SON DAKİKA HABERİ: CHP İstanbul Çağrı Heyeti Başkanı Gürsel Tekin, CHP’de yaşanan siyasi krize ait kıymetli bildiriler verdi.
Tekin, “Olağanüstü bir dayanak aldık. Hiçbir ilçe liderini davet etmedim. İlçe liderleri, belediye liderleri arkadaşlarımız beni aradılar, güzel olsun dediler.” dedi.
Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Tekin’in açıklamaları şu biçimde:
“ÖZGÜR ÖZEL’İN KONUŞMALARI BENİ DEHŞETE DÜŞÜRDÜ”
“İkili konuşmalar namus ve edep işidir. İkili konuşmaları benim müsaadem olmadan paylaşıyorsa benim gözümde sıfır insandır. Evvel şunu söyleyeyim; kayyum muydu, davet heyeti miydi? Neydi ne değildi? Palavra yanlış bir sürü haberler oldu. İnanılmaz bir takviye aldım. 2 yıl evvel kongre oldu. Aslında konuşma gereği duymuyordum. Gerek Cemal Canpolat ve gerekse sayın Özgür Çelik ve onlara yakın insanların konuşmaları beni dehşete düşürdü. ‘Biz bir ailenin kesimleriyiz, tarihimizin birçok periyodunda kongreleri izleyen beşerim, yarın sokakta birbirinizin gözüne bakacak cümleler kullanın’ dedim. Günün sonunda mahkemelik oldu. Mahkeme karar aldı. Bu mahkemenin hiçbir tarafında yokuz. Ne Özgür Çelik ne Cemal Canpolat tarafındayız. Bu davayı açan yeniden CHP delegeleridir.
“İKİ ARKADAŞIMIZ RUHSAL BASIKI ALTINDA KALDIĞİ İÇİN AYRILDI”
CHP’liler bu mevzuda tarafsız olduklarına inandıkları 8 şahsa vazife veriyorlar. Birisi ben ve 5 kişi. 2 arkadaşımız ruhsal baskı altında kaldıkları için ayrıldılar. Siyasetin içinde bir sürü meseleler yaşamış beşerim. Başörtüsü sorununda yıllar evvel ‘insanların eğitim hakkını kısıtlayamazsınız’ dedim. Linçlere alışığım. Ellerinde o kadar aparatlar var ki. Dünyanın çeşitli ülkelerinde troller. Gazeteler, sosyal medya. Kesinlikle parti içinde hiçbir kimse yok. Dışarıda organize edilen şeyler. Dışarıdaki FETÖ’cüler dahil olmak üzere paylaşımlarını görürsünüz. Partimiz sorun yaşıyor, bu sorunu bir an evvel partimizin lehine çevirebiliriz derken bir taarruzun, yağmurun içinde gördük kendimizi.
Ne belediye liderlerini ne ilçe liderlerini aradım. Tam tersine belediye başkanı ve ilçe başkanı arkadaşlarım beni arayıp, ‘hayırlı olsun’ dediler. Ama kimin aradığını söylemem. Biz geldik tabiatı gereği gelir gelmez demirbaşları, kasayı, bütün ne varsa onu teslim almamız gerekiyordu. Bir gün, beş gün, yedi gün. Toplantı kararları almamız gerekiyor. Defterleri alamadık. Seçim heyetine başvurduk. Genel merkezimiz Sarıyer’e de müracaat yapmış. ‘Buradaki binamızı Bahçelievler’e taşıdık’ diye. Ayın 2’sinden itibaren bina Davet Heyeti’ne ait. İlçe seçim kurulu da bilmediği için biz müracaatımızı yaptık. Müracaata yanıt gelmeyince arkadaşlarımız ilgilendirdiler. Sonuçta buranın resmi olarak İstanbul Vilayet binası olduğuna dair dokümanlar intikal edince karar defterlerimiz alındı. Delege, yönetici, ilçe, vilayet liderlerimizin bilgilerini almak için arkadaşlarımız müracaat apmı. ‘Onlar da ‘genel merkezden alın’ demiş. Aslında ben bilgileri alabilirdim. Bina şu anda Davet Heyeti’ne aittir Bina hepimizin binasıdır. Genel liderimiz ve yöneticilerimiz binayı çok rahat kullanabilir.”
Son dakika gelişmelere anında ulaşmak için Haber7 uygulamasını akıllı cihazlarınıza (iOS, Android) kurabilir, Twitter’da @Haber7 hesabını takip edebilirsiniz.
App Store Google Play Takip Et
