Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kampanya yöneticisi Necati Özkan ve televizyoncu Merdan Yanardağ’ın da bulunduğu isimlerle alakaları savcılık kayıtlarına giren Hüseyin Gün’ün itirafları tüyler ürpetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü casusluk soruşturmasında itirafçı olan Mimik Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Gün, İngiliz istihbaratı MI6 için çalıştığını, telefon rehberinde kayıtlı İngiliz, ABD’li CIA ve İsrail bilinmeyen servisi Mossad mensuplarıyla münasebetlerini ‘etkin pişmanlık’ kararları çerçevesinde anlattı.
Hüseyin Gün’ün emniyet ve savcılık sözleri, büyük bir data sızdırma ve casusluk skandalının katmanlarını araladı.
Etkin pişmanlıktan yararlanıp itirafçı olan Hüseyin Gün, hakkındaki savları reddeden Necati Özkan ile olan derin alakasını ve ortalarındaki yazışmaların mahiyetini detaylarıyla anlatırken, tüm süreçten Ekrem İmamoğlu’nun ‘haberdar olduğunu’ kaydetti.
İBB’NİN ŞİFRELERİNİ SIZDIRDI, RAPORLAR İMAMOĞLU’NA GİTTİ
Konuyu köşesine taşıyan Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, “‘İstanbul senin’ MI6 projesi çıktı” başlıklı makalesinde, Hüseyin Gün’ün itiraflarını tahlil etti.
Hüseyin Gün’ün üvey oğlunun 112 Acil’i arayarak babasının İsrail, Amerika ve İngiltere ismine ajanlık yaptığını ihbar etmesiyle başlayan ve 4 Temmuz 2025 günü tutuklanmasıyla genişleyen casus operasyonunun farklı boyut kazandığını tabir etti.
Şener, Hüseyin Gün’ün emniyet tabirinden sonra İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda verdiği sözünde, “Necati Özkan’ın İBB’ye ilişkin çok sayıda mail hesabı ve şifresini kendisine ilettiğini, bunun üzerine bir arada çalıştığı istihbaratçılar ile hazırladıkları raporları Özkan üzerinden Ekrem İmamoğlu’na yolladıklarını anlattığını”belirtti.
İSRAİL/ABD’Lİ AARON’LA ORTAKLAŞA İSTİHBARİ RAPORLAMA YAPMIŞLAR
İBB’nin kozmik odasına erişim sağlayarak ‘hassas verilerin’ nasıl ele geçirildiğine dair çarpıcı ayrıntılar içeren Gün’ün tabirinde şu tabirler yer alıyor:
“30 Haziran 2019 tarihinde manevi annem Seher Alaçam yönlendirmesiyle Necati Özkan ile tanıştım. Sonrasında birinci seçim tarihi olan 31 Mart 2019 ile ikinci seçim tarihi olan 23 Haziran 2019 tarihleri ortasında seçim süreciyle alakalı bir arada çalıştık. Necati Özkan, Ekrem İmamoğlu’nun hem siyasi danışmanı hem de seçim kampanyasının menajeriydi. Benim Piiq isimli firmam vardı; Daren, Aaron isimli ortaklarım vardı. Aaron simli şahıs eski istihbarat servisi çalışanıdır, şirketteki tüm tahlil süreçleri teknik grup ile birlikte yapardı.
Osint (Açık Kaynak) istihbaratı programı vardı. Bu program şemsiye programdır. Bu şemsiyenin altında dark web üzere internette hassas bilgiye ulaşabileceğiniz bilgiler vardır. Bu internetin yeraltıdır. Necati Özkan, bana, Osint’e bir bakmamı istedi. O sitede yaptığımız araştırmada İBB’’ye ilişkin çok sayıda kurumsal mail ve şifreler vardı. Bu mail ve şifreler, belediyenin en derinliklerindeki bilgiye ulaşabilme kabiliyeti veriyordu. Burada belediye içi yazışmalar ve bilgi akışı görülebiliyordu. Lakin yalnızca bilgi temini vardı, rastgele bir müdahale yapılamıyordu.”
AJAN AARON’UN PQ İSİMLİ PROGRAMIYLA İSTANBUL’A ÖZEL ÇALIŞMIŞLAR
Gün, Necati Özkan’ın ‘Osint alemini’ yakından bildiğini vurgulayarak, “Ben de esasen ofisteyken genel bir bilgilendirme yapmıştım. Hasebiyle Necati Özkan da oradaki dataların neyle neye malolabileceğini bilebilecek durumdaydı. Osint’te tekrar yaptığımız denetimlerde birinci gördüğümüz veriden daha fazlası olduğunu gördük. Beni o siteye yönlendiren Necati Özkan’dır. Aslında bir defa girdiğimiz vakit sonradan gelen bilgilere de sahip oluyorsunuz. Osint’teki datalar ya hackleme yoluyla ya da birinin oraya yüklemesiyle orada olur.” ifadelerini kullandı.
