İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesinin 4. katına düzenlediği hava akınında birinci belirlemelere nazaran 5’i gazeteci 20 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı.
Yerel ve hastane kaynaklarından alınan bilgiye nazaran İsrail ordusu, Nasır Hastanesinin 4. katına iki başka hava saldırısı düzenledi.
İsrail ordusunun evvel hastanenin 4. katını vurduğu, ikinci atağın ise birinci yardım takımlarının meyyit ve yaralıları çıkarmaya çalıştığı sırada gerçekleştirildiği aktarıldı.
Saldırıda, Reuters Haber Ajansı foto muhabiri Hüsam el-Mısri, Katar merkezli Al Jazeera televizyonu kameramanı Muhammed Selame, Independent Arabia ve AP’nin de bulunduğu çeşitli medya kuruluşlarında gazetecilik yapan Meryem Ebu Dekka, ABD merkezli NBC News’te gazeteci Muaz Ebu Taha ve gazeteci Ahmed Ebu Aziz hayatını kaybetti.
Gazze’deki Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü, hücumda biri itfaiye eri olmak üzere 15 Filistinlinin ömrünü yitirdiği, yaralıları kurtarmaya ve ölüleri enkaz altından çıkarmaya çalışan 7 itfaiye erinin ise yaralandığını kaydetti.
BM RAPORTÖRÜ ALBANESE’DEN, İSRAİL’İN GAZZE’DEKİ NASIR HASTANESİ’Nİ MAKSAT ALMASINA TEPKİ
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail’in Nasır Hastanesi’ne düzenlediği atağa ait Amerikan X şirketinin toplumsal medya platformundan paylaşımda bulundu.
Saldırı sonucunda vazife başındaki kurtarma takımlarının hayatını kaybettiğini belirten Albanese, “Gazze’de bu çeşit sahneler her an yaşanıyor. Bunlar birçok vakit görülmeden ve büyük oranda belgelenmeden yaşanıyor. Ülkelere yalvarıyorum, bu katliamı durdurmak için harekete geçmeden evvel daha ne kadarına tanıklık etmeniz gerekiyor?” tabirlerini kullandı.
Albanese, Gazze’ye yönelik ablukanın kırılması, İsrail’e yönelik silah ambargosu ve yaptırımlar uygulanması davetinde da bulundu.
BM İNSAN HAKLARI OFİSİ SÖZCÜSÜ SHAMDASANİ: GAZZE’DE GAZETECİLERİN ÖLDÜRÜLMESİ DÜNYAYI ŞOKE ETMELİ
Shamdasani, AA muhabirinin “İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’ne düzenlediği hücumda 4 gazeteci ve bir itfaiyeci dahil 15 Filistinli hayatını kaybetti. Çok sayıda kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Bu akına yönelik reaksiyonunuz nedir?” sorusunu yazılı yanıtladı.
“Gazze’de gazetecilerin öldürülmesi dünyayı şoke etmeli. Şaşkın bir sessizliğe değil, hesap sormaya ve adalet talep etmeye sevk etmeli.” tabirlerini kullanan Shamdasani, İsrailli yetkililerin, yaşanan savaş ve kıtlık ortamında milletlerarası gazetecilerin Gazze’ye girişlerine müsaade vermemeye devam ettiğini bildirdi.
Shamdasani, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de en az 247 Filistinli gazetecinin öldürüldüğünü hatırlatarak, “Bu gazeteciler, milletlerarası toplumun gözleri ve kulakları, onların korunmaları gerekir. Onların ve sayısız öbür sivilin öldürülmesi bağımsız olarak araştırılmalı, derhal soruşturulmalı ve adalet sağlanmalı. Gazeteciler gaye değildir. Hastaneler maksat değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
- Muhammed Seleme (Al Jazeera kameramanı)
- Meryem Ebu Dakka (Gazeteci)
- Muaz Ebu Taha (Gazeteci)
- Hüssam el-Masri (Reuters kameramanı)
BM SÖZCÜSÜ CHEREVKO, İSRAİL’İN NASIR HASTANESİ’Nİ GAYE ALMASINI “KORKUNÇ” OLARAK NİTELEDİ
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Uyum Ofisi (UNOCHA) Sözcüsü Olga Cherevko, İsrail’in Nasır Hastanesi’ne düzenlediği hücuma ait AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Saldırının, “kesinlikle korkunç” olduğuna vurgu yapan Cherevko, sabah saatlerinde birden fazla atağın olduğunu duyduklarını söyledi.
