5 farklı ülkeden yer alan kadın yönetmenlerin filminden oluşan ‘Boşluğa Dikkat’ açıkhava gösterimleri 18 Ağustos’ta başlayacak.
İstanbul Modern Sinema, ‘Boşluğa Dikkat’ adlı yeni uluslararası bir projeye başlıyor. Sinema sektöründe faaliyet gösteren kadınlara daha fazla alan açmayı hedefleyen ve ustalık sınıfı, sohbetler, atölye çalışmaları gibi birçok etkinliğe yer verecek bu projenin ilk etkinliği beş filmlik bir açıkhava gösterimi. İran’dan Şili’ye kadın yönetmenlerin filmlerinden oluşan bu program konukların katılımıyla gerçekleşecek.
BOŞLUĞA DİKKAT’İN GÖSTERİM PROGRAMI
18 Ağustos – 21:00 Düet
Mısra ve Defne senkronize yüzme sporunda düet partneri olan iki yakın arkadaş. Mayo diktirmenin bile sorun olduğu, gerekli şartları sağlamayan federasyon ve ülkenin gölgesinde kalan ikili, olimpiyat hayallerinin peşinden gittikleri bu yolda yalnız bırakılır.
19 Ağustos – 21:00 Bir Ailenin Röntgeni ( Radiograph of a Family)
Batı’da okumuş seküler bir baba ve dindar bir annenin kızı olan Khosrovani, Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde ödül kazanan bu filminde aile hikâyesini anlatır. Aynı çatı altında nasıl bir arada yaşadıklarını, ebeveynleri arasındaki mektuplar, aile arşivinden fotoğraflar ve videolar ile gözler önüne serer.
20 Ağustos – 21:00 1976
Santiago’da varlıklı bir doktorun eşi olan Carmen ailenin sahil kenarındaki tatil evini yeniden dekore etmekle uğraşırken düzenli gittiği kilisenin rahibi kendisinden yaralı bir gence bakmasını ister. Böylece Carmen burjuva hayatındaki gündelik işlerinin arasında gizlice Pinochet karşıtı direnişin dünyasına girmiş olur. Artık kendisi ve ailesi için de tehlike çok yakındır. Pinochet döneminin haletiruhiyesini anlamaya çalışan yönetmenin bu ilk uzun metrajındaki en büyük güç, başroldeki Aline Küppenheim’ın göz dolduran oyunculuğu.
22 Ağutos – 21:00 Hırçın (Scrapper)
Charlotte Regan’ın ilk uzun metrajı annesini kaybettikten sonra yalnız kalan 12 yaşındaki hayalperest Georgie’nin bir gün kapısında beliren babasıyla yeniden ilişki kurma hikâyesini anlatıyor. Film, pastel renkleri ve eğlenceli anlatımıyla tatlı bir şehir masalı olduğu kadar İngiliz sinemasındaki sosyal gerçekçi dramı da koruyor. Başrolü paylaşan Lola Campbell ve yakın zamanda Hüzün Üçgeni’nde izlediğimiz Harris Dickinson’ın enerjisiyle hayata geçen bu alışılmadık baba kız öyküsü bu yıl Sundance’de Jüri Büyük Ödülü’ne layık görüldü.
23 Ağustos – 21:00 Sıradaki Kız (Next Sohee)
Cannes’da Eleştirmenler Haftası kapsamında prömiyerini yapan film gerçek bir olaya dayanıyor. Film, lise öğrencisi Sohee’nin çağrı merkezindeki sömürücü stajının ardından yaşadığı trajedi üzerinden kapitalizmin ölümcül bedelini sorgularken, ikinci yarısında kadın dedektif Oh Yoo-jin’in soruşturmasıyla gerilimli bir polisiyeye dönüşüyor. Bu kasvetli politik dramın odağında Güney Kore’deki gençliğin umutsuzluğu, sistemin bozukluğu ve bunun sorumlusu kim sorusu kadar Sohee’nin insanlığı da var. Ve sıradaki Sohee’yi bu sistemden kurtarmak yine bir kadına düşüyor.