Mahkeme kararı ile CHP Vilayet Başkanlığı’na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin yeni açıklamlarda bulundu.
Gürsel Tekin’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Görevimizin başındayız. Onun dışında hiçbir uğraşımız yok, hiçbir maksatımız yok. Benim arkadaşlarım da, ricam özellikle Sayın Genel Başkan da, vakit zaman bir kısım televizyonlarda Aziz Bey’in arkadaşlarının bize hücumlarının hâlâ devam ettiğini görüyorum. Lakin bu bizim suskunluğumuz, korkaklığımız da değildir. Bizim suskunluğumuz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal kimliğini koruma etmektir.
“BENİM SON İHTARIM OLSUN YOKSA KONUŞMAK ZORUNDA KALIRIM”
Benim son ihtarım olsun; ancak “Hayır kardeşim, yani siz de ne biliyorsanız konuşun” derseniz, o vakit ben de konuşmak zorunda kalırım. Onun için son olarak, Sayın Genel Başkanım da ricam, biz hukukî olarak burada bir görevimiz var. Kısa süre içerisinde misyonumuzu arkadaşlarımızla yapıp gitmek istiyoruz.
Bizi böyle ekranlarda, şurada, burada palavra ve iftira olmayan şeylerle, çok kıymetli seçmenimizi ve partililerimizi olmamış palavralarla gaza getirerek bize saldırmaya yönlendirmeyin; umarım ki bu son olur. Dün de Özgür Özel’in bir açıklaması oldu. O geliyor lakin biz gittikten sonra geliyor. “Gelince korkup kaçıyorlar” diye bir tabir kullandı. Bu ifadeyi az önce de duymadınız; fakat Sayın Özgür Özel’e yakıştıramadım. Ben o değilim. Ben Sayın Özgür Özel’in abisiyim, yol arkadaşıyım. O cümle kendisine hiç yakışmamıştır.
“BİR YERE KAÇMAYACAĞIMI YEDİ DÜVEL BİLİR”
Bir yere de kaçmam; yani kaçmayacağımı bütün yedi düvel bilir. Biz korkularımızı bıraktık, geldik. Diyoruz ki, görevimizi yapacağız. Kusursuz bir mesken sahipliği yapmak istedik.
Mutlak butlan kararı çıkarsa beni ilgilendirmiyor. Ankara’da inşallah partimizin lehine bir karar çıksın. Bizim buradaki kararımız, görevimiz, tanımımız belirlidir. Biz onunla meşgulüz.
Vallahi bugün, uzun müddettir dün de Sayın Genel Başkanımızın MK toplantısı vardı; bu nedenle çokça görüşmelerimizi erteledik. Bugün, eski ilçe başkanlarımız, vilayet yöneticilerimiz, partidaşlarımız, yoldaşlarımız bizi ziyarete gelecek, sohbet edeceğiz, konuşacağız; öbür bir şey yok.
Özellikle burada bir iki bize yakın, bir iki televizyonun muhabir arkadaşları… Onlara hürmetlerim sonsuz. Telefonumu üç gün onlara bırakmak istiyorum; yani telefonuma güvenirim.
Arkadaşlar, bakın ne olursunuz; ben artık, Sayın Önder Sav, arkadaşlarım Eşref Fazilet, Levent Kök, Aziz eski İzmir Belediye Liderimiz Aziz Kocaoğlu yahut şu anda belediye liderimiz olan Zeydan Karalar beni eleştirirse, bir tek cümle onlara cevap vermem. Ama parti kaçkınlarını televizyonlarınıza çağırıyorsunuz, yapmayın. Ben sizin ağabeyinizim, beni bilirsiniz. Bizim kıblemiz dürüstlük, bizim kıblemiz insanlık. Fakat buna da son verin; sizden rica ediyorum.
Ben de inşallah davet bekliyorum. Çünkü çokça televizyonların davetlerini öteledim; bir iki televizyon. Zira o denli şeyler yaptınız ki, düşünün benim Garip ablam sizi referans kabul edip izliyor… Ağlattınız ablamı ya.”