Cherevko, “(Saldırıya ilişkin) Ekranlara yansıyan imgeler akla mantığa sığmıyor. Bu, bir sıhhat tesisine yapılan bir başka akın.” dedi.
Nasır Hastanesi’nin, neredeyse iki yıldır devam eden savaş boyunca buna misal birçok hücuma maruz kaldığını lisana getiren Cherevko, “Daha birkaç gün evvel oradaydım, durumu inceliyor ve ne kadar bunaldıklarını biliyordum. Çok sayıda hasta görüyoruz, başa çıkmak zorunda kaldıkları farklı toplu vefat olayları var. Olan biteni hakikaten akıl almaz buluyorum.” ifadelerini kullandı.
İSRAİL’İN GAZZE ŞERİDİ’NE DÜZENLEDİĞİ AKINLARDA ÖLDÜRDÜĞÜ GAZETECİ SAYISI 245’E ÇIKTI
Gazze’deki Filistin hükümetinin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, 7 Ekim 2023’ten beri İsrail ordusunun atakları altındaki Gazze Şeridi’nde öldürülen gazetecilere ait bilgi verildi.
Açıklamada, Gazze Şeridi’nde öldürülen gazeteci ve medyada çalışanların isimlerinin yer aldığı bir liste yayımlandı.
Söz mevzu listeye nazaran, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail taarruzları sonucu hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 245’e yükseldi.
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesi’nin 4. katına düzenlediği hava hücumunda hayatını kaybedenler ortasında 5 gazetecinin olduğu belirtildi.
Son saldırıda, Reuters Haber Ajansı foto muhabiri Hüsam el-Mısri, Katar merkezli Al Jazeera televizyonu kameramanı Muhammed Selame, Independent Arabia ve AP’nin de ortalarında bulunduğu çeşitli medya kuruluşlarında gazetecilik yapan Meryem Ebu Dekka, ABD merkezli NBC News’te gazeteci Muaz Ebu Taha ve gazeteci Ahmed Ebu Aziz hayatını kaybetti.
Uluslararası topluma ve gazetecilikle ilgili kuruluşlara, işlediği cürümlerden dolayı İsrail aleyhinde milletlerarası mahkemelerde dava açmaları, soykırım ve Filistinli gazetecilere yönelik cinayet ve suikastları durdurması için İsrail’e baskı yapmaları davetinde bulunuldu.
GAZZE’DEKİ SIHHAT BAKANLIĞINDAN MEVCUT SIHHAT HİZMETLERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLMESİ İÇİN MEMLEKETLER ARASI TOPLUMA ÇAĞRI
Bakanlık, yaptığı yazılı açıklamada, Nasır Hastanesine yönelik taarruzun sıhhat çalışanları, basın mensupları ve sivil savunma gruplarını maksat alarak ölümlere yol açtığını, bunun, sıhhat sisteminin sistematik biçimde yok edilmesinin ve soykırımın bir modülü olduğunu vurguladı.
Açıklamada, bunun birebir vakitte tüm dünyaya ve insani bedellere karşı bir meydan okuma olduğu belirtildi.
Sağlık Bakanlığı, saldırının ardından ilk belirlemelere nazaran ortalarında sıhhat çalışanları, hastalar, basın mensupları ve sivil savunma çalışanının bulunduğu 20 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek onlarca kişinin de yaralandığını aktardı.
Açıklamada, bombardımanın büyük bir panik ve düzensizliğe yol açtığı, ameliyathane hizmetlerini durdurduğu ve hastaları tedavi haklarından yoksun bıraktığı belirtilerek memleketler arası toplum ve ilgili tüm kurumlara Gazze’de kalan son sıhhat hizmetlerinin korunması için acil müdahale daveti yapıldı.
Son olarak da açıklamada, “Uluslararası sessizlik ve işgalin kabahatlerini durdurmaya yönelik gerçek adımlar atılmaması, fiilen bir iştiraktir ve bu cürümlerin sürmesine yeşil ışık yakmak manasına gelmektedir.” ifadelerine yer verildi.
