-
Haber7
Yeni Akit muharriri Ali Karahasanoğlu bugünkü köşe yazısında Ekrem İmamoğlu’nun lehine bir haftada üç mahkeme kararı aldığı birinci davada iki savcıya yaptığı hakaretle ilgili olduğunu belirterek ayrıntıları kaleme aldı.
Karahasanoğlu yazısında, “Ekrem bir haftada üç davayı birden kendi lehine bitirdi..
Birincisi, iki savcıya yaptığı hakaretlerle ilgili idi.. Savcılara söylediği kelamlar, çok net hakaretler..
“Kumpas ve pusu tertibini kuran iki savcı”, “terör örgütü üyeliğini ortaya koyan bireyler meslek erdemlerini, meslek namussuzluklarını kaybetmiş kişilerdir”, “terör örgütü tecrübelerine de sahip olduklarını düşünüyorum”, “bu tıp pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir”, “meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin, erdem mahrumu bu insanlar”.. Bunların yüzde birini solculara söyleyin, anında iddianameyi elinizde bulursunuz..
Ama bu kelamlardan ötürü, hakim Anayasa Mahkemesi kararını da çarpıtarak, Ekrem İmamoğlu’na ön ödeme yazısı çıkardı, o da teklif edilen cezayı ödedi, dava düştü..” dedi.
“KURULTAYA HİLE KARIŞTIRILDIĞI TEZİNE KARAR VERİLİRSE…”
Karahasanoğlu, bir hafta evvel verilen kararın akabinde dün ise iki gelişmenin daha yaşandığını, CHP kurultayı hakkında açılan davanın dün Ankara’da reddedildiğini belirterek, “Bir hafta evvelki bu karardan sonra, dün de iki gelişme yaşandı..
CHP kurultayı hakkında açılan dava, dün Ankara’da reddedildi..
Asliye Ceza Mahkemesindeki davanın duruşması ise, önümüzdeki haftalarda sürecek.
Daha kıymetli olan, ceza mahkemesi..
Çünkü asliye hukuk mahkemesinde verilecek karar, olsun olsun kurultayın iptali tarafında olacaktı..
Ceza mahkemesinde ise, kurultaya hile karıştırıldığı argümanı tarafında karar verilecek olursa, sanıklar yatarı olmasa da mahpus cezası alacaklar.. Siyaset yapmaları zorlaşacak..
Kaldı ki, ceza mahkemesinde mahkumiyet çıkarsa, asliye hukuk mahkemesi kararı ya istinaftan dönmesi için kuvvetli bir kanıt olacak ya da tekrar açılacak bir dava ile ceza mahkemesi kararı münasebet gösterilerek, kurultay iptali mümkün olacak. Zira, ceza mahkemesi kararı, yeni kanıt statüsünde yine yargılamayı gerektirecek..” ifadelerine değindi.
İMAMOĞLU’NUN PARA İLE KURDUĞU DİKTATÖRLÜK
Karahasanoğlu, Türkiye’de tek adam diktatörlüğü var diyen kısmın İmamoğlu’nun para ile kurmuş olduğu tek adam diktatörlüğüne vurgu yaparak “Türkiye’de, “Cumhurbaşkanı adaylığım açıklandığı için bana operasyon düzenleniyor” diyen Ekrem İmamoğlu, aslında kendisi para ile kurmuş olduğu bir tek adam diktatörlüğünü yönetiyor olmalı ki, dünkü bir diğer belgede ise, beraat aldı..
İhaleye fesat karıştırma davasında, ne yapmak istiyor ise, şantaj altında mıdır, yoksa diğer bir sebebi mi vardır, bilemediğimiz bir sebeple, savcı bir yıldır rapor alarak, hazır değilim diyerek uzattığı belgeyi, yeniden uzatmaya kalktı.. Ve hakim de, pek alışık olmadığımız reaksiyon ile beraat kararını bastırdı..
Oysa, bu türlü olsun manasında söylemiyorum. Başımızdan geçen onlarca evrakta olduğu üzere, belgedeki kanıtlar mahkumiyete kâfi olmadığı halde, savcıların mahkumiyet istediğini, lakin hakimin beraat kararı verdiğini çok gördük..
Bu savcı ise, güya cezalandırma istiyormuş üzere yapıyor, lakin bir türlü mütalaa vermeyerek, belgeyi daima erteletiyordu.. Meğer, hakikaten evrakta kesin bir kanıt yok ise, beraat talep edebilirdi. Belgede kâfi kanıt yok ise, lakin toplanabileceği tarafında kanaati var ise, bunları bir sene içinde toplatabilirdi.
Hiçbirisini yapmadı. Mahkemeden müddet talep etti. Hakim de kızıp, aslında kendisinin de kanıt toplama yetkisi olduğu halde, niyeti beraatten yana olduğu için, o kararı verdi..” dedi.
