Türk müziğinin efsane üçlüsü MFÖ’nün lisanımıza pelesenk olmuş “Hep Yaşın 19” müziğinin ardında aslında büyük bir aşk kıssası yatıyor. Mazhar Alanson’un yıllara meydan okuyan bu sözleri aslında eşi Biricik Suden’e yazılmış bir aşk mektubu niteliğinde. İkili, genç yaşta tanışıp yollarını ayırmış, tam 28 yıl sonra tesadüfen yine kavuşmuş. Bu büyüleyici müsabaka da müziğe ilham vermiş.
Gelin hem tanışma öykülerine ve hem müziğin doğuşuna birlikte bakalım. ❤️
MFÖ kümesi 1968 yılında Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan Uğur’un bir ortaya gelmesiyle kuruldu.
Grup, mesleği boyunca Türk müzik tarihinde derin izler bırakan “Güllerin İçinden”, “Ele Güne Karşı”, “Sarı Laleler”, “Olduramadım” üzere unutulmaz müziklere imza attı.
Sadece müzikleriyle değil, dostluklarıyla da bir periyoda damga vuran MFÖ’nün en özel modüllerinden biri de 2011 yılında çıkan “Ve” albümündeki “Hep Yaşın 19”.
Bilmeyenler için şarkıyı biraz hatırlatalım:
‘Gezginci ruhumuz bir gün biterse
Korkmadan deriz gururluyuz
Eksilirse ağlayanlar çevremizden
Ya gerçeği söyleriz
Ya da nasıl istersen
Ne hoş şeysin sen
Hep yaşın 19
Gel yanıma sar beni
Bugün var yarın yokuz’
Şarkında gerisinde aslında Mazhar Alanson’un yıllara meydan okuyan aşkı var desek yeridir.
Çünkü hepimizin kalbinde taht kuran bu eşsiz müzik Biricik Suden için yazıldı. Biricik Suden şimdi 16 yaşındayken tanıştı Mazhar Alanson’la. Bir müddet flört ettikten sonra ilgiye başlayan çift kısa bir müddet sonra ayrıldı. Ortadan tam 28 yıl geçtikten sonra baht onları Amsterdam havalimanında bir ortaya getirdi. Bu tesadüf aşklarını tekrar alevlendirdi ve ikili tekrar alaka yaşamaya başladı. Daima Yaşın 19 müziği da aşkın bu vakitsiz seyahatinden doğdu diyebiliriz.
Biricik Suden bir programda 22 yıllık eşiyle birinci tanışma anını şöyle anlatmıştı:
‘İlk görüşte aşk sanırım. 16 yaşındaydım bir gün İzzet Öz ile MFÖ konserine gittik. O vakit çok tanımıyorlardı. Beşiktaş’ta küçük bir yerde çalıyorlardı. Ben kapıdan içeri girince konser başlamıştı. O devir punk usulünde takılıyorum. Sahnede bir baktım punk bir adam. Saç baş gözler boyanmış kulaklar küpeli altında parlak pembe bir tayt var heyecanla müziğini söylüyor. İki bacağına açarak zıplıyor. ‘İzzet bu ne’ dedim. ‘Konser bitince tanıştıracağım seni’ dedi. Konser bitti, kulise girdik ve Mazhar‘la birinci orada tanıştık. Hayran oldum. Saçlarıma dokunmak için elini kanattı bu türlü flört başladı. Sonra ayrıldık 28 yıl sonra Amsterdam’da havalimanında karşılaştık ve tekrardan birlikte olduk.
Mazhar Alanson’un hisleriyle yazdığı bu müzikte bize ikram oldu böylece, severek dinliyoruz. ❤️
