Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem konutlarının Ekim veya Kasım ayında tamamlanacağını açıkladı. Ancak konuya ilişkin Hatay ile ilgili verileri gazetemizle paylaşan CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, “Teslimi gerçekleşecek konutlar ile ilgili cümleler havada kalmaktadır” dedi. Maddi kaygılardan ötürü firmaların ihaleye girmekten çekindiği iddiasını da gündeme getiren Kara, verilerin gizlendiği sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi çağrısında bulundu.
Deprem bölgesinde yapılacak konutlarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ekim, kasım ayından itibaren deprem konutlarının teslimatına başlayacağız’’ demesine rağmen Hatay’da konuya ilişkin birçok soru yanıt bekliyor.
Hatay’daki konut yapım evresine ilişkin verileri Cumhuriyet’le paylaşan CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, sürecin sağlıksız, yavaş ve şeffaflıktan uzak ilerlediğini belirtti. Mevcut şartlarda konut teslim tarihinin havada kaldığına dikkat çeken Kara, “Antakya’da 5. bölge 1. etap 1299 adet konut inşaatı ihalesi için 16 Mayıs 2023 tarihinde yer teslimi yapılmasına rağmen işin teslimi 9 Mayıs 2024 yılında olacaktır. Yani henüz fiziki bir inşaat durumu şu anda söz konusu değildir” dedi.
(Nermin Yıldırım Kara)
‘YAPILMA ORANI BİNDE 3’
Antakya’da toplam 12 bin 823 adet konut inşaatı, altyapı ve çevre düzenlemesi işlemleri için toplam 23 milyar 305 milyon TL tutarında iş bedeli olduğunu vurgulayan Kara, buna karşın fiziki olarak yapılma oranının binde 3 civarında kaldığının altını çizdi.
Ekonomik kriz ve maliyet artışlarından dolayı ihalelere girecek firmaların ihalelere katılma konusunda çekincelerinin olduğu iddiasını dile getiren Kara, şunları söyledi:
“‘Ben yaptım oldu’ zihniyeti sürekli olarak deprem bölgesinde hâkim kılınmak isteniyor. Acele kamulaştırma kararı altına imza atılırken ve planlamalar yapılırken yurttaşa ek olarak; bölgedeki sivil toplum kuruluşları, çevre ve jeoloji mühendisleri, TMMOB gibi kuruluşlardan da görüş alınmalıdır. Esasında bölge için en kritik konu, doğru planlamalar ile kalıcı konut ihtiyacına acilen cevap verilmesidir. Çünkü bölgedeki iklim şartları çadırlarda ve konteynerlerde yaşamaya elverişli değildir.”
