Paris Savcısı Laure Beccuau, RTL kanalında katıldığı programda, 4 hırsızın 8 tarihi yapıtı çalmayı başardığı soyguna ait değerlendirmelerde bulundu.
ÇALINAN YAPITLARIN PAHASI 88 MİLYON EURO
Müze küratörünün, hırsızlar tarafından çalınan yapıtların pahasının 88 milyon avro olarak varsayım ettiğini belirten Savcı Beccuau, bu sayının hayli yüksek olduğunu lakin maddi zararın yapıtların tarihi kıymetiyle kıyaslanamayacağını söyledi.
YENİ ÖNLEMLER ALINDI
Fransa Kültür Bakanı Rachida Dati, 19 Ekim’de tarihi eser niteliğindeki mücevherlerin çalındığı dünyaca ünlü Louvre Müzesi’nde yeni güvenlik önlemlerinin uygulamaya konulduğunu açıkladı.
Kültür Bakanı Dati, Ulusal Meclis oturumundaki konuşmasında, Sayıştaş’ın hazırladığı ön raporda güvenlik açığının olduğu ortaya konulan Louvre Müzesi’ndeki soygunu kıymetlendirdi.
Soygunu, Fransa’nın “tarihi mirasına yönelik önemli bir saldırı” olarak niteleyen Dati, güvenlik açığının giderilmesine ait atılan adımlardan bahsetti.
Dati, müze idaresine yapıtların güvenliğinin sağlanması konusunda birtakım tavsiyelerde bulunulduğunu ve bu tavsiyeler doğrultusunda harekete geçildiğini belirtti.
Bu kapsamda, güvenlik kameralarının modernize edilmesi, müzedeki tüm güvenlik denetim odalarının elden geçirilmesi ve müze etrafında müdafaa sistemlerinin yerleştirilmesi istikametinde adımların atıldığını vurgulayan Dati, soyguna ait soruşturmanın sürdüğünü lisana getirdi.
TARİHİ ESERLER ÇALINMIŞTI
Fransa’nın başşehri Paris’te her gün binlerce ziyaretçiyi ağırlayan ve yaklaşık 35 bin yapıtın sergilendiği dünyaca ünlü Louvre Müzesi’nde 19 Ekim sabahı soygun gerçekleşmişti.
Soygunda, Kraliyet mücevherlerinin sergilendiği Apollo Galerisi olarak isimlendirilen kısımdan “paha biçilemez” değerde 9 eser çalınmış, hırsızların kaçarken düşürdüğü sanılan 3. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugenie’ne ilişkin taç ise daha sonra hasarlı halde müzenin dışında bulunmuştu. Tarihi bedeli olan 8 mücevherle kaçan 4 hırsızın soygunu 7 dakika sürmüştü.
Sayıştayın hazırladığı ön raporda, müzeye güvenlik standartlarına uygun teknik donanımların sağlanmasında “sürekli” ve “önemli oranda” gecikmelerin yaşandığı ve bu durumun güvenlik açığı yarattığı tespit edilmişti.
