Aynı devirde altın da yükselişini sürdürürken, salı günü yaşanan sert satışlar ralliyi kısa vadeli duraklattı. Lakin Financial Times müellifi William Silber, gümüşteki rekorun gecikmeli de olsa “kaçınılmaz” olduğunu belirtiyor.
KRİZ DEVİRLERİNİN PARLAYAN YILDIZI
- Silber’e nazaran, gümüşün yükselişini anlamak için 1979–1980 ve 2007–2011 devirlerine bakmak gerekiyor. Her iki devirde de siyasi ve ekonomik krizler bedelli metalleri tırmandırmıştı.
1979’da global enflasyon, İran rehine krizi ve Sovyetler’in Afganistan’ı işgali, gümüşü yedi kat, altını üç kat yükseltmişti. 2008 finansal krizinin akabinde yaşanan dalgalanma da emsal biçimde gümüş fiyatlarını 2011’e kadar dört kat artırmıştı.
Silber, “Gümüş altına nazaran iki kat daha oynak bir varlık. Daha küçük bir piyasa olduğu için birkaç milyon dolarlık süreç bile fiyatı önemli biçimde etkileyebiliyor.” tabirlerini kullandı.
HUNT KARDEŞLER VE GÜMÜŞÜN SANAYİSEL ROLÜ
1980’deki büyük fiyat patlamasının ardında, Hunt kardeşlerin piyasayı manipüle etme teşebbüsü olduğu sıkça lisana getirilir. O periyotta petrol milyarderi H.L. Hunt’ın oğulları Bunker ve Herbert Hunt, 200 milyon ons gümüş alarak global üretimin büyük kısmını denetim etmişti.
Ancak Silber, “2007–2011 yükselişinde Hunt kardeşler piyasada yoktu. Gümüş tabiatı gereği esasen altından daha volatil,” diyerek bu farkı vurguluyor.
Gümüşün birebir vakitte endüstriyel bir metal olduğuna dikkat çeken uzman, bilhassa elektronik ve tıp alanlarında kullanımın sürdüğünü, fakat fotoğraf sinemaları için talebin cep telefonu kameralarının yaygınlaşmasıyla azaldığını hatırlatıyor.
BU RALLİ FARKLI: ENFLASYON VE DOLAR KORKUSU
Silber, bugünkü yükselişin geçmişteki krizlerden farklı bir yere sahip olduğunu söylüyor. Yeniden de yatırımcıların enflasyon ve dolar telaşlarıyla kıymetli metallere yöneldiğini belirtiyor.
Bazı yatırımcılar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Fed üzerindeki tesirinin faizleri düşürüp enflasyonu artırabileceği fikriyle gümüş ve altına yatırım yapıyor.
Ayrıca merkez bankalarının dolardan uzaklaşmak hedefiyle altın alımlarını artırması da piyasayı destekliyor. Altın artık dünya merkez bankası rezervlerinin %20’sini oluşturuyor ve bu oranla euroyu geride bırakmış durumda.
Silber, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası dolar varlıklarının dondurulması, doların rezerv para statüsünü zayıflattı ve altına ilgiyi artırdı. Bu talebin bir kısmı doğal olarak gümüşe de yansıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“OYNAKLIK GÜMÜŞÜN TABİATINDA VAR”
Silber, gümüşteki hareketliliğin süreceğini kesin olarak iddia etmenin güç olduğunu söylüyor:
“Eğer boğa piyasası devam ederse, tarih bize gümüşün yüksek oynaklığı sayesinde altından daha düzgün performans gösterebileceğini söylüyor.”
Ancak muharrir, bu periyotlarda spekülatif sermayenin devreye girdiği ihtarında da bulunuyor. Buna karşın, mümkün bir global türbülans halinde altın ve gümüşün yatırımcı portföylerinde sigorta vazifesi görmeye devam edeceğini vurguluyor.
Silber, yazısını şu tabirle noktalıyor:
“ABD’de mali baskınlık riski — yani hükümetin borç yükünü hafifletmek için merkez bankasını faizleri düşürmeye zorlaması — fiyat istikrarını tehdit ediyor. Bu türlü bir ortamda, altın ve gümüş tekrar gerçek kıymetini bulacaktır.”