DSÖ: GAZZE’DE SIHHAT HİZMETLERİNE KISITLI ERİŞİM TEKRARLAYAN ATAKLARLA DAHA DA ZORLAŞIYOR
Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) Genel Yöneticisi Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in Nasır Hastanesi’ne düzenlediği hücuma ait Amerikan X şirketinin toplumsal medya platformundaki hesabından paylaşım yaptı.
Bu sabah Nasır Hastanesi’ne düzenlenen iki atakta, 4 sıhhat çalışanı ve 5 gazeteci dahil en az 20 kişinin hayatını kaybettiğine yönelik bilgi aldıklarını aktaran Ghebreyesus, 50 kişinin yaralandığını ve bunların ortasında tedavi gören kritik durumdaki hastaların da olduğunu belirtti.
Saldırılarda, acil servis ve cerrahi ünitesinin bulunduğu hastanenin ana binasının vurulduğuna işaret eden Ghebreyesus, “Saldırı, acil durum merdivenine ziyan verdi. Gazze’de beşerler açlıktan ölürken, sıhhat hizmetlerine mevcut durumda olan kısıtlı erişimleri, tekrar eden ataklarla daha da zorlaşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Ghebreyesus, sıhhat hizmetlerine yönelik taarruzların durdurulması gerektiğini vurgulayarak acil ateşkes davetini yineledi.
AL JAZEERA: GAZZE’NİN SUSTURULMASINI ÖNLEMEK İÇİN MEMLEKETLER ARASI BASKI VE ACİL AKSİYON GEREKİYOR
Al Jazeera televizyonundan, İsrail ordusunun Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta yer alan Nasır Hastanesini maksat alan ve 5’i gazeteci 20 kişinin hayatını kaybettiği saldırısına dair açıklama yapıldı.
Açıklamada, “Dünyanın gözleri önünde gazetecilerin sistematik halde maksat alınarak öldürülmesi yoluyla Gazze’nin sesinin susturulmasını önlemek için memleketler arası baskı ve acil aksiyon gerekiyor.” sözleri kullanıldı.
Gazze’deki İsrail taarruzlarının medya mensupları için en ölümcül savaş haline geldiği ve eşi görülmemiş sayıda gazetecinin gaye alındığı vurgulanan açıklamada, şu tabirlere yer verildi:
“Gazze’de şehit edilen gazetecilerimizin kanı şimdi kurumadan, İsrail işgal güçleri, Al Jazeera kameramanı Muhammed Selame ve beraberindeki gazetecileri katlederek yeni bir suça imza attı. İsrail’in gazetecileri susturma konusundaki ısrarı, Gazze’de işlediği kabahatleri gizleme gayreti, gerçeği örtbas etme niyetini açıkça ortaya koymaktadır.”
Al Jazeera, İsrail’in gazetecilere yönelik akınlarının “gerçeği susturmaya yönelik sistematik bir kampanyanın parçası” olduğunu vurgulayarak bu hareketleri “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin temel yasal desteği olan Roma Statüsü ve savaş periyodunda sivillerin korunmasını öngören Cenevre Mukaveleleri kapsamında savaş suçu” olarak niteledi.
SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER, GAZZE ŞERİDİ’NDE GAZETECİLERİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İSRAİL ATAKLARINI ŞİDDETLE KINADI
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)’den yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesi’ne düzenlediği hava atağında 5 gazetecinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı.
İsrail’in, gazetecileri “kasıtlı olarak gaye aldığı” belirtilen açıklamada, bu “katliamı” durdurması için BMGK’ye hemen toplanması daveti yapıldı.
Açıklamada, İsrail’in gazetecilere yönelik hücumlarının şiddetle kınandığı vurgulandı.
RSF Genel Yöneticisi Thibaut Bruttin “Gazetecilerin korunması milletlerarası hukuk tarafından teminat altına alınmasına karşın son iki yılda Gazze’de İsrail güçleri tarafından 200’den fazla gazeteci öldürüldü. Çatışma periyotlarında gazetecilerin korunmasına yönelik BMGK’nin 2222 sayılı kararının kabulünden on yıl sonra, İsrail ordusu bu kararı hiçe sayıyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in gazetecilere karşı işlediği hataların cezasızlığının sona erdirilmesini isteyen Bruttin, “İsrail ordusu, Gazze’de bilgiyi kademeli olarak bastırma teşebbüsünde daha ne kadar ileri gidecek?” diye sordu.
