İlim Yayma Cemiyeti’nin kuruluşunun 75. yıl basın buluşmasında konuşan Bilal Erdoğan, “Kendi kimliğimizle, kültürümüzle varoluş meselemiz noktasında cemiyeti kuran beşerler, bu milletin uçurumun kenarından alınmasına vesile olmuştur. Türkiye bölgesinde ve dünyada kendisi karar verebilen bir ülke haline gelebildiyse gönüllülerin başlattığı hareketin desteklediği öğrenciler, burs verdiği eğitimciler, akademisyenler aracı oldu” dedi.
AMAÇ, TARİHİ MİRASIN GENİŞ KİTLELERE ULAŞTIRILMASI
İlim Yayma Cemiyeti’nin kuruluşunun 75. yılı hasebiyle basın buluşması düzenlendi. Bakırköy’de bir otelde düzenlenen programda İlim Yayma Cemiyeti Genel Lideri Yusuf Tülün, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan ve Genel Sekreter Abdullah Yasir Şahin medya yöneticileriyle bir ortaya geldi. Basın toplantısında 75. yıl kapsamında yıl boyunca düzenlenecek stantlar, belgesel gösterimleri, anma programları, ilim buluşmaları ve özel yayın projeleriyle cemiyetin tarihî mirasının geniş kitlelere ulaştırılmasının amaçlandığı vurgulandı. Bu kapsamda Genel Sekreter Şahin tarafından cemiyetin esaslı geçmişini yansıtan “Hatıradan Hafızaya-75. Yıl Hatıratı” kitabı ve belgeseli, gençlik ve mezun buluşmaları, milletlerarası ilim toplantıları, toplumsal sorumluluk ve gönüllülük temelli projeler tanıtıldı.
“O GÜN ATILAN BU ADIM, BUGÜN MİLYONLARCA GENCİN HAYATINA DOKUNAN BİR EĞİTİM SEFERBERLİĞİNE DÖNÜŞTÜ”
Toplantıda konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan, cemiyetin kurucularının Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada karar verebilen bir ülke haline gelmesine hizmet ettiklerini vurgulayarak, “İlim Yayma Vakfı olarak biz de yakın vakitte 50. yılımızı geride bıraktık. 50. yılımızla ilgili çalışmalar tertip ettik. Tıpkı periyoda denk gelen zelzele münasebetiyle sarsıntı bölgesi yoğunluklu olmak üzere okullarda 50. yıl kütüphaneleri yapmış olduk. İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye’deki bu 75 yıllık İlim Yayma geleneği, hem ülkemizin tarihiyle çok bağlantılı, toplumsal tarihiyle çok irtibatlı, ülkemizdeki kimi değerli gelişmelerle çok irtibatlı. Bu cemiyeti, aileyi kuran o öncü şahıslar tahminen de bu milleti uçurumun kenarından almaya vesile olmuş insanlardır. Nedir o uçurumun kenarı? Varoluş sorunumuzdur. Kendi kimliğimizle, kültürümüzle varoluş meselemiz noktasında, cemiyeti kuran beşerler, bu milletin uçurumun kenarından alınmasına vesile olmuştur. Bugün yine Türkiye bölgesinde ve dünyada kendisi karar verebilen bir ülke haline gelebildiyse, bugün tekrar bu ülkede bin yıla sarih kültürümüz, inancımız, geleneklerimiz yaşatılıyorsa gönüllülerin başlattığı hareketin desteklediği öğrenciler, burs verdiği eğitimciler, akademisyenler tahminen de aracı olmuş diye düşünebiliriz. Bugün bu nöbeti tutan, hizmeti idame eden ve bizlerden sonra gelenler de bu bayrağı çok daha yükseklere, 21. yüzyıla damga vurma tezi olan Türkiye Yüzyılı kıssasında kıymetli birer yapı taşı olmaya vesile olacak halde çalışsınlar inşallah diyorum” tabirlerini kullandı.
