Hollywood’un efsane oyuncularından Bruce Willis, uzun müddettir sıhhatiyle çaba ediyor. Willis’e bir müddet evvel Frontotemporal demans (FTD) teşhisi konmuştu. Hastalığın katileşmesinden sonra hepimiz gördük ki eşi Emma Heming Willis ona çok dayanak oluyordu. Emma, verdiği bir röportajda yaşadıkları şiddetli süreci, aldığı en ağır kararları ve ailece nasıl ayakta kaldıklarını bütün samimiyetiyle paylaştı.
Kaynak: People
Kaynak: https://people.com/bruce-willis-wife-…
Willis ailesi, Mart 2022’de yaptığı açıklamayla Bruce’a afazi teşhisi konduğunu duyurmuştu.
İletişim kurma yetisini etkileyen bu lisan bozukluğu nedeniyle usta oyuncu, uzun yıllardır sürdürdüğü oyunculuk mesleğine veda etmek zorunda kaldı. Ortadan neredeyse bir yıl geçtikten sonra ise eşi Emma Heming Willis, sevenlerini bir sefer daha üzen haberi vererek Bruce’un frontotemporal demans (FTD) teşhisi aldığını açıkladı.
Yeni yayınlanan bir röportajda Emma Heming, yaşadıkları süreci anlattı.
Yazar, aktivist ve iki çocuk annesi olan Emma, Bruce’a teşhis konulduktan sonra hayatlarının nasıl değiştiğini tüm içtenliğiyle paylaştı:
“Bruce aslında genel olarak çok sağlıklı. Ancak beyni ona ihanet ediyor. Lisan maharetlerini kaybediyor ve biz de buna ahenk sağlamayı öğrendik. Onunla farklı bir formda irtibat kurmanın yolunu bulduk. Bu yalnızca diğer bir prosedür.”
Emma, röportajda Bruce’un hala onu tanıdığını hissettiğini söyledi.
“Biz yanındayken gözleri parlıyor.” Ayrıyeten beş kızıyla olan bağının da sürdüğünü ekliyor. “Ellerimizi tutuyor, sarılıyor, karşılık veriyor. Bu bana yetiyor. Onun benim eşim olduğumu bilmesine gerek yok, değerli olan bağımızı hissedebilmek. Ve ben hissediyorum.”
Emma, hastalığın birinci sinyallerinin Bruce’un kişiliğinde değişikliklerle başladığını anlattı.
Emma’ya nazaran Bruce ilgisiz ve uzaklaşan biri haline gelmişti. “Sanki biraz uzaklıklı, biraz soğuktu; halbuki Bruce çok sıcak ve sevecendir. Tam aykırısı birine dönüşmesi ürkütücü ve korkutucuydu,” dedi. “Ne olduğunu anlayamıyordum ve kendi kendime ‘Bizim üzere hissettirmeyen bir evliliğin içinde nasıl kalabilirim?’ diye düşünüyordum.” Ayrıyeten çocuklukta yaşadığı kekemeliğin geri döndüğünü, işte ise replikleri kaçırıp bazen başı karışmış göründüğünü lakin kimsenin nedenini bilmediğini belirtti.
Teşhis konulduğunda Emma’ya açıkça “Hiçbir umut yok” denildi. Hastalığın gürültüyle tetiklendiğini öğrenince Emma hayatının en güç kararını vermek durumunda kaldı.
Emma, “Ailelerin çocuklarını bize bırakırken rahat hissedip hissetmeyeceklerini bilmiyordum. Bu yüzden şuurlu olarak ailemi izole ettim. Çok sıkıntı bir dönemdi” diyerek süreci anlattı. Sonunda ise kızları için tahminen de en büyük kararı vermek zorunda kaldı: “Hayatımda aldığım en güç kararlardan biri” dediği adımı atarak Bruce’u 24 saat bakım alabileceği tek katlı bir meskene taşıdı. Tekrar de her gün kahvaltı ve akşam yemeklerini onunla paylaşmaya devam ediyor.