FİLİSTİN GAZETECİLER SENDİKASI: İSRAİL GAZETECİLİĞİ YOK EDİLMESİ GEREKEN STRATEJİK BİR TEHLİKE OLARAK GÖRÜYOR
Sendika, yayımladığı yazılı açıklamada, Filistinli gazetecilere yönelik işlediği savaş hatalarının sorumluluğunun İsrail işgal idaresinde olduğunu kaydetti.
İsrail’in Filistin basınını ortadan kaldırılması gereken stratejik bir tehlike olarak gördüğü tabir edilen açıklamada, Tel Aviv’in bu yolla gerçeklerin üstünü örtme ve şahitleri susturma üzere başarısız bir uğraş içinde olduğu vurgulandı.
Sendika açıklamasında İsrail idaresinin, 147 gazeteciyi de gözaltında tuttuğunu ve bunlardan 20’sinin ise çeşitli hallerde azaplara maruz kaldığını aktardı.
Filistin Gazeteciler Sendikası, tüm bunların “savaş suçu” olduğunu ve bu hataları işleyen İsrail’in Memleketler arası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerektiğini belirtti.
Açıklamada ayrıyeten, İsrail’in basına karşı yaptıklarının Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da etnik paklık ve soykırım cürümlerine dair kanıtların gizlenmesi siyaseti olduğuna dikkat çekildi.
İTALYA, GAZZE’DE 5 GAZETECİNİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ TAARRUZUN AKABİNDE İSRAİL’İ BASIN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAYA ÇAĞIRDI
İtalyan ANSA ajansının haberine nazaran Tajani, basına yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Nasır Hastanesi’nde 5’i gazeteci 20 kişinin öldürüldüğü atağa ait konuştu.
Tajani, “Biz gerçek olanın, gazetecilerin güvenliğinin sağlanması ve Gazze Şeridi’nde misyonlarını icra etmelerine müsaade verilmesi olduğuna inanıyoruz.” diyerek İsrail’e davet yaptı.
Bakan Tajani, Gazze’de basın özgürlüğünün sağlanmasını desteklemeye devam edeceklerini vurguladı.
İSPANYA: BU, MEMLEKETLER ARASI İNSANCIL HUKUKUN AÇIK İHLALİDİR
İspanya hükümeti, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesi’nin 4. katına düzenlediği, gazetecilerin ve saf sivillerin öldüğü hava saldırısını kınadı.
İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “İspanya hükümeti, Gazze’deki Nasır Hastanesi’ne düzenlenen ve 4 gazeteci ile saf sivillerin vefatına yol açan İsrail’in saldırısını kınamaktadır. Özel olarak korunan alanların maksat alınamayacağını tekrar vurguluyoruz. Bu, milletlerarası insancıl hukukun açık ve kabul edilemez bir ihlalidir ve araştırılması gerekmektedir.” sözleri kullanıldı.
Açıklamada, “Sivil ölümlerinin yarattığı acı, çalışmaları hayati ehemmiyet taşıyan ve özel muhafaza sağlanması gereken basın çalışanlarının acısıyla daha da artmaktadır. İspanya, tüm vatandaşların söz özgürlüğünü ve bilgiye erişimini teminat altına almak için elzem olan bilgiye erişim hakkına yönelik tam bağlılığını yinelemektedir.” sözlerine yer verildi.
İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI LAMMY: (GAZZE’DE) SİVİLLER, SIHHAT ÇALIŞANLARI VE GAZETECİLER KORUNMALI
Bakan Lammy, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Nasır Hastanesi’ne düzenlediği akına ait paylaşımda bulundu.
Lammy, “İsrail’in Nasır Hastanesi’ne yaptığı atak beni dehşete düşürdü. Siviller, sıhhat çalışanları ve gazeteciler korunmalı. Acil ateşkese muhtaçlığımız var.” tabirlerini kullandı.
