Hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk tezlerine karşılık vermek yerine kendisini “mağdur” göstermeye çalışan İmamoğlu, demokrasi ve hukuk süreci üzerinden Türkiye’yi suçlayan ithamlarda bulundu. CHP içindeki çekişmeleri dahi AK Parti’ye bağlamaya çalışan İmamoğlu, Türkiye’yi Mısır ve Suriye ile kıyaslamaktan geri durmadı.
BATI BASININDA MAĞDURİYET ARAYIŞI
The Guardian’a yazdığı yazıda Türkiye’de demokrasinin baskı altında olduğunu öne süren İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinin diplomatik müdahalelerle engellendiğini tez etti. Daha evvel düzmece diploma skandalıyla gündeme gelen İmamoğlu, bu kere da Batı medyasını kullanarak algı oluşturma eforuna girdi.
BELEDİYELERDEKİ YOLSUZLUKLARI GÖRMEZDEN GELDİ
Rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma suçlamalarına karşılık vermek yerine Türkiye’yi karalamaya çalışan İmamoğlu, yazısında muhalefet belediye liderlerinin vazifeden alındığını, akademisyenlerden gazetecilere kadar birçok kişinin mahpusta olduğunu ileri sürdü. Avrupa Kurulu gençlik delegesi Enes Hocaoğulları’nın tutuklanmasını örnek gösteren İmamoğlu, sokakları karıştıran aksiyonları ise “barışçıl protesto” olarak tanımladı.
CHP’DEKİ KRİZİ İKTİDARA BAĞLADI
İktidarın “muhalefeti dizayn etmeye çalıştığını” argüman eden İmamoğlu, CHP’de yaşanan kongre iptalini ve kayyum tartışmalarını da hükümete bağlamaya kalktı. Meğer resmi dokümanlar, CHP’de delegelere para ve çeşitli vaatlerle oy satın alındığını ortaya koymuş, savcılık bu savlar üzerine soruşturma başlatmıştı. Bu kapsamda 10 kuşkulu hakkında 1 ila 3 yıl mahpus cezası istenmişti.
DAHA EVVEL DE TÜRKİYE’Yİ ŞİKÂYET ETMİŞTİ
İmamoğlu’nun bu çıkışı birinci değil. Daha evvel ABD merkezli The New York Times’ta “Türkiye’ye baskı yapın” daveti yapmış, Financial Times’a gönderdiği yazıda da misal argümanlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gaye almıştı.