Nedim Şener’in aktardığına nazaran, tabirinde, İBB’den elde edilen bilgilerin kullanım kapsamını da aktaran Hüseyin Gün, bu ‘analiz’ sürecinden Ekrem İmamoğlu’nun ‘tamamen haberdar olduğu’ tezini yineleyerek şunları söyledi:
“Bu sahip olduğumuz imkânın yalnızca yüzde 10’udur. Biz ayrıyeten elimizdeki yazılımla toplumsal medya hesapları üzerinden iç yazışmaları görüp, buna nazaran algı oluşturmaya çalışıyorduk. Bu yaptığımız tahlilleri de ben Necati Özkan’la paylaşıyordum. Bizim şirket olarak sahip olduğumuz çok geniş yetkileri olan yazılımın mucidi Amerika istihbarat servisinde kapalı operasyon yöneticisiydi. Bu programın ismi Pq’dur. Bu kişi benim ortağım olan Aaron’du. Aarron aslında istihbarattan emeklidir. Ben yaptığım tahlilleri Necati Özkan’a verirdim. Bunları Başkan’a iletmesini söylerdim. O da Başkan’a iletirdi. Lider olarak kastedilen kişi Ekrem İmamoğlu’dur. Yazışmada ‘major’ olarak geçen kişi de Ekrem İmamoğlu’dur. Bunun manası Lider demektir. Chris isimli şahsı 2016 yılından beri İngiltere’den tanırım. Chris, eski istihbaratçıdır.”
İSTANBUL SENİN’İ BİZ YAPTIK
Nedim Şener, soruşturma kapsamında, İmamoğlu’nun lider olmasından sonra uygulamaya geçen “İstanbul Senin” isimli taşınabilir uygulama üzerinden 4.7 milyon kullanıcının şahsî bilgileri ve pozisyon bilgilerinin iki farklı yabancı ülkeye sızdırıldığını, 3.7 milyon kullanıcının datalarının ise “dark web”de satışa çıkarıldığının belirlendiğini hatırlattı.
Hüseyin Gün’ün savcılık tabirinde, ‘İstanbul Senin’ projesinin kendilerine ilişkin olduğunu ve bu bahiste belediye yetkililerine sunum yaptıklarını anlattığını vurgulayan Şener, şu itirafları alıntıladı:
“2019 seçiminden sonra Melih Geçek, Necati Özkan, Yavuz Saltık ve Şenay isimli şahıslar vardı. Öbür şahısları emniyetteki tabirlerde ayrıntılı olarak söyledim. Şu an tarihleri hatırlamıyorum. Bu toplantıda ‘İstanbul Senin’ isimli bir projenin tanıtımını yaptık, ama o devir ‘İstanbul Senin’ isimli bir uygulama yoktu. Melih Geçek isimli şahıs bildiğim kadarıyla da konusunda en yetkili şahıslardan biriydi. Toplantıda Melih Geçek’i özel dalda IT olarak tanıttılar. Yakın vakitte belediyede çalışacağını söylediler. Toplantıya katıldığında belediyede yetkili değildi.”
Gün’ün telefonunun ‘notlar’ kısmına İngilizce “19.08.2019 // 20.08.2019 tarihinde IBB digital meeting 20th Aug” başlığıyla kaydettiği “İBB dijital toplantısına” Şengül Altan Arsal, Melih Gecek, Yavuz Saltık, Ulaş Yılmaz, Mutlu Bey, Necati Özkan’ın katıldığı tespit edildi.
Şener, daha evvel, Murat Ongun’un birinci etapta 4.7 milyon kullanıcı yanında 16 milyon İstanbullu’nun, akabinde da bütün Türkiye’nin dijital datalarına İngiltere kaynaklı casus yazılımlarla ulaşabileceklerine dair ses kaydı savcılık evrakına girdiğini kaydetti.
TELE1’İ ELDEN VERİLEN PARALARLA FONLAMIŞ
Hüseyin Gün’ün televizyoncu Merdan Yanardağ’a elden para verdiğini ve bağlantılarını ise şöyle anlattığı aktarıldı:
“Merdan Yanardağ isimli şahsı manevi annemin tanıştırdığı bir kişidir. Onun vasıtasıyla tanıştım. Periyot dönem elden cüzi ölçülerde para verirdim. Bu parayı kanalına takviye niyetiyle verirdim.”
İfadesinde ‘stratejik yönlendirme’ argümanını güçlendiren Gün, Merdan Yanardağ’ın Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılan röportajında soruları kendisinin oluşturduğunu da itiraf etti. Necati Özkan’ın İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde kendileriyle çalıştığının altını çizen Gün’ün itirafları şöyle devam etti:
“Merdan Yanardağ’ın Kemal Kılıçdaroğlu’yla yaptığı röportajda, yayında sorulmasını tanım ettiğim soruları ilettim ve birebir olmasa da emsal nitelikte sorular soruldu. Lakin benimkisi büsbütün tavsiye idi. Genel olarak 2019 seçimlerinde bahsettiğim üzere tahlil ve raporlar yaparak. İmamoğlu’nun seçim kampanyasına takviye oldum. İrtibatım Necati Özkan’laydı. Necati Özkan da İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde bizimle çalıştı. Yönlendirmelerimiz büyük oranda buydu. Bazen uymadığı noktalarda serzenişlerimiz oldu. Seçim sonrasında manevi annem Seher’le birlikte çalışma ofisine, Saraçhane Belediye binasında tebrik ettik. O da bize yardımlarımız için teşekkür etti. Münasebetiyle teşekkür etmesinden de anlaşıldığı üzere tüm faaliyetlerimizden haberdardı.”
Nedim Şener, yazısını “Kazdıkça çok büyük bir bilgi sızdırma ve casusluk skandalı ortaya çıkıyor.” tabiriyle sonlandırdı.
