-
Haber7-ÖZEL
İsrail’in yıllardır Gazze halkına yönelik zulmüne dur demek için dünyanın birçok yerinden aktivistler Sumud filosuna katılarak ablukayı kırmak ve Gazze halkın yardım götürmek için çaba etti.
50’den fazla gemi ve 200’den fazla aktivist ile birlikte İspanya’dan yola çıkan gemiler dün akşam saatlerinde İsrail askerlerinin düzenledikleri operasyonlar nedeniyle alıkonuldu. Toplamda 21 gemiye çıkartma yapan İsrail askerleri “Mikeno” gemisine mani olamadı ve Gazze ablukasını kırmayı başaran birinci gemi oldu lakin Gazze’ye ulaşamadığı duyuruldu.
İsrail hükümeti gemideki aktivistleri alıkoymasının akabinde Aşdod Limanına götürüleceklerini açıkladı.
İnsan hakları uzmanları, akademisyenler, askeri uzmanlar, Ortadoğu uzmanları ve Filistinli araştırmacılar ise Haber7’ye özel değerlendirmelerde bulunarak Sumud filosunda yaşanan gelişmeler ve dünyadan reaksiyonları kıymetlendirdi.
FENDİOĞLU: DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE GEÇERLİ OLMAYAN DAVRANIŞ
Eski Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ulusal Komitesi Başkanı Hasan Tahsin Fendoğlu ise İsrail’in Sumud filosuna dair düzenlediği operasyona ait ise, “Yaşananalar Milletlerarası İnsancıl Hukuka ters. İngilizcesi International Humanitrain Law’dır ve bu türlü bir ünite vardır. Ayrıyeten İsrail’in yaptıkları milletlerarası deniz hukukuna da alışılmamıştır. Filoda birçok ülkeden beşerler var ve İsrail hukukun hiçbir yerinden geçerliliği olmayan davranışta bulunuyor.” dedi.
“KÖTÜ MUAMELEYE YÜREK EDEMEZLER”
Fendoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği soruşturmanın davaya dönüşebileceğini belirterek, alıkonulan aktivistlere sert müdahale etmeye cüret edemeyeceğini belirterek, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma başlattı. Bu soruşturma davaya dönüşebilir. Daha evvel Mavi Marmara olayı yaşamıştık ve 10 ‘a yakın insanımız şehit olmuştu. Türkiye bu mevzuda soruşturma açmıştı. Bunların sorumlularına karşı ceza davası için kanunumuz müsaittir. Tazminat davaları da açılabilir. Savcılık kanıtları topluyor. Aktivistler muhtemelen birkaç gün sonra bırakacaktır. Aktivistlere makûs muamele yapmalarını düşünemiyorum. Yürek edemez, ileri gidemezler. Kural tanımaz bir terör devleti ve soykırım işliyor fakat ileri gitmezler.” dedi.
ARSLAN: DÜNYA ORMAN KANUNLARI İLE KARŞI KARŞIYA
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Lideri Avukat Süleyman Arslan, İsrail’in orman kanunları da dahil hiçbir kurala ve kanuna uymadığını belirterek Gazze halkına yapılan zulümlerin tüm sorumlusu olarak İsrail ve dayanak veren ülkeler olduğunu belirtti.
Arslan, Haber7’ye yaptığı açıklamada; “Burada artık bütün insan hakları kavramları çiğnendi. Bu haklar demokratik nizam içerisinde uyulması gereken kurallardır lakin savaş girildiğinde de savaş hukuku vardır. Hiçbir bedelin tanınmadığı küresel bir orman kanunu ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
İsrail olağanda kanunsuz bir çocuk bunun sahibi ve sorumlusu ABD ve başka devletler. İnsan hakları ihlali az kalıyor burada büsbütün cürüm niteliği var ve insan hakları ihlali var. Deniz hukukuna da uyulmuyor.” dedi.
“KORSANLIK YAPARAK DENİZ HUKUKUNU İHLAL ETTİLER”
Arslan, İsrail’in aktivistlerin, sivil insanlarının haklarını ve özgürlüklerini elinden aldığını belirterek, “Soykırımı engellemek için mağdur olanlara yardım etmek için giden filoya pürüz olunmaya çalışılması ve savaş alanı ilan etmeleri savaş hukukunu da ihlal etmiş oluyorlar. Sivil insanlara saldırma ve korsanlık yapmak açık denizde ihlale manasına gelir.
İnsan hakları terminoloji ile açıklamak sıkıntı insanların seyahat özgürlüğü var ve seyri seferden alıkoyuyorsunuz. Olağan barış nizamı içerisinde konuşulan bir kavram ancak savaş hukukunu çiğniyor.” dedi.