İlim Yayma Cemiyeti Genel Lideri Yusuf Tülün ise cemiyetin kuruluşunu anlatarak, “Bir asır evvel cemiyet-i ilmiyeleri kuran irade, 1951 yılında farklı kimliklerle lakin birebir ülkülerle memleket için yine inisiyatif aldı. 68 idealist insan, milletin bağrından doğan bir inançla, İlim Yayma Cemiyeti’ni kurdu. Kurucularımız ortasında kimler yoktu ki; Lozan Konferansı’nda Türkiye’nin vakıf mallarının korunması misyonunu üstlenen birinci Genel Liderimiz Avukat Seniyüddin Başak, işgal yıllarında İstanbul Maçka Silahhanesi’ndeki silahları hurdaya çıkararak Anadolu’ya ulaştıran ve Kuva-yı Milliye’ye takviye veren General Ömer Cemal Karabekir, Mehmet Akif Ersoy’un yanında Sebilürreşad Mecmuası’nda yazıları yayımlanan Hasan Hikmet Demirbağ, Çanakkale, Kut’ül Amare ve Kurtuluş Savaşı’nda misyon yapmış, gazi unvanı ve İstiklal Madalyası sahibi Emekli Kurmay Albay Vehbi Bilimer, emekli Hakim Abdulkavi Beşer, hayırsever iş insanı Hacı Nazif Çelebi ve daha birçok kadirşinas isim. O gün atılan bu adım, bugün milyonlarca gencin hayatına dokunan bir eğitim seferberliğine dönüştü. 10 Şubat 1953’te Bakanlar Kurulu kararıyla ‘kamu faydasına çalışan dernek’ statüsü kazandık. İlim Yayma Cemiyeti, sadece bir dernek değildir. O, bu toprakların mayasıyla mayalanmış, medeniyet atılımının ismi, din eğitiminin hasretini çeken gönüllüler hareketidir” sözlerini kullandı.
“CEMİYETİMİZ, DEĞİŞEN DÜNYANIN KOŞULLARINI DAİMA GERÇEK OKUDU”
Cemiyetin ülkenin dört bir yanında gençlere hizmet verdiğini vurgulayan Tülün, “Bugün 186 şube, 158 yurt ve 112 eğitim merkeziyle Türkiye’nin dört bir yanında binlerce gence hizmet vermeye uğraş ediyoruz. Anadolu’dan gelen evlatlarımız ortasında büyük bir toplumsal ağ ve güçlü bir gönül bağı kurduk. Hazırladığımız eğitim, rehberlik ve liderlik programlarıyla kendi kaynaklarıyla irtibatlı, dünyayı yanlışsız okuyabilen bilim insanları, öncüler yetiştirmeye çaba ediyoruz. Bu doğrultuda Türkiye genelindeki şubelerimizde ortaokul ve lise düzeyindeki öğrencilerle Marifet Okulu Programı uyguluyoruz. İstanbul’da eğitim, hukuk, tıp ve psikoloji kısmı öğrencilerine yönelik başlattığımız meslek programlarını Anadolu’daki şubelerimize modellemek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Fatih Sahn-ı Seman Eğitim ve Araştırma Merkezi ve Valide-i Atik Eğim Merkezi üzere tarihi yerlerde İslami ilimler ve toplumsal bilimler öğrencilerine yönelik ihtisas projelerimize devam ediyoruz. Ulusal seviyedeki eğitim ve gençlik çalışmalarımızı, mezunlarımız marifetiyle Arjantin, Makedonya üzere ülkelerde başlattık, Afrika ve Asya ülkeleriyle ilgili altyapı hazırlıklarımız devam ediyor. Cemiyetimiz, değişen dünyanın kurallarını daima gerçek okudu. Bugüne kadar tüm çalışmalarımızda şu üç prensibe sadık kaldık; hakikat işi tespit etmek, hakikat prosedürü seçmek ve gerçek işte sebat etmek. Bugün, İlim Yayma çatısı, cemiyet, vakıf, şube ve gönüllüleriyle ilmin, irfanın ve hizmetin birleştiği büyük bir ekosistem oluşturmuştur” şeklinde konuştu.
“GELECEK, BİLGİYLE YOĞRULMUŞ FAZİLETİN ELLERİNDE YÜKSELECEKTİR”
İlim Yayma Cemiyeti’nin 75. yılı kapsamında bir dizi aktiflik gerçekleştirileceğine dikkat çeken Tülün, “İçinde bulunduğumuz şu günlerden itibaren şubelerimiz, yurtlarımız ve genel merkezimiz bünyesinde yıl boyunca 75. yıl tertibi bağlamında bir dizi aktiflik serisi gerçekleştirmeyi planlamaktayız. 75 yıl evvel yola çıkan öncü nesil, ‘bir milleti ihya edecek yolun ilimden geçtiğini’ biliyordu. Bugün biz de o inançla diyoruz ki; gelecek, bilgiyle yoğrulmuş faziletin ellerinde yükselecektir. Yeni devirde dijital çağın imkanlarını gençlerimizin hizmetine sunacağız, memleketler arası eğitim programlarımızla gönül coğrafyamızın her köşesine ulaşacağız, bedellerini bilen, çağını anlayan, insanlığa katkı sunan bir jenerasyon yetiştirmeye devam edeceğiz. Biz, geçmişine saygılı, geleceğine umutla bakan bir kurumuz. 75. yılımızda, geçmişten aldığımız güçle, geleceğe daha kararlı adımlarla yürümeye hazırız” diye konuştu.
