Polonya’nın Poznan kentinde düzenlenen U23 Dünya Şampiyonası’nda Türk kürekçiler toplam 4 altın madalya kazanıp tarihi bir muvaffakiyete imza atarken Enes Biber ve Aytimur Selçuk, U23 Erkekler İki Tek (BM2-) kategorisinde altın madalya alarak büyük bir muvaffakiyet kazandı. Başarılı kürekçiler Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Altın madalya sahibi genç kürekçi Enes Biber, kürek sporuna başlama öyküsünü şöyle anlattı:
“Ben 6 yıl evvel bir spora başlamak istedim. Geçmişte basketbol olsun, yüzme olsun amatör bir biçimde yapmıştım. Sonra babamın bir arkadaşının oğlu kürek çekiyordu. O denli onların tavsiyesi üzerine başladım. Başladığımda yaşıtlarından çok gerideyim. Biraz geç başladım aslında kürek için sonra da ilerleye ilerleye buralara kadar geldim. Ben küreğe 14 yaşında başladım. Kürekte kategoriler var. Ben yıldızda başladım. Olağanda minikte başlamak daha uygun oluyor, 13-14 yaş aslında ülkü.
‘İLK YARIŞTIĞIMDA FARK YEMİŞTİM’
“Kürek sporuna başladığım vakit en berbatları bendim zati, beni daha yarışa sokmuyorlardı” biçiminde konuşan Enes, “Ama işte içimde o hırs vardı. Daima en yeterli olmayı istiyordum. Bunun için daima çalıştım. O denli oldu yani birinci başlarda tabi ki de uygun olacağımı biliyordum, istiyordum daima buralara kadar gelebileceğimi düşünmüyordum. Bu türlü bir şey olduğunu bilmiyordum aslında dünya şampiyonası olsun, Türkiye’nin bu kadar imkan verebileceğini de düşünmüyordum. Ancak ilerledikçe biz dereceleri ortaya koydukça federasyonda dayanak çıktı. Bizi yarışlara götürdü, biz de her yarışta elimizden geleni yaptık. Daima de birinci olduk. Birinci yarışın yıldızlarda yarıştırmak için yarıştırdılar. 49 saniyelik bir fark yedik. Üçüncü olmuştum. Ondan sonraki sene birinci Ulusal Kadro testiyle başladık. Birinci olduk Ulusal Kadro testinde. Sonra bir bahar kupasına girdik. Orada da birinci olduk. Kupada da birinci olduk lakin birinci yarıştığımda fark yemiştim” dedi.
Polonya’daki U23 Dünya Şampiyonası’nda kazanılan altın madalyalara öncesindeki süreci anlatan Enes Biber, “Zaten grubumla evvelden gruptuk. 3 yıl boyunca birlikte grup çekmiştik. Sonra 1 sene orta verdik, takım olmadık. Bu sene de bütün kış ikimiz de tek çiftler üzerinde çok yeterli idman yaptık. Yarışa son bir buçuk ay kala da tekrardan takım olduk. Federasyon bunu bu türlü gördü. Takım olduktan sonra tabi çok kısa bir vakit aslında. Ne kadar geçmişimiz olsa da bir buçuk ayda bu türlü muvaffakiyet geleceğini öngörüyorduk idmanda yapılan derecelerle lakin bu kadarını beklemiyorduk. Natürel bir madalya alacaktık lakin bu birincilik de olabilirdi üçüncülük de olabilirdi. O bir buçuk ayda hiç idman kaçırmadık. Elimizden gelenin en düzgününü yaptık, sakatlık olsun, öteki hastalıklar olsun. Her şeyi bir kenara bırakıp yalnızca idman yaptık. Polonya’ya gittiğimizde de aslında geçmişten gelen bir deneyimimiz vardı. Orada bir tartımız vardı aslında. 2 sene evvel de dünya şampiyonu olduk, gençler kategorisinde aslında. Yarışlarda çekilen dereceleri gördüğümüz vakit herkes çok yakındı. 5 takım 6 grup hatta bir saniyenin içindeydik. İşte biz 30,3 çekiyoruz onlar 30,4 çekiyor, 5 çekiyor. Sırasıyla geliyorduk. Aslında hiçbir şey aşikâr değildi, yarı finali yarışımız çok güç geçti. 4 grup baş başa girdik, orda da birinci çıktık” sözlerini kullandı.
