RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in hedef göstermesinin ardından gözaltına alınan ve Halk TV’deki programı yayından kaldırılan gazeteci Ayşenur Arslan yaşadıklarını yazdı. Arslan, “Ansızın patlak veren fırtına sonrasında yaşadıklarımı da o tema ile anlatmaya çalışacağım. Savcılığa götürüldüğüm ve sonrasındaki günler kendi cenaze törenime katılmak gibiydi. Ne çok sevenim, kardeşim, yoldaşım varmış” dedi.
Halk TV’deki “Medya Mahallesi” programında, Ankara’da 1 Ekim’de meydana gelen bombalı saldırıyla ilgili ifadeleri nedeniyle gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan gazeteci Ayşenur Arslan, yaşadıklarını halktv.com.tr’ye yazdı.
“VİTES KÜÇÜLTMENİN VAKTİ GELMEMİŞ MİYDİ?”
Savcılığa götürüldüğü ve sonrasındaki günlerini “kendi cenaze törenime katılmak gibiydi” diyerek nitelendiren Arslan, “Evet, kendime biçtiğim tarihten önce oldu olanlar. Evet, bir aile haline geldiğimiz izleyicileri, ‘sesleri’ olmaya çalıştığım cezaevindeki tanıdığım / hiç tanışmadığım dostları bırakıp gidemiyordum. Ama nasılsa kısa bir süre sonra gelmeyecek miydi o gün? Meslekte 50’nci yıla yaklaşmışken o koşturmacaya daha ne kadar dayanabilirdim? Vites küçültmenin vakti gelmemiş miydi?” dedi.
“ŞAŞIRMADIM, SARSILMADIM”
Yaşananlara şaşırmadığını söyleyen Arslan, “Kaldı ki bu mevsim normallerinde biz gazeteciler iki günden fazlasını öngörüp plan yapabiliyor muyduk? Bırakın planı, mesleğimizin gereklerini daha birkaç yıl önceki kadar yerine getirebiliyor muyduk? Onu söyleme, bunu konuşma, gir içeri, çık dışarı… Diyeceğim, sürpriz değildi. Yaklaştığını toprağın kokusundan, havadaki elektrikten hissettiğiniz bir fırtınaydı! Şaşırmadım. Sarsılmadım. Üstelik, dedim ya, kendi cenaze törenime katılma fırsatı bulmaktan mutlu bile oldum” diye devam etti.
“SAĞLIĞIM ELVERDİKÇE YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİM”
Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan yapımcı Çiğdem Mater‘in mektup yazdığını, telefonlarının susmadığını, meslektaşlarının kendisiyle dayanıştığını söyleyen Arslan, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun da aradığını ekledi:
“En azından bu yazıda kayıt düşmeliyim: Birkaç kez yanımda başkaları da varken geldi ‘o’ telefon. ‘Buyurun Sayın Cumhurbaşkanım’ diye yanıtladım. Yanımdakilerin gözleri fal taşı gibi açıldı. Nasıl yani, Erdoğan beni mi arıyordu!? Tabii ki hayır! Arayan benim cumhurbaşkanım Ahmet Necdet Sezer’di. O malum gün olduğu gibi. Mesajla yetinmeyip şahsen arayanlar arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vardı, pek çok milletvekili ve sanatçı da… Yine birini kayıt düşmeliyim: Günün yorgunluğu, ‘bonus’ olarak tam bir gün önce patlayan zonanın ağrıları… Telefonu saat 21.00 gibi kapattım. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu aramış, ulaşamayınca mesaj atmış. Ertesi sabah ben de bir teşekkür mesajı attım. Buna rağmen bir daha aradı ve bu kez konuşabildik. Azıcık dertleştik. Onun gibi ‘Gençliğim var’ diyemiyorum kuşkusuz. Ama sağlığım ve mevsim normalleri elverdikçe ben de yürümeye devam edeceğim.”