İSRAİL ORDUSUNUN HÜCUMLARINDA SON 24 SAATTE 58 FİLİSTİNLİ HAYATINI KAYBETTİ
Gazze’deki Filistin Sıhhat Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in devam eden akınlarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ait son bilgiler paylaşıldı.
Son 24 saatte Gazze Şeridi’ndeki hastanelere 58 meyyit ve 308 yaralının getirildiği belirtildi.
İsrail ordusunun Gazze’de 19 Ocak’ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart’tan bu yana düzenlediği akınlarda 10 bin 900 Filistinlinin hayatını yitirdiği, 46 bin 218 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Gazze’de son 24 saatte insani yardım için bekleyenlerin amaç alındığı hücumlarda 28 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 184 kişinin yaralandığı kaydedildi.
ABD-İsrail güdümlü kelamda yardım dağıtım noktalarında Filistinlilerin maksat alındığı sistematik taarruzlarda öldürülenlerin sayısı 27 Mayıs’tan bu yana 2 bin 123’e, yaralananların sayısının da 15 bin 615’e ulaştığı aktarıldı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği hücumlarda hayatını kaybedenlerin sayısının ise 62 bin 774’e, yaralıların sayısının 158 bin 259’a yükseldiği bildirildi.
İsrail’in hudut kapılarını kapatıp yardım girişini kısıtlayarak kıtlığa sürüklediği Gazze’de son 24 saatte 11 Filistinlinin daha açlıktan hayatını kaybettiği, 7 Ekim’den beri açlık nedeniyle ömrünü yitirenlerin sayısının 117’si çocuk olmak üzere 300’e yükseldiği kaydedildi.
İSRAİL GAZZE’DE SİVİL NOKTALARA AKINLAR DÜZENLEDİ
Sağlık kaynakları ve görgü şahitlerinin aktardığına nazaran, İsrail ordusu yeniden yerinden edilenlerin çadırlarını, meskenleri ve sivillerin toplandığı alanları bombaladı, insani yardım alabilmek için bekleyen insanlara ateş açtı.
Gazze kentinin kuzeybatısındaki El-Kerame Hastanesi yakınlarında meskun bir konutu amaç alan İsrail akınında bir baba ve 3 çocuğu hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
Kent merkezinin kuzeyinde bir fırının yakınındaki konutlar topçu atışıyla gaye alındı. Akında 1 kız çocuğu ömrünü yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Gazze kentinin batısındaki Rimal Mahallesi’nde yerinden edilmiş şahısların barındığı bir çadırı amaç alan taarruzda da çok sayıda kişi yaralandı.
İsrail ordusu ayrıyeten, Gazze kentinin kuzeyindeki Zerka bölgesinde, güneyindeki Zeytun Mahallesi’nde ve Cibaliya en-Nezle’de bulunan binalara bubi tuzaklı robotlarla şiddetli hücumlar düzenledi.
Gazze Şeridi’nin orta kısmındaki Kissufim Hudut Kapısı yakınlarında insani yardım alabilmek için bekleyen kümeye düzenlenen topçu akında biri çocuk olmak üzere 5 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.
Gazze Şeridi’nin merkezindeki Vadi Gazze bölgesinin güneyinde, Selahaddin Caddesi üzerindeki bir yardım dağıtım noktası yakınına açılan ateşte de 1 Filistinli hayatını kaybetti, 6 kişi yaralandı.
İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinin kuzeybatısında yer alan El-Mevasi bölgesinde yerinden edilenlerin kaldığı bir çadırı maksat aldı. Matar Camii yakınındaki hücumda 1 bayan ömrünü yitirdi, 7 kişi de yaralandı.
İSRAİL’İN KITLIĞI DAYATTIĞI GAZZE’DE SON 24 SAATTE 11 KİŞİ DAHA AÇLIKTAN HAYATINI KAYBETTİ
Gazze’deki Filistin Sıhhat Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş, yaptığı yazılı açıklamada, açlıktan hayatını kaybedenlere ait son bilgileri paylaştı.
İsrail’in ağır taarruzları ve ablukası altındaki Gazze Şeridi’nde açlığın can almaya devam ettiğini vurgulayan Burş, son 24 saatte 2’si çocuk 11 Filistinlinin daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını yitirdiğini belirtti.
Burş, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 117’si çocuk olmak üzere 300’e yükseldiğini kaydetti.
Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği Entegre Besin Güvenliği Basamak Sınıflandırması (IPC) tarafından yayımlanan son raporda, “15 Ağustos 2025 prestijiyle Gazze kentindeki kıtlığın felaket düzeyi olarak bilinen 5. düzeyde olduğunun ispatlarla doğrulandığı” bildirilmişti
IPC’nin raporunda “22 ay süren acımasız çatışmaların akabinde Gazze Şeridi’nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve vefatla karakterize felaket şartlarıyla karşı karşıya.” tespitine yer verilmişti.
GAZZE “AÇLIKTAN” ÖLÜYOR
İsrail’in hücumları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı ablukası altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen materyalinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.
Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle vefatlar artıyor. Mahallî ve memleketler arası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.
Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze’nin yüzde 88’ini yıkan İsrail ordusu, sürgün buyruklarıyla yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde gaye alıyor.
Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze’de İsrail’in akınları ve sürgün buyruklarıyla yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin tekraren yerinden edildiği belirtiliyor.
Temel gereçlerden mahrum formda yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda yahut çok kalabalıklar içinde hijyen gereçlerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor.
FİLİSTİNLİLERİN TOPRAKLARINI GASBEDEN İSRAİLLİLER, BATI ŞERİA’DA 3 YENİ KAÇAK YERLEŞİM KURDU
Beyder Bedevi Haklarını Savunma Kuruluşundan yapılan yazılı açıklamada “Yahudi yerleşimciler, işgalci güçlerin takviyesiyle Batı Şeria’nın güneyindeki El Halil kentinin doğusunda bulunan Teğin köyüne onlarca prefabrik konut yerleştirerek 3 yeni kaçak yerleşim noktası kurdu.” sözlerine yer verildi.
Açıklamada, kelam konusu İsraillilerin, Birin köyü, Beni Naim beldesi ve El Halil kenti hudutları içinde bulunan Filistinlilere ilişkin yaklaşık 6 bin 400 dönüm toprağa el koyduğu belirtildi.
Bölgede son iki aydır artan İsrail yerleşim faaliyetlerine dikkati çekilen açıklamada, yeni yolların açılması, geniş toprakların gasbedilmesi, ekili alanlar ile su kuyularının tahrip edilmesinin Filistinlilerin varlığına direkt tehdit oluşturduğu vurgulandı.
KAÇAK YERLEŞİM BİRİMLERİ
İsrail idaresi, Batı Şeria’da Filistinlilerin toprakları üzerine kurulan kaçak yerleşim ünitelerini “yasal” kabul etmese de dayanak veriyor.
Genelde baraka ve konteynerlerden oluşan bu yerleşim noktaları büyük oranda Batı Şeria’daki doruklara fanatik Musevilerce inşa ediliyor.
Bu kaçak yerleşimlerin büyük bir kısmı, aşikâr bir müddet sonra yasa dışı Yahudi yerleşim ünitelerine dönüştürülüyor.
SMOTRİCH “E1” PROJESİNİ ONAYLAYACAĞINI DUYURMUŞTU
İsrail kabinesinin aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, 13 Ağustos’ta “Filistin devleti fikrini ortadan kaldırmak” için işgal altındaki Doğu Kudüs’te Filistinlilerden gasbedilen yerleşimleri genişletecek “E1” projesini onaylamayı planladığını duyurmuştu.
Tarihsel olarak Doğu Kudüs’ün bir kesimi olan, lakin Ayrım Duvarı’nın (Utanç Duvarı) Batı Şeria kısmında kalan Filistin mahallesi Azeriye’nin yakınına inşa edilmiş “Ma’ale Adumim” yerleşimini, Batı Kudüs’e giden yola bağlamak için “E1” projesi başlatılmıştı.
Bu kapsamda, bölgeye 4 binden fazla yasa dışı konut ve oteller inşa etmek için 12 bin dönüm Filistin toprağı gasbedilmişti.
“E1” projesiyle, Doğu Kudüs’ün Batı Şeria’daki Filistin topraklarının irtibatının kesilmesi ve izole edilmesi amaçlanıyor.
Bu proje kapsamında 5 binden fazla Filistinlinin, topraklarından sürülebileceği belirtiliyor.