HASTA OLDUĞUNU KADRO ARKADAŞINDAN SAKLADI
Yarı final yarışından sonra hastalandığını bu durumu ise grup arkadaşından gizlediklerini belirten başarılı kürekçi, “Gece 12, 12 buçukta hastaneye gittik. Aytimur’la farklı odalarda kalıyorduk esasen. Aytimur’a hiçbir şey söylemedik. Akşam gece 4’te geldim sonraki gün yarışım var. Kendimi makus hissediyordum aslında yarışa girsek mi girmesek mi diye düşündük. Sonra bu çabayı vermem gerektiğini düşündüm. Bu vakte kadar buralara bu türlü geldim bir şeylerle çaba ederek. Aytimur’un hiçbir şeyden haberi yoktu söylemedik işte tahminen berbat etkilenebilir diye ben de zati çok berbat hissediyorum kendimi. Bir formda o yarışa girdik. Yarışta da esasen hiçbir şey görmedik. Bir an evvel bitirmeye odaklandık. Bitirdik ve sonunda birinci olduk, bunun için çok gururluyuz aslında” halinde kuvvetli süreci anlattı.
‘BENİ 3-4 YILDIR KİMSE GEÇEMİYOR’
Genç yaşına karşın elde ettiği muvaffakiyetleri sıralayan genç sportmen, “Uluslararası açık yarışlarda da oldu işte Zagreb olsun öteki yarışlar olsun. Daima ikilide çektim. İşte ikili teknede çektim. Avrupa şampiyonluğum var. Balkan şampiyonluklarım var, 2 tane dünya şampiyonluğum oldu. 8 tekte Avrupa ikinciliğim var Türkiye’de esasen artık egolu olacak biraz lakin 3-4 yıldır kimse geçemiyor takımım de dahil’ tabirlerinde bulundu.
‘DEZAVANTAJIMIZ; KULÜP SAYISI ÇOK AZ’
Türkiye’nin Kürek sporunda dünyadaki yerini pahalandıran, Enes,” Bizim aslında öbür ülkelerden en berbat dezavantajımız kulüp sayısı çok az. Yani ortada 2 tane kulüp var. Bir Fenerbahçe ve Galatasaray başka ülkelere baktığın vakit hiç tanınmayan isimler geliyor şampiyonalara ve değişik bir grup çıkıyor. Atlet sayısı gereğince fazla değil. Kulüp sayısı çok az Kürek çekmek istiyorsan ya Fener’de olacaksın ya Galatasaray’da olacaksın dünyada bu türlü bir şey yok. Daha fazla gelişmiş ancak biz de oraya yanlışsız gidiyoruz, yeni kulüpler ortaya çıkıyor. Vakitle 2-3 yıl içinde biz de bence daha bu türlü büyüklerde madalya kazanabilecek hale geleceğiz. Biz de buna vesile olacağız” diye konuştu.
‘BİZİM GİRDİĞİMİZ YARIŞTA FAVORİ TÜRKİYE’DİR’
Genç Kürekçi, “Kürekte bir sürü kategori var. İşte tek, çiftli, ikili, sekizli. Aslında her teknenin favorisi farklı. Esasen bizim girdiğimiz yarışta favori Türkiye’dir, en yeterli odur ancak büyüklere baktığımız vakit Romanya çok âlâ İtalya çok düzgün yeni yeni parlıyorlar. Zati en güzel antrenörler, en bilimsel çalışanlar onlar. Mesela 2 tek dediğin vakit Hırvatlar grubu adamların üçüncü Olimpiyat altınını aldı, İngiltere’nin takımı ya da tek çift denildiği vakit Alman tek çiftleri çok uygun. Her kategoride farklı. Lakin genel olarak Romanya, Almanya, İngiltere bu ülkeler, İsviçre küreğe çok önemli yatırımlar yapıyor” sözlerini kullandı.