İHALEYE FESAT KARŞIŞTIRMADA KANITLAR ORTADA
Karahasanoğlu yazısının devamında ise şu sözlere yer verdi:
Ben bu üç karar sonrasında, hem kararı veren yargıçlara, hem Ekrem İmamoğlu’na, hem avukatlarına, hem Ekrem İmamoğlu yanlılarına ve tüm kamuoyuna soruyorum..”
İki savcı için sarfedilen cümleleri yukarda aktardım.
Bu kelamların hata olmadığı kanaatinde misiniz?
Ön ödeme kararını veren hakime soruyorum..
Aynı hakaretler sizin için yapılsa, sizin hürmet gösterdiğiniz savcı-hakimler için yapılsa, birebir kararı verir miydiniz..
Dün neticelenen kurultay davası yargıcına soruyorum..
Gerekçeli kararda, büyük ihtimalle mevzunun temeline hiç girmeden, kenardan sıyrılıp, davada argümanların ispatlanamadığını belirtip, red kararı verdiğinizi yazacaksınız.
Peki, “pavyonda para alışverişi olmamıştır” diyecek misiniz..
“Döviz büfesinde milyon dolarlar bozdurulup, delegelere dağıtıldığına ait savların gerçek olmadığını, katiyen tespit ettim” diyebilecek misiniz..
CHP kurultayında hiçbir hileli süreç olmadığı, delegelere para vaad edilmediği, taşınabilir telefon taahhütü ile kullandıkları oyların manzarası çekilip atılmadığını; kararınıza yazabilecek misiniz?
Hiç sanmıyorum..
Yazacağınız şey şu:
“CHP, tabiatıyla olağan kurultay sürecini başlattığından, mahkememizin evvelki kurultayı iptal sebebi kalmamıştır.”
Affedersiniz fakat, bilmiyor musunuz, bilmezlikten mi geliyorsunuz?
Üyelerin ihraç edildiği, delegelerin değiştirildiği bir süreçte, yine kurultay yapılsa da, mevcut delege yapısı ile tekrar seçim yapılsa bile, bu yasal olamaz ki..
İddianın kendisi, delegelerin satın alındığı, kimilerinin değiştirildiğine ait..
Yeni delegeler, esasen sıkıntılı delegeler..
Siz, 2023 kurultay öncesindeki delege yapısına dönmediğiniz takdirde, otuz sefer seçim yapın, yeniden birebir sakatlık devam eder..
Gelelim ihaleye fesat karıştırma davasına.. Ekrem İmamoğlu için, mahkeme hakimi, “Gönül rahatlığı ile kararımı verdim. İhalede fesat yok. İhaleye katılma yetkisi olmayan şirketlerin ihaleye katıldıklarına dair tez yanlıştır. Bahsedilen şirketin ihaleye girme yeterlik kuralı vardır” diyebilecek mi?
Tahminim o ki, diyemeyecek..
Diyeceği şu:
“Suçun maddi ve manevi ögeleri oluşmadığından, Ekrem İmamoğlu’nun beraatine, masrafların kamu üzerinde bırakılmasına..”
Affedersiniz fakat..
Türkçe konuşuyoruz..
“İhaleye girme yeterliliği olmayan bir şirket, ihaleye alınıyor ve o şirket ihale kazanıyor” diyoruz..
Beraat kararı verebilmeniz için, bu söylediğimizin aksinin ispatlanmış olması gerekiyor..
Bekleyelim, görelim bakalım, o şirketin ihaleye girme yeterliliği olduğuna dair, mahkeme kararında bir tabir olacak mı?
Eeee.
Son iddianamede ve hazırlanmakta olan iddianamenin soruşturma evrakları içindeki bilgilerde neler yer alıyor?
Ekrem İmamoğlu’nun, milyarlarca liralık sistem kurduğu, sistem için ihaleye giren şirketlerden rüşvet alındığı ve paraların bir havuzda toplandığı belirtiliyordu.
CHP İstanbul Vilayet Binası satın alınırken tapuda gösterilmeyen 20 milyon TL’lik fark, işte bu “sistem”den karşılandı. Kanıtı ortada. Kamera kayıtlarında açıkca, bavullarla para taşındığı, bunların resmi kayıtları olmadığı katılaşmış durumda..
Ekrem İmamoğlu’nun 500’er milyon TL’lik iki villayı, İBB’den ihale alan firmadan para ödemeden aile şirketine devrettirdiği şirket kayıtları ile kesinkes ortada..
İlçe belediye liderlerinin, daha bir yıllık başkanlıkları devrinde, kendilerine, eşlerine, hatta eşlerinin eniştelerine 200 milyon TL’lik villalar aldırdıkları ortada..
Haydi bakalım.. Bu belgelerden da Ekrem bey beraat etsin de görelim..
