Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 1994-1998 yılları ortasında başkanlık koltuğunda oturan iş insanı Ali Şen, Bodrum’da ağır bakımda tedavi altına alındı.
KİMSEYİ TANIMIYOR
Sabah Gazetesi muharriri Yavuz Onat, makus haberi köşe yazısında duyurdu. Onat, 86 yaşındaki Şen’in konuşamadığını ve kimseyi tanımadığını lisana getirdi.
‘ELİMİZDEN NE GELİR?’
86 yaşındaki ismin yakınları bir an olsun kendisini hastanede yalnız bırakmazken, Ali Şen’in oğlu Metin Şen, babasının sıhhat durumuna ilişkin “Elimizden ne gelir? Dua etmekten başka” sözlerini kullandı.
ALİ ŞEN KİMDİR?
Türk spor kamuoyunun unutulmaz figürlerinden biri olan Ali Şen, sadece Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığıyla değil, iş hayatı, göç öyküsü, mücadeleci kişiliği ve renkli ömrüyle da hafızalara kazınmış bir isim.
Ali Şen, 1939 yılında Yugoslavya dağılmadan evvel Kosova’nın Prizren kentinde dünyaya geldi. Babası Hasan Maga, annesi Zehra Hanım’dı. Üç kardeşin en küçüğüydü. Arnavutça başlayan eğitim hayatını Türkçe ve Sırpça ile sürdürdü.
17 yaşında, Yugoslavya’da “asker öncesi eğitim” dersinde Tito’ya bağlılık beklenirken verdiği “Benim vatanım Türkiye ve beni Atatürk’ün ordusu ilgilendiriyor, Yugoslav ordusu değil.” karşılığı hayatını değiştirdi. Bu kelamlar üzerine ailesiyle birlikte dört gün içinde Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı. Tüm mal varlıklarını geride bırakan aile, İstanbul Fatih Saraçhane’de güç şartlar altında yeni bir hayata başladı.
ÇALIŞMA HAYATI
Göç sonrası ekonomik kahırlar nedeniyle Ali Şen’in eğitim hayatı yarım kaldı. Şimdi 17 yaşındayken manavlık yaparak iş hayatına atıldı. Kendi girişimciliğiyle sipariş sistemi geliştirse de bu macera yalnızca 23 gün sürdü. O günlerden “gavur” yakıştırmasıyla yaşadığı kırgınlığı hayatı boyunca unutmadı ve şu sözlerle anlatmıştı:
“Yağmurlu bir gündü ve meskenlerden sipariş alıyordum. Adamın biri açtı kapıyı ve hudutlu bir formda, ‘Bana bak ulan! Siz gavurlar buraya geldiniz bizim bayanlara asılıyorsunuz.’ dedi ve beni kovdu. O gavur lafı bana çok koydu. Asılmanın ne demek olduğunu bilmiyorum ben. Biz hanımefendi derdik, bayan bile demezdik. Osmanlı Türkçesi farklı bir Türkçeydi. Manavlığımın 23. gününde adam yakama yapışıp o lafları söyleyince, o gün manavlığı bıraktım. Bilhassa gavur lafı çok koydu bana ki hala içimdedir bugün.
DERİCİLİKLE GELEN SERVET
Şen, kısa müddette kaynakçılıkta ustalığa yükseldi. Birebir vakitte o yıllarda sanata da merak salan Ali Şen, rock and roll şampiyonu da oldu. Bu dans şovları sırasında ABD’li John Smith ile tanıştı. Smith, Tüpraş rafinerisini yapan şirketin kıymetli isimlerindendi. Smith, Ali Şen’e yurt dışında çalışma teklif etti.
Danimarka’da çalışırken geliştirdiği projelerle dikkat çekti ve üst seviye yöneticiliğe kadar yükseldi. Burada tanıştığı eşi Bente Hanım ile evlendi, çocukları Adnan ve Metin dünyaya geldi.