“İSRAİL VE DESTEKÇİLERİ GLOBAL SUÇA ORTAK OLUYOR”
İsrail hükümetinin global bir cürüm işlediğini belirten Arslan, “Gazze’deki insanları açlığı kullanarak tehcire yönlendirmek işgalin bir parçasındır. Global bir olayla karşı karşıyayız. Global cürüm işleniyor. Yalnızca İsrail değil takviye olan devleteler var ve gözaltı edilmemeli zira İsrail bunları tek başına yapmıyor.
Şu andan itibaren telefonları yok tahminen hakaretlere tehditlere maruz kalabilirler, korkutmalar olabilir, her biri hak ihlalidir. Bundan sonra kayıtlar değerli. Milletlerarası ceza mahkemesinde de gittiğinde ABD’nin vetosun uğruyor. Bütün bunlardan sorumlu BM’de veto yetkisi kullanan ve İsrail’i koruyan devletlerde olduğunu düşünüyorum.” İfadelerini kullandı.
NAİM: İSRAİL’İN TEMELİNDE MEMLEKETLER ARASI MADDELERİN İHLALİ VARDIR
Filistinli araştırmacı ve muharrir Muin Naim, İsrail’in hükümetinin Sumud filosuna karşı yapmış olduğu operasyon ile işgalci bir devlet olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini belirterek, “İsrail, kuruluşundan bu güne kadar aslında milletlerarası yasları ve normları ihlal etmektedir. Varoluşu dahi diğerlerinin toprakları üzerinde inşa ettiği bir işgal rejimidir. Temelinde memleketler arası kanunlara ihlal vardır. Son 2 yıl içinde yapılan ve artık canlı yayında yapılmakta olan soykırıma artık mahal bırakmayacak kadar İsraillin bir savaş hatalısı ve uluslara hukuka ters davrandığının göstergesidir.” dedi.
“SUMUD FİLOSU İSRAİL ÇETEVARİ SALDIRISINA MARUZ KALDI”
Çetevari halleriyle kendisine karşı olan bütün devletlere birebir muameleyi yapacağını gösteren İsrail’in kanunları tanımadığını belirten Naim, “Aslında Sumud filosunun sadece Filistin’e karşı işlenen cürüm olmaktan çıktı ve İsrail tüm dünyaya kim olursa olsun ona muhalif olan herkese karşı kabahat işlemeye hatta insanlığa karşı kabahat işleyebileceğini göstermiştir. İnsani inisiyatif olan Sumud filosuna saldırısı da çetevari hücuma maruz kalması İsrail işgal devletinin artık hiçbir yasa ve kanunu tanımadığını göstermektedir. İsrail devleti maalesef bilhassa milletlerarası sistemde ne kadar korunduğu ve ne kadar yasadışı hareketlerde bulunsa bile sorgulamadığını göstermektedir” dedi.
“SOYKIRIM HATALARININ BEDELİNİ ÖDEMEKTEN KAÇAMAYACAK”
Naim, İsrail’in Sumud operasyonu sonrasında birçok ülkenin dava açmaya hazırlandığını ve İsrail’in soykırımın bedelini ödeyeceğini belirterek, “Bugün Filistinlere yönelik yaptığı aksiyonlar ve hücumlar yargılama basamağındayken 49’a yakın ülkenin vatandaşlarına benzeri kabahat işlemeye başladı. Kolombiya dava açmaya hazırlanıyor öteki ülkenin vatandaşları da kendi ülkelerinde ve milletlerarası mahkemelerde yüzlerce avukat ve hukukçular ile dava açmaya hazırlanıyorlar. İsrail’in artık kolay kolay yargılanmaktan ve soykırım hatalarının bedelini ödemekten kaçamayacağını göstermektedir.” dedi.
ŞAHİN: SUMUD OPERASYONU İLE ATEŞKES MUTABAKATI SAMİMİYETİNİ YİTİRDİ
Katar Lusail Üniversitesi Öğretim Vazifelisi ve Ortadoğu Uzmanı Muhammed Mazhar Şahin ise, Sumud filosuna yönelik düzenlenen hücumlarda bölge ülkelerinin yansısını ele aldı. Şahin, “Arap medyası Sumud filosunu canlı takip ederek bölgede İsrail’e yönelik sert yansılar verdi. Hamas’ın merkezinden biri Katar’da ve onlar da süreci yakından takip ederek Sumud’un ulaşmasını istiyorlar.” dedi.
