Arda Özarda’nın sorularını yanıtlayan Kızılyalın, derbi hakkındaki görüşlerini dile getirerek, Beşiktaş’ın şampiyonluk virajını döndüğünü, Türk Telekom Stadyumu’na büyük bir avantajla geldiğini ifade etti:
“Her ne kadar Beşiktaş almış başını gidiyorsa da ve artık şampiyonluk virajını döndüyse de yine de bu maçlar, skorları önceden kestirilemeyen 90 dakikalardır. Ama Beşiktaş, Türk Telekom Ali Sami Yen Spor Kompleksi’ne cebinde beraberlik avantajıyla, hatta yenilgi avantajıyla geliyor. Bu bağlamda ben maçı kafamda oynattığımda hafif, rahat tempoda, orta alanın çok kullanıldığı bir 90 dakika olarak görüyorum. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in, Beşiktaş’ın farklı galibiyetinden sonra yaptığı açıklama da açıkçası bu maçın boyutunu biraz değiştirdi. “Eğer Beşiktaş bizi yener ya da puan alırsa, çıkarız alkışlarız” demeye getirdi. Bu aslında acaba bir taktik miydi? Beşiktaş’ı rehavete yöneltecek bir açıklama mıydı, yoksa hakikaten bu kadar puan farkının son 270 dakikada kapanma ihtimali yok, onu mu ifade etti Fatih Hoca, tam kestiremedim.”
“TUTUK BİR MAÇ OLMASINI BEKLİYORUM”
Galatasaray’ın bu maçta 1 puana razı gelebileceğini, lig ikinciliği için yarıştığı ezeli rakibi Fenerbahçe’ye averaj üstünlüĞÜ sağlamasının önemli olduğunu özellikle belirten Kızılyalın, tutuk bir 90 dakika beklediğini belirtti:
“Beşiktaş, puan almak için mücadele edecek. Tabii Beşiktaş’ın Aboubakar gibi çok önemli bir silahı sakat, son gelen haberler oynamayacağı yönünde. Yine Beşiktaş’ta bunun dışında önemli eksiklikler var. Galatasaray’a baktığımız zaman, maçı alması Şampiyonlar Ligi umudunun devam etmesi demek oluyor. Çünkü lig ikinciliği için çekiştiği ezeli rakibi Fenerbahçe’ye karşı averaj üstünlüğü var. İkili averaj ihtimali var diyorum, çünkü üçlü averaj ihtimali artık çok düştü. Fenerbahçe’nin ise görece zor maçları var. Örneğin Ankaragücü ve Sivasspor maçları gibi. Galatasaray da onu kovalayacak, hatta ben 1 puan Galatasaray’a yarayabilir mi diye de düşünüyorum. Açıkçası 22 futbolcunun birbirini kontrol edeceği tutuk bir maç olacak. Beşiktaş şampiyonluk umudu avantajıyla deplasmana gidiyor. Son dönemde Beşiktaş’ın Galatasaray’a karşı, Sergen Yalçın’dan sonra özellikle, belli bir üstünlüğünün olduğu gerçeği söz konusu. Ama Galatasaray da şu anki puanından bir 2-3 puan önde olsaydı, o zaman derdim ki “Galatasaray bundan 2,3,4 sene önceki gibi içerideki her Beşiktaş veya şampiyonluk maçını kazanır”.
Arif Kızılyalın maçların seyircisiz oynanması hakkında, bu durumun Beşiktaş adına bir şey değiştirmediği, Galatasaray’ın ise coşkulu oyundan uzaklaştığı yorumunda bulundu. Ayrıca Kızılyalın, son haftalardaki VAR hatalarına da değinerek, derbide hakem hatalarının konuşulmamasını diledi:
“Tabii seyircisiz oynanması da bu maçı farklı bir boyuta taşıyor. Çünkü Beşiktaş kendi sahasında seyircisi oradaymış gibi coşkulu oynayabilirken, Galatasaray o seyirci coşkusunu kaybetmiş ve sadece bir maça çıkmış takım görüntüsünde. O yüzden böyle bir 90 dakikanın bizi beklediğini düşünüyorum. Umarım hakem hataları ön plana çıkmaz. Açıkçası hakem hatalarının ön plana çıkacağını da düşünmüyorum. Biliyorsunuz, VAR odası faciaları bu sene Fenerbahçe ve Galatasaray’ın başına çokça geldi.”
