Tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de kumar ve sanal kumar bağımlılığı artıyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti tarafından yapılan ‘Türkiye Kumar Raporu’na nazaran, Türkiye’de kumara başlama yaşı 15’e kadar düştü.
Türkiye’de 15 yaşın üzerindeki her 10 şahıstan birinin hayatında en az bir defa kumar oynadığı ve en riskli kümenin gençler olduğuna dikkat çeken çarpıcı bilgiler yer alıyor.
Kumar oynama davranışının Türkiye’de ve dünyadaki eğilimlere paralel olarak bilhassa Kovid-19 pandemisinin meydana geldiği 2019-2020 yılından itibaren ivme kazandığı da raporda altı çizilen değerli noktalardan biri.
KUMAR EN ÇOK GENÇLERİ TEHDİT EDİYOR
Türkiye Yeşilay Cemiyeti, son devirde süratle artış gösteren kumar ve sanal kumar bağımlılığına dikkat çekmek maksadıyla kapsamlı bir akademik rapor hazırladı. Türkiye Kumar Raporu bilgilerine nazaran, kumara başlama yaşı 15’e kadar düştü. Yeşilay Genel Lideri Doç. Dr. Mehmet Dinç, kumar bağımlılığının gençler ortasında süratle yayıldığının altını çizerken, “Rapor bize toplumsal bir krizle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor” vurgusu yaptı.
HER YEDİ ŞAHISTAN İKİSİ KUMAR BAĞIMLILIĞI İÇİN BAŞVURUYOR
Sputnik’te yer alan habere nazaran, raporun tanıtım toplantısında konuşan Yeşilay Genel Lideri Doç. Dr. Mehmet Dinç şu bilgileri paylaştı:
“Türkiye Kumar Raporu’, kumar ve sanal kumar bağımlılığında geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor. 15 yaş ve üzeri nüfusta, hayatında en az bir defa kumar oynama oranı maalesef yüzde 10 düzeyine ulaşmış. Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizde kumar bağımlılığı sebebiyle başvuran danışan sayımız ise son üç yılda 15 bin 624. Gayret ettiğimiz beş bağımlılık tipi içinde en ağır müracaat kumarda. Bize başvuran her 7 bireyden 2’si kumar sebebiyle geliyor.”
“Kumar bağımlılığının yayılması hem ülkemizin hem dünyanın geleceğini tehdit eden toplumsal bir krizle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.” diyerek sorunun ulaştığı boyuta dikkat çeken Dinç, “Kumar bağımlılığı finansal kayıp, ruhsal çöküntü, toplumsal bağlantılarda bozulma, boşanma, intihar üzere çok ağır faturalara sebep olmanın yanı sıra alkol ve sigara bağımlılığını tetikleyerek ağır fizyolojik hasarlara da yol açabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Faaliyet alanlarına 2021 yılında kumar bağımlılığı da eklenen Yeşilay Danışmanlık Merkezlerine (YEDAM) 2021-2024 yılları ortasında kumar bağımlılığına ait psikososyal hizmet dayanağı almak üzere toplam 15 bin 624 danışan başvurdu. Bu sayı belirtilen yıllarda tütün, alkol, husus, teknoloji ve kumar bağımlılığı sebebiyle ruhsal ve toplumsal hizmet dayanağı almak üzere başvuran toplam 54 bin 824 danışanın, yaklaşık yüzde 28’ine denk geliyor. Danışmanlık Merkezlerine başvuran danışan sayısı, ayrıyeten yıllar içerisinde de artan bir ivme gösteriyor.
Dünya Sıhhat Örgütü bilgilerine nazaran, dünyadaki yetişkin nüfusun yüzde 1,2’sinin kumar oynama bozukluğuna sahip olduğu kestirim ediliyor. Ayrıyeten erkeklerin yüzde 11,9’u ile bayanların yüzde 5,5’i kumara bağlı olarak çeşitli seviyelerde ziyan yaşama riskiyle karşı karşıya.
TÜRKİYE’DE HER 10 ŞAHISTAN 1’İ KUMARLA TEMAS EDİYOR
Türkiye Kumar Raporu’nun danışmanlığını üstlenen Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Merih Altıntaşise, kumar bağımlılığının Dünya Sıhhat Örgütü tarafından da önemli bir halk sıhhati sorunu olarak tanımlandığını belirtti.
Ailelere de davette bulunan Altıntaş şöyle konuştu:
“Kumar bağımlılığı tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tarih boyunca var olan bu tehlike, online platformlarla birlikte daha da büyüdü. Alkol ve unsur sanayisinin yeni unsurlarla alan açtığı üzere, kumar sanayisi de emsal formda hareket ediyor. Başlangıçta toplumsallaşmak, eğlenmek ya da problemlerden kaçmak emeliyle oynanan kumar, vakitle denetim edilemeyen bir bağımlılığa dönüşebiliyor. Türkiye’de her 10 bireyden 1’i kumarla temas ediyor, bu her vakit bağımlılık manasına gelmese de kumar oynamaya başlandığında seviye ne olursa olsun bağımlılığa evrilme riski vardır. YEDAM’lara kumar nedeniyle yapılan müracaatların, alkol ve husus müracaatlarını geçtiğini görüyoruz. Kumar bağımlılığı intihar riskini de artırıyor, aile içi şiddet ve boşanmalara taban hazırlıyor. Denetim edilemeyen oyun davranışları, palavra söyleme, kayıpların peşinden koşma üzere belirtiler başladığında kesinlikle profesyonel dayanak alınmalı. Ailelerin dikkatli ve şuurlu olması, erken fark edilen durumlarda tedaviyi çok daha kolay hale getiriyor. Aileyi sürecin en değerli sac ayağı olarak görüyoruz, yasal ve tıbbi problemler ortaya çıkmadan tedaviye yönlendirmek hayati kıymet taşıyor.”
