Hamas’ın toplumsal medya hesabından, Mescid-i Aksa’nın 21 Ağustos 1969’da kundaklanmasının 56. yılı hasebiyle açıklama yapıldı.
Açıklamada, “Kudüs ve Mescid-i Aksa, İsrail’in işlediği bütün cürümlere ve planlarına karşın İslami kimliğini koruyacak” sözlerine yer verildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Büyük İsrail” telaffuzunun İsrail’in bölge ile dünya güvenliğine yönelik tehlikesini ortaya çıkardığı vurgulanan açıklamada, Arap ve İslam ülkelerinden “Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın korunması için önemli adımlar atılması” talep edildi.
İslam dünyası ve başkanlarının “tarihi sorumluluk üstlenmesi” gerektiği belirtilirken Filistin halkının direnişine ve Mescid-i Aksa’nın korunmasına takviye istendi.
Hamas, yarın dünya çapında “ümmete ve özgür insanlara Mescid-i Aksa ve Gazze için dayanağı artırma” daveti yaptı.
MESCİD-İ AKSA’NIN YAKILMASI
Mescid-i Aksa, 21 Ağustos 1969’da Avustralya asıllı fanatik Denis Michael Rohan tarafından kundaklanarak yakılmıştı.
Aksa’nın güney kesitindeki “Kıble Mescidi”ndeki doğu bölgesinde başlayan yangında, ortalarında “Selahaddin el-Eyyübi’nin Minberi” olarak bilinen tarihi yapıtın de bulunduğu tüm eserler kül olmuştu.
Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi ise İsrail polisinin tek taraflı aldığı kararla 2003’te başladı.
Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar Yönetiminin tüm teşebbüslerine karşın İsrail makamları baskınları sürdürmekte ısrar ediyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Kent bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların birinci kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Mescidi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, “Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu” savıyla hafriyat çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa’da, kendilerinin de ibadet etme haklarının olduğunu savunuyor.