Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklardan kimileri ile avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Yaşar Sezikli, dosyaya gelen evrakı okuduktan sonra temele ait mütalaanın açıklandığını hatırlatarak, sanıklara kelam verdi.
Sanık emekli Korgeneral Köksal Karabay, soruşturmanın birinci evresinde misyon yapan savcı ve yargıçların Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden ihraç edildiğini ve hukuken ceza aldıklarını, iddianamede yer alan suçlamalara yönelik hiçbir somut kanıt olmadığını öne sürerek, mahkemeden beraatini istedi.
Sanık emekli Koramiral Altaç Atılan ise Deniz Kuvvetleri’nde vazife yaptığı müddet boyunca vatana ve millete sadakatle hizmet ettiğini kaydederek, “Ben mesleğimi Atatürk unsur ve inkılapları doğrultusunda icra ettim. Askeriyede verdiğim yemine daima sadık kaldım. Belgede kanıt olarak yer alan evrakların üzerinde oynandığı ortaya çıkmıştır. Ayrıyeten 13 yılı aşkın süren bu davanın FETÖ kumpası olduğu da açıktır. Galiba tek cürmümüz asker olmaktı. Şahsıma atılan hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum.” dedi.
Sanık emekli Tuğgeneral Metin Yaşar Yükselen de 28 Şubat davasının özel olarak kurgulanmış bir kumpas davası olduğunu ileri sürerek, şunları söz etti:
- “Soruşturmanın başında olan herkesin FETÖ ile kontağı çıkmıştır. Davanın iddianamesini hazırlayan savcı, bize karşı kin ve hasımlık ile hareket etmiştir. Necmettin Erbakan yaşarken hiçbir askerden şikayetçi olmamıştır. 28 Şubat davasının açılması için onun vefatı beklenmiştir. Evrakta yer alan müşteki ve mağdur dilekçeleri tek tiptir. Hatasızım. Askerliğim boyunca subaylık yeminime bağlı kaldım. Türkiye Cumhuriyeti maddelerini çiğnemedim. Beraatimi talep ediyorum.”
AVUKATLAR, SOMUT KANITIN BULUNMADIĞINI ÖNE SÜRDÜ
Sanık eski YÖK Başkanı Halil Kemal Gürüz de iddianamede belirtilen suçlamaların iftiradan ibaret olduğunu savunarak, “Dönemin YÖK başkanı olarak istesem de üzerime atılı hataları işleyemezdim. İkna odalarıyla ilgili uygulama İstanbul Üniversitesinin uygulamasıdır, orada başlamıştır. YÖK’ün bu işle hiçbir ilgisi yoktur. Bana kimseden bir bilgi, evrak gelmedi, kimse bana bir şey yaptırmaya çalışmadı. Yargıtay ilamı da kendi içerisinde çelişmektedir. Kanıtların belirleyici olmadığını tabir edip, akabinde bozma kararı vermişlerdir.” beyanında bulundu.
Sanıklar emekli Tümgeneral Muhittin Erdal Şener, emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Korgeneral Erdoğan Öznal da iddianamenin somut kanıtlara dayanmadığını ve üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini söyleyerek mahkemeden beraatini talep etti.
13 SANIĞA 18’ER YIL MAHPUS CEZASI
Beyanların akabinde kelam alan sanık avukatları, mütalaayı kabul etmediklerini, 13 yıldır yargılamanın devam ettiğini, müvekkillerinin yaşlı beşerler olduğunu, iddianamede de sanıklara atılı kabahatlere dair hiçbir somut kanıtın bulunmadığını öne sürerek, mahkemeden, sanıkların beraatini istedi.
Kararını açıklayan mahkeme, vefat eden sanıklar Şevket Turan, İzzettin İyigün ve Kamuran Orhon’un evraktan düşürülmelerine, 13 sanık hakkında “darbe teşebbüsüne yardım” cürmünden 18’er yıl mahpus cezası verilmesine hükmetti.
YARGITAY, 16 SANIK HAKKINDAKİ KARARI BOZMUŞTU
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi ve İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar ve Hakkı Kılınç, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp hakkında “hükümeti cebren görev görmekten men” kabahatinden verilen müebbet mahpus cezasını onamıştı.
Aynı cezaya çarptırılan sanıklar Halil Kemal Gürüz, Erdoğan Öznal, Hayri Bülent Alpkaya ve Muhittin Erdal Şenel’in ise “yardım eden” sıfatıyla cezalandırılmalarının gerektiği gerekçesiyle haklarındaki mahkumiyet kararını bozan Daire, “zaman aşımı” nedeniyle düşme kararı verilen sanıklar Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve İbrahim Selman Yazıcı’nın ise öbür sanıklarla “gizli ittifakları”nın bulunduğu gerekçesiyle cezalandırılmalarını istemişti.
Haklarında bozma kararı verilen 16 sanığın, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yine yargılanmasına başlanmıştı.
