11 ili etkileyen depremin yaraları yavaş sarılıyor. Depremzede hâlâ çadır kentten konteyner kente geçme mücadelesinde. 3 milyon TL’yi bulan konutlarla yerinde dönüşüm ise yurttaş için hayal.
Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Gaziantep ve Hatay başta olmak üzere 11 ili etkileyen depremin üzerinden beş ay geçti. 50 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği bölgede, 1 milyon 900 bin konut ya yıkıldı ya da hasar aldı. Yani binlerce insan evsiz barksız kaldı. Çoğu bir günde tüm varlıklarını yitirerek yoksul oldu.
Deprem bölgesine mart ayının başında yani henüz olayın sıcak olduğu günlerde gitmiştim. Yaşadığımız şok unutulmaz.
Beş ay sonra bu kez Türkiye’nin en büyük gruplarından Koç Holding’in beş kentte kurduğu, 20 bin insanın barınacağı 5 bin konteynerlik kentini ziyaret için bölgedeyim.
EVLERİNİ BIRAKAMADILAR
Adana Havaalanı’ndan karayolu ile geçtiğimiz Hatay’a yaklaştıkça yıkılan binaları görüyorum. Hasarlı konutlar hâlâ yerinde duruyor. Ağır ya da orta hasarlı binasını terk etmek istemeyen yurttaş ise hâlâ evinin önündeki çadırlarda yaşıyor.
Yol boyunca yanyana sıralanmış, hiçbir özelliği olmayan konteyner kentlerden geçiyoruz. 40 derecelik güneşin altında binlerce demirden konteyner…
Çadır kentlerin sayısında da azalma yok. Öğrendiğime göre sıcaklık o kadar yaşanmaz duruma getirmiş ki konteynerleri, klima takılması yeni akla gelmiş.
UNUTULAN BİR HALK
Daha önceki ziyaretimde de gezdiğim Hatay’da ise aynı hüzün, aynı acı vuruyor yüzümüze. Enkazı kaldırılan evlerin yerini taş toprak almış. Yıkılmamış ve hasarlı binalardan sarkan perdeler, ev eşyaları yaşanan derin acıyı bir kez daha hatırlatıyor bize. Hatay’ın tarihe ilk ışıklandırılan cadde olarak geçen Kurtuluş Caddesi’nde henüz enkaz yerinde duruyor. Tarihi binaların yıkımının sorumluluğunu Kültür ve Turizm Bakanlığı almış. Hatay’da konuştuğumuz depremzedeler, “unutulduklarını, yalnız ve sahipsiz bırakıldıklarını” söylüyor. Hem iktidar hem muhalefete kızgın yurttaş.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin geçen hafta açıkladığı “Yerinde Dönüşüm Projesi” ise hiçbir heyecan yaratmamış.
3 MİLYON TL BULMAK ZOR
Proje, evini yerinde inşaat etmek isteyene 500 bin TL hibe, 500 bin TL de kredi verilmesini öngörüyor. Ancak yurttaş 3 milyon TL’yi bulan konut maliyetini karşılamanın imkânsız olduğunu söylüyor. Depremzede umutlarını yitirmiş. Belirsiz bir geleceğin kaygısını yaşıyor.
YIKILMAYAN TEK ŞEY UMUT
“Bir daha eski günlerimize döneceğimizi sanmıyorum” diyor Ahmet… Evlerini kaybetmişler. Daha 9 yaşında. Ama mayıs ayında Konya’da depremden sonra kaldıkları yurttan geldiği Umut Kent’te çocuklar için açılan teknoloji merkezinde üniversiteli abi ve ablalarından “artırılmış gerçekliği” öğrenmeye çalışırken yüzü gülüyor.
Yaşar ise 26 yaşında. Yapı Kredi’nin konteyner kentte açtığı çağrı merkezinde Arapça, İngilizce bilen 20 gençle birlikte hayata yeniden bağlandığını söylüyor.
“Ev yapılamayacak arsalara ağaç dikilsin. Yemyeşil bir Hatay doğsun yeniden. Tek hayalim bu” diyor.
Koç Holding’in topluluk şirketleri ile birlikte inşa ettiği, “Umut Kent Projesi” gerçekten bundan sonra yapılacak konteyner kentler için güzel bir örnek.
İHTİYAÇLAR KARŞILANDI
Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ve Koç Holding’in üst düzey yöneticileri ile ziyaret ettiğimiz Hatay Umut Kent’te, sadece barınma düşünülmemiş.
Şehir plancılarına çizdirilen planıyla geniş caddeli, meydanlı bir kent yaratılmış. Evlerin içinde buzdolabından klimaya kadar tüm ihtiyaçlar karşılanmış.
Çakıroğlu, kenti planlarken sadece barınmayı değil çocuklar, gençler, kadınlar ve engelliler başta olmak üzere burada yaşayacak insanların yaşamla yeniden bağ kurmasını hedeflediklerini söylüyor. Umut Kent projesine başlamadan önce sahadaki ihtiyaçları her yönüyle ele alabilmek için bir saha araştırması gerçekleştirimiş.
“Araştırmadan depremzedelerin beklentilerini ortaya koyan çok önemli veriler elde ettik. Araştırma sırasında görüşülen bir depremzede, ‘Burada her şey yıkıldı, yıkılmayan tek şey umut. Biz de projemizi işte tam olarak bu umudun üzerine inşa ettik’” diyor.
YAŞAM MEYDANLARI
Çin’de ürettiliren konteynerlerin kısa sürede montajı için sıfırdan yeni bir fabrika kurduklarını anlatıyor Çakıroğlu. “Öncelikli hizmet konularımızı eğitim, istihdam, spor ve sosyal hayata katılım olarak belirledik” diyor.
Konteyner kentte gençlere parasız internet imkânı sunan kafe de var, kuaför de çamaşırhane de.
Kent meydanları, eğitim meydanları, kadınların, gençlerin erişimine açık çok yönlü gelişim alanlarının bulunduğu yaşam meydanları yer alıyor.
Kentte kadınlar da çocuklar da gençler de mutlu. Depremzedelerin konteyner kentlerde en az üç yıl geçirileceğini hatırlatalım!