Okçuluk branşındaki ulusal sporcularımız Öznur Cüre, Elif Berra Gökkır ve Muhammed Abdullah Yıldırmış ile Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) ortasında Protokol Merasimi İstanbul’da ağır iştirak ile gerçekleştirildi.
YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan’ın da yer aldığı merasimde, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’dan gelen konuklar de hazır bulundu.
Toplumsal medya platformu NEXT’te paylaşım yapan Erdoğan, aktiflikle ilgili “Milli okçularımız Öznur Cüre, Elif Berra Gökkır ve Muhammed Abdullah Yıldırmış’a, 2028 Los Angeles Olimpiyatları’na kadar YETEV olarak burs takviyesi sağlayacağımız protokolü imzaladık.” sözlerini kullandı.
Programda, klasik sporumuz okçuluğa verilen takviye vurgulanırken, manevi ve insani pahaların de ön plana çıkarıldığı iletiler dikkat çekti.
Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, merasim sonrası İsrail’in Gazze atakları ile ilgili görüşlerini Haber7’ye aktardı.
“GAZZE’DE İNSANLIK VİCDANININ KENDİNE GELMESİNE GEREKSİNİMİMİZ VAR”
İsrail zulmü altındaki Gazze’de atletleri desteklemeye yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Erdoğan, orada yaşanan insanlık dramına sert sözlerle reaksiyon gösterdi. Bilal Erdoğan, “Gazze’de artık top alanı bile bırakmadılar. Şu anda açık alanı bile bırakmadılar. Yani her şeye kılıf buluyorlar lakin bir halı sahayı niçin bombalarsın? Çocukların oynadığı düzlük bir yeri niçin bombalarsın. Şu anda maalesef o seviyede spor altyapısını bitirmiş durumdalar. Okul, hastane aslında kalmadı ve şu anda çocuklar açlıktan ölüyor. Yani insanlık vicdanının kendine gelmesine muhtaçlığımız var.” dedi.
“SOYKIRIM GÖRMÜŞ BİR MİLLET ARTIK SOYKIRIMI KENDİ UYGULUYOR”
Kelamlarının devamında Müslüman ülkelerinin Gazze konusunda birlikte hareket etmesinin gerekliliğini vurgulayan Erdoğan, “Müslüman ülkeleri olarak ortamızdan su sızmadan bu derece ortak sorunumuzda Gazze için birlikte hareket etmeye gereksinimimiz var. Zalimin zulmünden ötürü zalimi sorumlu tutmak tabi ki dünyanın misyonu, milletlerarası mahkemelerin, ceza mahkemelerinin misyonu elbette fakat soykırımı görmüş bir millet artık soykırımı uyguluyor. Bunu yapacak kadar gözü dönmüş adam, zati onu yapacak diyorsun fakat biz ne yapıyoruz sorusunda, işte boykot dendiği vakit ‘ne olacak canım boykottan’ işte bir miting bir yürüyüş dendiği vakit ‘ne olacak canım yürüyüşten’ falan demeyip bunların hepsine katkı sağlamak lazım. Zira kendi vicdanımızda da kendimiz mahkum hale gelebiliriz sonunda. İnşallah Gazze için de bir yerde gün ağaracak. Bazen sabahın, güneşin en yakın olduğu an günün en karanlık noktasıdır derler. Nasıl ağır sancılardan insanın kaldıramayacağı sancılardan sonra nasıl kutlu bir doğum gerçekleşir. İnşallah Filistinli kardeşlerimiz için de dünya için de bu karanlık noktanın ertesinde yeni bir aydınlığa kavuşuruz. Bütün sorumlular hesap verirler ve bir daha bu türlü şeye bu İsrail zalimi kalkışamayacak hale gelir.” şeklinde konuştu.
“YÜRÜYÜŞLERİN İSRAİL VE ABD KAPILARINA YAPILMASI LAZIM”
Filistin konusunda yürüyüşlerin devam etmesi gerektiğini tabir eden Bilal Erdoğan, “Ama bu yürüyüşlerin İsrail’in kapısına yapılması lazım ABD’nin kapısına yapılması lazım. Gerçek adreslere yapılması lazım. Zira devletimiz, hükümetimiz birinci günden itibaren yapılması gereken her ne varsa yapıyor. Hani artık öbürleri yeni yeni bir şeyler yapmaya başladı diye… ‘Eylül’de tanıyacağız’ diyor. Ya biz aslında birinci tanıyanlardanız. Neyle kıyaslıyorsunuz. Biz İsrail’le ticareti kesmişiz. Haydi bakalım ticareti kesin bir tane öbür ülke. Öteki var mı ticareti kesen, yok. Hasebiyle bu hususta da Türkiye’nin öncülüğünü ağır rolünü, nasıl Gazzelilerin Türkiye’ye itimat ederek çalışmalarımıza teşekkür ettiğini bilmek de icap ediyor.” ifadelerini kullandı.
Program, protokol imzalarının akabinde yapılan hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.