‘EN BÜYÜK MAKSADIMIZ OLİMPİYAT’
Gelecek gayelerini kıymetlendiren Enes, “Şimdi, önümüzdeki aydan sonra Avrupa Şampiyonası var. Gayelere bakarken tabi ki en büyük gayemiz Olimpiyat ancak adım adım çıkacağız oraya. Birinci başta Avrupa şampiyonasında tekrar bir altın madalya daha kazanacağız. Sonra adım adım büyüklerde madalya alacağız. En sonunda da olimpiyatlarda da taçlandıracağız bu işi. Biz büyüklerde madalya kazanmak istiyoruz şu an gençlerde Dünya şampiyonluğumuz var. U23’te oldu, 2 sene daha U23’üz. Bunda da ben eminim tekrardan 2 sene daha dünya şampiyonu olacağız. Gayemiz büyükler, büyüklerde madalya kazanmak, Olimpiyatta madalya kazanmak. Bizi destekledikleri sürece biz o amaç doğrultusunda çalışacağız, çok istiyoruz. İnşallah bir gün Türkiye’ye olimpiyatlarda altın madalya kazanırken izleyecek herkes” dedi.
Enes Timur’un kadro arkadaşı Aytimur Selçuk da kürek sporuna ailesinin tesiriyle başladığını tabir ederek, “Ben 2019 kaç yaşında başladım, 14 yaşında. Benim ailem vasıtasıyla başladım. Annem, babam da eski kürekçi, benim bir tane de ablam var. Piyango illa birimize çıkacaktı. Bana çıktı. Ablam da eski sportmen aslında. Oradan başladım. Başlarda zorla başlatıldım, ben istemeyerek gidiyordum. Daima kaçmaya çalışıyordum yani en sonunda birinci gittiğim vakitlerde Enesler de yoktu. O vakit çok ortama ısınamamıştım, istemiyordum. Birkaç ay sonra bir küme geldi daha çok bir arkadaş ortamı oluştu falan. Daima bir arada bana istek geldi. O vakit daima birlikte çekmeye başladık. Yarışlar olsun, kamplar olsun vesaire çok hoş ortamlardı. Ben de devam etmeye karar verdim, ondan sonra orda. Benim birinci yarışım ben minik İkinci yılımda bir tane tek elemesine girmiştim. Orada da elenmiştim. Öyleydi ya artık yani tam hatırlayamıyorum da” diye konuştu.
Enes üzere genç yaşında sayısız muvaffakiyet kazanan Aytimur, ”Benim de yani bir arada Balkan şampiyonluklarımız var. Zagreb’te açık yarışlarda birinciliklerimiz var. Hatta büyükler kategorisinde de birinciliğimiz var. Yunanistan’da yarış olmuştu, orada da birinciliğimiz var. Avrupa üçüncülüğüm var. Avrupa beşinciliğim var. Avrupa şampiyonluğu, 2 dünya şampiyonluğu bu türlü daha çok da devam edecek inşallah” formunda konuştu.
