi.
SAVCI MÜTALAASINI AÇIKALDI
Duruşma savcısı, Yanardağ’ın “Terör Örgütü propagandası yapmak” suçundan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti.
Duruşmaya yarım saat ara verildi.