1960’ların sonlarında dericilik dalına adım atarak Türkiye’ye döndü. Danimarka’daki temaslarını Türkiye’de kurduğu işlerle birleştiren Ali Şen, kısa müddette ihracata yöneldi ve ülkenin birinci deri konfeksiyon ihracatçılarından biri oldu. Kısa vakitte da milyonerliğe ulaştı.
GAZETECİLİK VE SPOR DÜNYASINA ADIM
Danimarka yıllarında tanıştığı gazeteci dostları sayesinde Türkiye’ye döndüğünde Milliyet gazetesinde yazmaya başladı. Futbol dünyasının kıymetli isimleriyle röportajlar yaptı. En unutamadığı anısı, Pele ile yaptığı 10 dakikalık görüşmenin gazetede 11 gün boyunca yazı dizisi halinde yayımlanması oldu.
Bu dönemde Fenerbahçe Başkanı Emin Cankurtaran’a yönelttiği sert tenkitler, Ali Şen’in bir anda Fenerbahçe idaresine girmesine yol açtı. Basketbol şubesinden sorumlu oldu, lakin tüm masrafları cebinden karşılamak zorunda kaldığı için vazifeden ayrıldı.
“ALİ ŞEN LİDER FENERBAHÇE ŞAMPİYON”
Türkiye Futbol Federasyonu’nda misyon aldığı yıllarda kendi kadrosuna bile ceza verilmesi gerektiğini savunmasıyla dikkat çekti. Bu tutumu nedeniyle Fenerbahçe’den ihraç edilse de kısa müddette taraftarların gönlünde taht kurdu. İşte o periyotta tarihe geçen slogan doğdu: “Ali Şen lider, Fenerbahçe şampiyon!”
FENERBAHÇE BAŞKANLIĞI: BİRİNCİ PERİYOT (1981 – 1983)
Ali Şen, 13 Nisan 1981’de dönemin bitimine altı hafta kala, küme düşme tehlikesi yaşayan Fenerbahçe’nin başkanlığına seçildi. Lakin grup, onun idaresinde çıktığı altı maçta üç beraberlik ve üç mağlubiyet aldı, galibiyet elde edemedi.
1981-82 döneminde Fenerbahçe, önderin üç puan gerisinde 3. sırada yer aldı. Bir sonraki dönem, 1982-83’te ise taraftarların lisanlarına pelesenk olan “Ali Şen lider, Fenerbahçe şampiyon” sloganı gerçeğe dönüştü. Fenerbahçe, hem lig şampiyonluğunu kazandı hem de Türkiye Kupası’nı müzesine götürdü.
Ne var ki bir dönem sonra fevkalâde genel şuraya gidildi. Takım ligde başkanken yapılan kongrede Ali Şen aday olmadı ve böylelikle başkanlıktaki birinci devri sona erdi.
İKİNCİ DEVİR (1994 – 1998)
Aradan 11 yıl geçti. 1994-95 döneminin şimdi yarısında Fenerbahçe şampiyonluk yarışından kopmuştu. Üstelik son altı dönemdir şampiyon olamayan sarı-lacivertliler, tarihinde bir birincisi yaşıyordu. Bu tablo üzerine toplulukta yine “Ali Şen lider, Fenerbahçe şampiyon” sesleri yükselmeye başladı.
18 Aralık 1994’te yapılan seçimli kongreye tek aday olarak giren Ali Şen, “Ali Baba” lakabıyla bir kere daha lider seçildi.
1995-96 döneminde Fenerbahçe, Trabzonspor ile kıyasıya bir şampiyonluk uğraşına girişti ve dönem sonunda memnun sona ulaştı. Bu muvaffakiyetle birlikte “Ali Şen lider, Fenerbahçe şampiyon” sloganı artık kalıcı bir kimlik kazanmış oldu.
Tıpkı birinci devrinde olduğu üzere Ali Şen, ikinci periyodunda de şampiyonluğun çabucak akabinde misyonu bırakarak Fenerbahçe başkanlığını noktaladı.
