-
Haber7
Yunan basınının “Mavi Vatan” korkusu sürüyor. Son devirlerde deniz muhafaza alanlarına yönelik Türkiye’nin hudutlarını zorlayan atılımları sonrasında Türkiye yeni bir karar almış, İtalya ve Libya ile başlattığı iş birliği sonrasında Kuzey Ege’de Gökçeada açıkları ve Akdeniz’de Fethiye-Kaş ile Finike açıklarında iki yeni Deniz Müdafaa Alanı oluşturmuştu.
Türkiye’nin atmış olduğu adım Yunan hükümeti tarafından reaksiyonla karşılanırken Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası Oşinogtafi Komitesi (IOC)’ye kaydettirilen haritaya işlemişti.
TÜRKİYE VE SURİYE ORTASINDAKİ İŞBİRLİĞİ TASAYI ARTTIRDI
Son olarak ise Türkiye’nin Suriye ile yakın bağlar kurması ve Türk yatırımcıların Suriye’deki limanlar aracılığıyla Doğu Akdeniz’de faal bir rol oynayacağına ait telaşları giderek artıyor.
Limanlar aracılığıyla deniz nakliyatı ve liman geliştirme alanında işbirliklerini arttırmak emeliyle Kara ve Deniz Limanları Genel Müdürlüğü’nden Suriye heyetinin Türkiye’deki resmi ziyaretlerine değinen gazete; işçilerin eğitimi, denizcilik mevzuatlarının geliştirilmesi ve Suriye’nin memleketler arası denizcilik faaliyetlerinde yer alabilmesi için ön mutabakat zaptı imzalanması sonrasında huzursuz oldu.
SURİYE DOĞU AKDENİZ’DE FAAL BİR KORİDOR OLABİLİR
Türkiye ile Suriye ortasında limanlar için altyapı geliştirme stratejileri, Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanarak işletme ve idaresi geliştirme, liman idare sistemleri ve bu teknolojilerin Suriye limanlarına uygulamasına dair yapılan görüşmelerin Suriye’nin Doğu Akdeniz’de etkin bir deniz koridoru rolünü üstelenebileceği söz edildi.
DENİZ YETKİ ALANLARINA DAİR DİPLOMATİK SÜREÇ
Türkiye’nin Suriye ile denizdeki işbirliği Doğu Akdeniz’deki “Deniz Yetki Alanlarına” dair değerli bir diplomatik süreç.
İki ülke ortasında karşılıklı hak ve menfaatlerin korunması hedefiyle atılan adımlar ‘deniz yan hududu ve karasularının ötesindeki deniz yetki alanları’ için teknik ve diplomatik hazırlıklar ilgili kurumlar ortasında sürüyor.
Türkiye’nin 2020 yılında Birleşmiş Milletler’e bildirdiği kıta sahanlığı sonları temel alınarak, Doğu Akdeniz’deki ulusal hak ve menfaatlerin korunması için yeni adımlar atılmış, Türkiye bölge ülkeleriyle istikrara dayalı iş birliği ve diyalog kanallarını açık tutarak, deniz yetki hudutlarının adil halde belirlenmesini hedeflemişti.
