Terörsüz Türkiye gayesine ulaşmak için hem güvenlik boyutu ile hem de TBMM boyutuyla takvim işlerken, sürecin rastgele bir provokasyona uğramaması için süratli hareket ediliyor.
Edinilen bilgilere nazaran Terörsüz Türkiye sürecine ait irili ufaklı kimi provokasyonlar güvenlik üniteleri tarafından önlendi. Provokasyonların muvaffakiyete ulaşmaması için büyük efor harcanırken, öteki dünya örneklerinden farklı olarak Türkiye’deki süreçte takvim süratli ilerliyor. Kuzey Irak’ta silahların teslim edilip imhası sırasında, evvel bu silahların Türk yetkililerince seri numaraları alınarak kayıt tutulduğu tabir edildi. Türkiye’deki sürecin, Suriye’nin kuzeyinde terör yapılanması nedeniyle sekteye uğrayabileceği telaşı nedeniyle de PKK’nın silahları imha etmesinde süratli hareket ediliyor.
SDG İÇİN VAKİT DARALIYOR
Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanması konusunda Ankara ve Şam idaresi tam manasıyla ortak hareket ediyor. ABD’nin de artık giderek takviyesini çektiğini bu yapının son kozlarını oynadığı belirtiliyor.
Güvenlik bürokrasisine nazaran, SDG, eninde sonunda Suriye ordusuna entegre olmak zorunda kalacak. SDG’ye, Suriye ordusuna katılmak için verilen müddet eylül ayında dolacak. Fakat, örgüt somut adımlar atarsa entegrasyon için verilen mühletin yıl sonuna esnetilmesi gündemde. Bu müddet içinde SDG entegrasyona yanaşmazsa, Türkiye’nin de destekleyeceği askerî operasyonlar gündeme gelebilecek. Ankara ve Şam ‘Özerk yapı yahut ademimerkeziyetçi yönetim’ halindeki taleplere asla onay vermeyecek. SDG’nin gücünün tamamının da Kürtlerden oluşmadığı, Haseke ve Kamışlı’da 4-5 binlik Kürt gücünün bulunduğu, kalanların Arap aşiretler ve Hristiyanlardan oluştuğuna dikkat çekiliyor. Arap aşiretlerin de entegrasyondan yana olduğu hatırlatılıyor.
