Türk müzik sahnesinin en özel seslerinden Elçin Orçun ikinci albümü “İra” ile karşınızda.
Türkiye’de son yıllarda yükselişe geçen rap, R&B ve hip
hop türlerinin öncü isimlerinden olan Elçin Orçun ikinci albümü
“İra” ile deneysel, akıcı ve kişisel anlatısını yansıtacak
seslerin peşine düştü.
Kişisel dünyasını belki de en açık
şekilde yansıttığı şarkılarını barındıran albümü “Bir
kırılma noktası” olarak tanımlayan Orçun’a sözü bırakalım.
– “İra” aşk ve ilişkilerle ilgili çok
cesur sözler barındıran bir albüm. Bir dönemin
yaşanmışlıklarının getirdiği birikimleri barındırdığı
aşikâr. Bu yaşanmışlıkları sözlere dökmek zor muydu?
Öncelikle ilgine çok teşekkür ederim. “İra”,
bir şeyi benzerinden ayırt etmeye yarayan özellik demek. Albüme
başlamayı niyet ettiğimde duygularımı her zamankinden farklı
bir yaklaşımla anlattığım şarkıların bana göz kırpması ile
süreç başladı. Açıkçası bu hayatta bazen konuşmaktan daha
kolay gelebiliyor bana şarkı yapmak… Duyguları söze dökmekten
daha zor olanı yayımlamak oluyordu benim için. Bu yüzden albüm
bir kırılma noktası da benim için. Utangaçlığımı kırmak
için sandığımdaki en özel şarkılardan bir derleme.
– Müzikal anlamda “dinleyici dostu” bir
albüm “İra”. Şarkıların altyapılarını oluşturma
sürecinden biraz söz edebilir misiniz?
Müzik yolculuğumda emin olduğum tek bir konu
var, gerçekten kalbini ortaya koyan insanlarla bu işi yapma
isteğim. Tam da bu yüzden hem insanlığına hem de müzikal
kimliğine hayranlık duyduğum Hakan Özlücan ile yaklaşık bir
buçuk yıllık bir kamp sürecine girdik. Mümkün olan en sade
anlatımla duygu diktesi barındırmayan bir dünya yaratmak istedik.
Sevgili Güven Gültekin’de albümde aranjör olarak yerini aldı,
herkesin içine sevgisini kattığına emin olduğum bir süreç ve
muazzam bir deneyimdi…
– Albüm çok fazla türe ait ritme uğruyor ve
müzikal penceresi oldukça geniş. Albümünüzü henüz
dinlemeyenler için “İra”yı nasıl anlatırsınız?
Zengin dokular ve eklektik ses manzaralarıyla
unutulmaya yüz tutmuş romantizm dolu bir albüm derim.
– Bana kalırsa Türkiye’nin bağımsız müzik
sahnesinde en özel seslerinden birine sahipsiniz. Vokal tarzınız
müziğe adım attığınız ilk günden beri nasıl şekillendi ve
dönüştü?
Kızaran yanaklar… (Gülüyor) İlk kayıtlarımı
almaya başladığımda 16 yaşındaydım, kendi şarkıları olan ve
mikrofona bu şarkıları söylemeyi çok seven bir gençtim kendi
kendimin çırağı oldum. Açıkcası içimden gelen müziği takip
ediyorum başından beri. İçgüdüsel olarak yaklaşıyorum konuya…
“Hip hop”tan daha alternatif, daha özgün bir müzik yapma
arayışına geçtiğimden beri de sesimle beraber sörf yapıyoruz,
arayışımız keşiflerimiz devam ediyor.
– Müzik dinleyicileri Elçin Orçun’un bu kadar
çok müzikal çalışmanın içinde yer almış olmasına karşın
bugüne kadar neden sadece iki solo albümü olduğunu merak
ediyordur.
Göründüğümün aksine biraz çekingen bir
tipim, gerçek potansiyelimin çok küçük bir kısmını
kullanabildiğimin farkındayım. Yırtıcı bir kuş olmayı tercih
etmedim hayatta. Fikrine bile ısınamadım. Yakın dostlarım fazla
üretmeme rağmen az paylaşmamdan şikayetçi. Biraz detaylarda
kayboluyordum eskiden, artık bu durum değişti. Kendimi bir
anlatıcı olarak konumlandırdığımdan beri çok daha iyi
hissediyorum. Birlik enerjisi benim besin kaynağım. Aslında bütün
hikâye bu enerjiyi hissedebileceğin bir ekibinin olmasıyla
tamamlanıyor. Şu an birbirinden değerli yol arkadaşlarımla
beraber kuruluyoruz kendi obamıza daha yeni… Ve bu duygular
utangaç halimin “daha özgüvenli bir Elçin”e dönüşmesinde
inanılmaz yardımcı oluyor. Isınma turlarını attım da yeni
başlıyorum gibi hissediyorum.
SAHİCİ VE ŞİFACI
– Bir dinleyici olsanız neden Elçin Orçun
konserine giderdiniz?
Çok tatlı soru. (Gülüyor) Ben bir dinleyici
olsam Elçin Orçun konserine çok sahici olduğu ve şifalanmak için
giderdim… Dünya üzerindeki tüm kırıklıkları iyileştirme
özelliğine sahip sihirli bir deneyim sözü garanti ediliyormuş.
(Gülüyor) Ayrıca henüz çıkmamış parçaları ilk kez
dinlemek, her an çıkabilecek sürpriz konuklar için. BEATEN FAME
de dahil olmak üzere tüm konserler canlı. Bu yüzden her turda
yeni bir macera. Bunu kesinlikle deneyimlemek için giderdim.
– Sözü
açılmışken, pek çok dinleyici sizi BEATEN FAME ile de biliyor. O
tarafta durumlar nasıl?
BEATEN FAME kendimize
bilerek yarattığımız özgür oyun alanımız. Orası sürekli
kaynayan sürekli dumanı üstünde tüten ilham kaynağımız gibi…
Stüdyomuz güncelledik, Güven yeni mucitlikler peşinde. Çok
farklı sesler deniyoruz, dostlarımız için şarkılar yapmaya
başladık. Bizler bu toprakların gururlu, umutlu müzik
işçileriyiz. Aydınlık bir geleceği hayal etmeyi bunun için çok
çalışmayı atalarımızdan öğrendik ve umut devam ettiği sürece
müziğimiz de dünyadan galaksiye yayılmayı sürdürecek.