“GALATASARAY KULÜBÜ ‘FİKRİ HÜR VİCDANI HÜR’ İNSANLARIN BULUNDUĞU BİR TOPLULUKTUR”
GS TV’de yayımlanan maçlarda ilk olarak Belhanda’nın, ardından da Burak Yılmaz’ın gollerinin sansürlemesi hakkındaki sorulara karşı Kızılyalın, sansürün çok ayıp bir şey olduğunu ve Galatasaray Kulübü ahlakına uymadığını belirtti:
“GS TV sansürlese sansürlese ilk genel kurula kadar bunu sürdürür. Biliyorsunuz, sansür modern çağda ayıpla karşılanan, hoş olmayan bir durum. Özgürlükler çağındayız, ki biliyorsunuz Galatasaray Kulübü Tevfik Fikret’ten bu yana “Fikri hür, vicdanı hür” insanların bulunduğu bir topluluktur. Belhanda’yı niye sansürlediler? İki tane yönetim kurulu üyesini eleştirdi diye. Eleştirebilir ki sen onu zaten gönderdin. Ama şimdi bu durum Belhanda’nın attığı goller ve Belhanda’nın çıktığı her Fenerbahçe maçının beraberlik ya da galibiyetle bitirilmiş olduğu gerçeğini silecek mi? Hayır. O yüzden bu sansür ayıp bir şey.”
“BURAK GALATASARAY’IN EVLADIDIR”
Belhanda’nın ardından Burak Yılmaz’ın da sansürlenmesi hakkında konuşan Kızılyalın, Yılmaz’ın Galatasaray tarihine damga vuran bir futbolcu olduğunun altını çizdi:
“Burak Yılmaz’ı niye sansürlediler onu anlamadım. Burak, Galatasaray’ın evladıdır. Tamam, Burak Beşiktaş’a gittikten sonra Beşiktaş Kongre Üyesi oldu, tebrik edelim. Belki dönüşte Beşiktaş’a gelir, belki Trabzonspor’a gelir, belki Galatasaray’a gelir, Fenerbahçe zaten bunu yalanlandı. Belki köklerini kazandığı Antalyaspor’a ya da Manisaspor’a gelir, orasını bilemem. Ama Burak Yılmaz Şampiyonlar Ligi’nde attığı gollerle, 2012, 2013, 2014 sezonunda attığı gollerle Galatasaray tarihine damgasını vuran gol kralı bir futbolcudur. Hadi Belhanda tamam, Burak ne yaptı? Geçmişe dönecek olursak, başka sansürlenenler de var. Bu konuda bir standart, bir prensip kararı olmalı. Yüz kızartıcı suç işlememişse, toplumu, kamuoyunu, kamuoyu vicdanını yaralayan işlerde adı geçmiyorsa, sen onu sansürleyemezsin. Bu çok açık ve net. Sansürlersen eğer, 1908’in 31 Mart’ında Tevfik Fikret kendini Galatasaray Lisesi’nin kapısına boşu boşuna zincirlemiş anlamına gelir. Tevfik Fikret orada kendini kapının önüne zincirleyerek, o gerici ayaklanmanın Mekteb-i Sultani’ye, yani Galatasaray Lisesi’ne, yani Galatasaray’a girmesine engel oldu. Şimdi Galatasaray yönetimine bakıyorum, Belhanda’yı kes, Burak’ı kes, yarın öbür gün Fatih Terim ile yolları ayırırsanız Fatih Hoca’yı da mı keseceksiniz?
“MEHMET CENGİZ ÖNCE VERGİSİNİ ÖDESİN, ONDAN SONRA HAYIR İŞLERİNE KAYSIN”
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç ve müteahhit Mehmet Cengiz arasında geçen görüşme hakkında da, bu iddiaya inanmadığını, Fenerbahçe ve Ali Koç gibi iki farklı kimliğin Mehmet Cengiz ile buluşamayacağını söyledi:
“Bana bir iddia gibi geldi. Zaten söz konusu kişi Mehmet Cengiz. Yani AKP müteahhiti olan şu 5 meşhur kişiden biri. Hatta verdiği bir demeçle de infiale neden olan, “milletin ….” diye başlayan bir ifade kullanan beyefendiden bahsediyoruz. Ben bu beyefendinin çok büyük paralar getirse bile, Fenerbahçe ve Ali Koç gibi iki tane farklı kimlik önünde karşılık bulabileceğini sanmıyorum. Zaten Türkiye’de kurallar var, ben şimdi cebimden 50 milyon liralık para verip tesis yaptım, diyemiyorsun. Önce vergini öde diyorlar. Bu olaya inanmıyorum. Ama herhangi bir yere stad, tesis, yatırım yapmayı düşünüyorsa; Mehmet Cengiz Bey, önce vergisini ödesin, ondan sonra hayır işlerine kaysın. Hani devlete vergilerinizi sildirtip, hayır için bir yere tesis vs. yapamazsınız. Bu Yeni Camii’de dilenip, Sultanahmet’te zekat vermeye benzer. Bu da toplumumuzca ayıp karşılanır.”