İsrail’in silahsız sivillerin yardımını engellemek için yapmış olduğu operasyonlar nedeniyle ABD’de yapılan ateşkes mutabakatının samimi olmadığını belirten Şahin, “ABD’nin Hamas’a sunduğu barış mutabakatına İsrail hiçbir değer göstermiyor. İsrail bu mutabakata yönelik içinde samimiyet olsaydı terör maksadı olmayan dünyanın her yerinden toplanan kümeye mahzur olmazdı.” dedi.
KATAR GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR
Şahin; Katar, bu müdahaleyi barışçıl aktivistlere yönelik bir taarruz olarak kınadı ve memleketler arası hukukun açık ihlali olarak kıymetlendirdi. Ayrıyeten, bu çeşit aksiyonların memleketler arası sularda seyreden sivil gemilere karşı hukuksuz müdahaleler olarak nitelendirildiği ve memleketler arası hukukun açık ihlali olduğu vurgulandı.
En Büyük Arap medya kuruluşu Katar Merkezli Al Jazeera’nın bu müdahaleye ait yayınlarında genel prestijiyle şu beş noktaya temas ettiğini görüyoruz: Önemli bir hukuk ihlali olduğunu, ablukanın gayrimeşruluğu ortaya çıkardığını, yeni aktivistleri dünyaya tanıttı ve filonun kıymetinden bahsettiğini, İsrail’in bu müdahaleyle milletlerarası bir bildiri vererek Gazze ablukasının sürdüğünü gösterdi. Ayrıyeten bu akının akabinde sırf Arap coğrafyasında değil, Batı’da da imajının geri dönülmez bir biçimde zedelendiğini belirtti.
“ANLAŞMA YAPTIĞI ÜLKELERİ KARŞISINA ALDI”
Şahin, İsrail bölgede düzgün geçinmek için muahede yaptığı ülkeleri de karşısına aldığını belirterek, “İsrail mutabakat yapmış olduğu Ürdün, Mısır, BAE ile yakınlaşmaya başladığı periyotta tekrar karşısına alacak hareketlerde bulundu. Ortadoğu’da kendisine olumlu bakan ülkeleri de karşısına aldı lakin şimdi kelamlı reaksiyon vermekten öteye geçmediler” dedi.
ALTINSOY: AMERİKA İSRAİL’E DUR DEMEZ
Bilecik Pir Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zeynep Deniz Altınsoy Ülke TV canlı yayınına katılarak, “Uluslararası hukukun birçok esasının oluşmasında Yahudi hukukçularının tesiri çok yüksektir” diyerek; “Özellikle soykırım hukukunun BM tarafından kabul edilmesi soykırım tarifinin kabul edilmesi deniz hukukunda bir ekip kuralların oluşturulması deniz özgürlüğü üzere durumlar bugün o hukukçuların torunları ne yazık ki, kendilerinin çok önemli dahli olan hukuku yerle bir ediyor.
İsrail Milletlerarası Adalet Divan karşısında bunun hesabını vermek zorunda. İsrail devlet olarak vermek zorunda. Öbür taraftan Memleketler arası Ceza Mahkemesi bireyleri yargılar; Netanyahu ve Gallant hakkında bi soruşturma başlatıldı.” dedi.
Altınsoy, ABD’nin İsrail’in saldırgan tavrına karşı dur demeyeceğini belirterek, “İsrail’e yalnızca Amerika “dur” der. Amerika dur derse İsrail tüm bunları bir kenara bırakır. Hayır, İsrail’e Amerika dur demeyecek. Amerika’nın bu türlü bir kaygısı asla olmadı. Hasebiyle İsrail’e dur diyecek olan BM’in kendi içerisinde güvenlik kurulu tarafından yapılacak.” dedi.
“İSRAİL HER İSTİKAMETE SALDIRABİLİR”
İsrail ‘in hukuk hudutlarını aştığı ve BM’nin müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Altınsoy, “Biliyorsunuz mevcut Sumud filosunu terörist bir yaklaşım olarak yorumluyor lakin terörizmin bütün esaslarını kendisi uyguluyor. Burada çok önemli insanların hayatına yönelik aksiyonlarda bulunabilir. Hukuk tanımaz bir terör devletinden bahsediyoruz.
İsrail’in artık bu ruhsal eşiği aşarsa ve aştıktan sonra, kuduz bir varlık üzere her istikamete saldırabileceğini düşünüyorum. İşte ondan sonra BM eliyle askeri müdahale artık kaçınılmaz olacaktır.” tabirlerini kullandı.