Kürek tarihinde Türk kürekçilerin en çok altın madalya kazandığı şampiyona olan U23 Dünya Şampiyonası’nı pahalandıran Aytimur,”Evet, Enes’in dediği üzere bir mühlet aramız oldu. Birlikte hiç çekemedik. Sonra bir buçuk ay kala yarışa tekrar takım olduk. Birinci indiğimiz günde biz o yarışı kazanmak için takım olduğumuzu da biliyorduk. Yani daima çalıştık her idmanda da birbirimize söylüyorduk biz oraya kazanmaya gideceğiz. Madalya alacağız evet, fakat maksadımız her vakit altın madalyaydı. Bu türlü her gün çalışmaya devam ettik. Herkese baş tuttuk herkese idmanlarda grup arkadaşlarımıza öteki tekne sınıflarına. Ve sonunda Polonya’ya gidince her şey elimizden geleni yaptık. Eleme de olsun, yarı finalde olsun hepsinde birinci gelerek en son finalde de birinci olup, dünya şampiyonluğunu elde ettik” dedi.
Takım arkadaşının kendisinden gizlenen rahatsızlığını yarıştan sonra öğrendiğini belirten başarılı kürekçi, “Yarış bitti. En son Halil arkadaşımız da birinci oldu. Bizden önceydi onun yarışı bizi yarış sonunda bekliyordu suda teknesinde o da. Geldi size bir şey itiraf edeceğim dedi, Enes sudayken, bir anda orada söyledi işte orada haberimiz oldu hepimizin. Bir tek antrenör ve Enes biliyordu yani Enes’in hastaneye gittiğini” halinde konuştu.
Aytimur, Grup olarak birbirlerini nasıl motive ettiklerini ise şu sözlerle aktardı:
“Bir defa ikimiz de kazanmak istiyoruz. O yarışı kazanmak istediğimiz için ikimiz de birbirimizi sürüklüyoruz. Yarış içinde olsun idmanda olsun. Daima gayemizin olduğunu birbirimize hatırlatıyoruz. Biz evvelce de dünya şampiyonuyduk. Kendimize o denli diyoruz, biz bir defa olduk, bir sefer daha yaparız, yapmalıyız. Bizi dünya şampiyonu olarak biliyorlar ve bu türlü de devam edecek diyoruz. Böylece birbirimize sürükleyerek her idmanı da tamamlıyorduk en hoş şekilde”
‘İLK SEFER YARIŞTA 3 ALTIN MADALYA KAZANILDI’
Genç kürekçi, “Türkiye şu an biraz daha ortalarda, bir tık da geride. Bizlerin sayesinde, atletler sayesinde daha da ileriye götürüyoruz. Birinci sefer yarışta 3 altın madalya kazanıldı, Dünya şampiyonası Türkiye için birinciler yazıldı tekrar. Bu türlü epey dünya daha çok Türkiye’yi görmeye başlıyor ve daha da çok korkmaya başlıyor, hatta madalya merasiminde İstiklal Marşı okunurken, bir tek İstiklal Marşı okurken sessizlik oluyor. Başka ülkeler kendi marşlarını okurken sessizlik olmuyor. Dediğim üzere, her tekne sınıfının göze çarpan farklı bir ismi oluyor. Birkaç tane, 2-3 tekneyi alan bir ülke yok. Mesela 8 teki farklı bir ülke götürüyor, 2 teki farklı bir ülke götürüyor. tekli şey farklı ülke götürüyor. Genelde değişiyor. Daha çok işte öndeki Avrupa ülkeleri; İsviçre olsun, İngiltere, Almanya, Romanya onlar götürüyor” kelamlarıyla Türkiye’nin kürek sporundaki yerini kıymetlendirdi.
‘ŞU ANKİ MAKSADIMIZ, LOS ANGELES’
Aytimur, “Şu anki amacımız, Los Angeles. Yani bir de en büyük amacımız şu anki o 2028 uzun vadede bakınca ancak öncelikle yavaş yavaş ileriki yıllarda olabildiğince ülkemize bir muvaffakiyet getirip Avrupa, dünya şampiyonlukları getirmeye çalışarak ülkemizi daha üst düzeye çıkarmak, milletlerarası podyumda’ dedi” sözleriyle kelamlarını tamamladı.
