Bugün, Karadeniz’in hırçın dalgalarını notalara dönüştüren usta müzisyen Kazım Koyuncu’nun doğum günü… 7 Kasım 1971’de Artvin’in Hopa ilçesinde dünyaya gelen Koyuncu, yalnızca bir müzisyen değil; bir devrimci, bir çevreci ve bir halkın sesi olarak iz bıraktı. Kısa lakin dopdolu geçen 33 yıllık ömrüne Laz kültürünü, doğayı, özgürlüğü ve insan sevgisini sığdırdı.
Onu doğum gününde anarken; gelin, müziğiyle, duruşuyla ve mücadeleci ruhuyla anılan Kazım Koyuncu’nun hayat öyküsüne birlikte bakalım.
Kazım Koyuncu, Karadeniz’in asi rüzgarı, Hopa’nın deniz kokulu çocuklarından biriydi.
7 Kasım 1971’de Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Sugören köyünde dünyaya geldi. Müzikle birinci tanıştığında daha ortaokul birinci sınıftaydı. Mandolinle başlayan bu seyahat, kısa mühlet içinde “üstadım” dediği kemençeci Yaşar Turna’nın dizinin tabanında türkülerle büyüyen bir tutkuya dönüştü.
Nüfusa geç kaydedildiğinden ötürü resmi kayıtlarda doğum tarihi 10 Mayıs 1972 olarak geçse de, Kazım Koyuncu’nun gerçek doğum günü 7 Kasım’dı.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okurken siyasi nedenlerle okulunu bırakmak zorunda kaldı. 1992’de Ali Elver’le birlikte “Dinmeyen” isimli özgün müzik kümesini kurarak profesyonel müzik hayatına adım attı. Lakin Lazca müzik yapmak istiyordu.
Bu yüzden yola yalnız devam etti ve Türkiye’nin birinci Laz rock kümesini, Zuğaşi Berepe’yi kurdu.
1995’te Va Mişkunan (Bilmiyoruz) ve 1998’de İgzas (Gidiyor) albümleriyle Laz müziğini rock’la harmanlayan bir usul yarattı. Kümenin dağılmasının akabinde tek başına devam eden Koyuncu, 2001’de çıkardığı “Viya” albümüyle dikkatleri üzerine çekti. Akabinde 2004’te yayınlanan “Hayde” albümüyle geniş kitlelere ulaştı.
Ancak onu tüm Türkiye’nin tanıdığı isim yapan, Kanal D’nin sevilen dizisi “Gülbeyaz”ın müzikleriydi.
O günden sonra sesi, Karadeniz’in dalgaları üzere her yere ulaştı. Tahminen bileniniz vardır; Kazım Koyuncu’nun lakabı Dina K’ak’i. Bu Lazca bir terim. Dina’nın manası güzel, ulu, kıymetli insan. K’ak’i ise, Kazım’ın küçük kardeşi Niyazi’nin, Kazım diyemeyip ona K’ak’i demesinden ortaya çıkmış. Yakınları ona bu isimle hitap ediyor.
Kazım Koyuncu sadece bir müzisyen değil, tıpkı vakitte etraf şuuruyla ve insan sevgisiyle tanınan bir aktivistti.
Çernobil faciasının tesirleriyle büyüyen Koyuncu, bu felaketin mağdurlarından biri oldu. Akciğer kanseriyle verdiği çabada “Kanseri korkuyordum ancak artık korkmuyorum, yalnızca özgürlüğümü düşünüyorum” diyerek milyonlara umut oldu.
Ne yazık ki 25 Haziran 2005’te, şimdi 33 yaşında hayata veda etti.
Ama geride bıraktıkları hala bizimle: Lazca müzikler, Karadeniz’in rüzgarı, “Hayde”nin gücü ve “İşte Gidiyorum”un hüzünlü sözleriyle…
Bugün doğum gününde onu sevgiyle, hürmetle ve hasretle anıyoruz.
İyi ki doğdun, Dina K’ak’i… 🎶🖤
