ABD yönetimi, 1992-1995’teki Bosna savaşını sona erdiren Dayton Barış Anlaşması’nı baltaladıkları gerekçesiyle Bosna Hersek’teki 4 üst düzey Sırp yetkiliyi yaptırım listesine ekledi.
ABD Hazine Bakanlığından yapılan açıklamada, Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisince (OFAC) Bosna Hersek’te devlet düzeyinde bir yetkili ile ülkenin iki entitesinden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nden (RS) üç hükümet yetkilisinin hedef alındığı bildirildi.
Açıklamada, bu yetkililerin, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi kararlarının RS’de uygulanamaz olduğunu beyan eden ve dolayısıyla Dayton Barış Anlaşması’nın uygulanmasını tehdit eden bir yasanın RS Ulusal Meclisi’nden (NSRS) geçirilmesini teşvik etmekten sorumlu olduğu aktarıldı.
RS Başkanı Milorad Dodik‘in söz konusu yasanın çıkarılmasının başlıca savunucularından biri olduğu belirtilerek, Dodik’in geçen yıl yaptırım kapsamına alındığı hatırlatıldı.
Açıklamada, yaptırım eyleminin ABD’nin Batı Balkanlar bölgesinde barışı, istikrarı ve demokratik yönetimi teşvik etmeye yönelik geniş çabalarının bir parçası olduğu vurgulandı.
ABD Hazine Bakanlığının açıklamasında, yaptırım listesine eklenen dört yetkili, NSRS Başkanı Nenad Stevandic, RS Başbakanı Radovan Viskovic, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Sırp üyesi Zeljka Cvijanovic ve RS Adalet Bakanı Milos Bukejlovic olarak sıralandı.
Açıklamada ifadelerine yer verilen Hazine Bakanlığının Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, yaptırım uygulanan yetkililerin eyleminin Bosna Hersek’in istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğü ile Dayton Barış Anlaşması’nın desteklediği zor kazanılmış barışı tehdit ettiğini belirtti.
Eylemin ayrıca ülkenin gelecekteki yörüngesini ve Avrupa-Atlantik kurumlarına başarılı entegrasyonunu da tehdit ettiğinin altını çizen Nelson, “Bosna Hersek halkının hukukun üstünlüğünü koruma, barış ve refahın hakim olmasını sağlama çabalarını desteklemeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Öte yandan, OFAC, Maldivler’deki terör örgütü IŞİD ile El Kaide hücrelerinin 20 üyesi ve bu kişilerle bağlantılı 29 şirketi yaptırım kapsamına aldı. Bu kişilerin birçoğunun, gazetecileri ve yerel makamları hedef alan saldırılar planladığı veya gerçekleştirdiği aktarıldı.
