Kanal7 Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Acet’in moderatörlüğünde yeni dönemin birinci konuğu Türk siyasetinin ve iktisadının kilit ismi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz. Masada ise hem Türkiye’nin global arenadaki yerini direkt etkileyen kritik bir tepenin sonuçları hem de milyonlarca vatandaşın cebini ilgilendiren ekonomik gidişat var.
Erdoğan-Trump doruğundan Ankara’nın beklentileri ne ölçüde karşılandı? Beyaz Saray’da varılan mutabakatlar, Türkiye’nin ulusal güvenlik telaşlarından ticari amaçlarına kadar geniş bir yelpazede ne üzere somut kazanımlar getirdi? Orta vadeli program piyasada nasıl karşılandı? Enflasyonda gerileme sürecek mi? Yıl sonu maksatları tutturulabilecek mi? 2026 yılı için belirlenen maksatlar neler?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin son derece olumlu geçtiğini belirtirken, muhalefetin tenkitlerine “Çok yazık. Memleketler arası arenada ülkenin önderine takviye olmaları lazım.” kelamlarıyla cevap verdi.
“ABD İLE GÖRÜŞMELER SON DERECE OLUMLU GEÇTİ”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin içeriğine dair yaptığı değerlendirmede, görüşmelerin son derece verimli geçtiğini tabir etti. Yılmaz, “Bölgemizdeki çatışmalardan, savaşlardan, global sistemdeki meselelere, ekonomik, ticari bahislerden yatırımlara, savunma sanayine varıncaya kadar çok geniş bir yelpazede Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri ortasındaki sıkıntıların konuşulduğu, açık yüreklilikle ele alındığı ve uygun niyetli bir çerçeve içinde değerlendirildiği görüşmeler, son derece olumlu olduğunu tabir edebilirim.” formunda konuştu.
“ANA MUHALEFETTEN SORUMLU BİR SİYASET BEKLERİZ”
Mehmet Acet’in, ana muhalefetin “Amerika’ya daima biz vermişiz, bu işten Amerika yararlı çıktı” şeklindeki tenkitlerini hatırlatması üzerine Cevdet Yılmaz, bu hali sert bir lisanla eleştirdi. Yılmaz, şunları kaydetti:
“Çok, çok yazık hakikaten. Yani biz ana muhalefetten şunu bekleriz. Çok daha sorumlu bir siyaset. Bilhassa de milletlerarası bağlantılarda, ulusal sorunlarda çok daha farklı, çok daha sorumlu bir duruş sergilenmesi lazım. Muhalefet olabilirsiniz lakin bu ülkenin başkanına milletlerarası arenada güç vermeniz lazım, dayanak olmanız lazım. Diğerlerinin, Türkiye aleyhtarı birtakım çevrelerin telaffuzlarını iç siyasete taşıyarak bu ülkeye hizmet edemezsiniz. Tam bilakis bakın ne dediler? İşte yalnızca şu olacak, bu olacak üzere laflar söylediler. Hiç de o denli olmadı. Az evvel bahsettiğim üzere çok geniş bir yelpazede, çok temel sıkıntıları, bölgemizdeki dünyadaki temel problemleri iki ülkenin ele aldığı, elbette karşılıklı fayda temelinde ele aldığı çok kıymetli toplantılar gerçekleştirildi.”
“CUMHURBAŞKANIMIZ DÜNYANIN EN DENEYİMLİ LİDERİ”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, dünyanın fırtınalı bir periyottan geçtiğini ve bu süreçte deneyimli liderliğin ehemmiyetine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın global siyasetteki rolüne vurgu yapan Yılmaz, “Bugün dünyanın çok fırtınalı bir devrindeyiz. Dünyadaki siyasi, ekonomik sistemin adeta çatırdadığı, yeni birtakım gelişmelerin yaşandığı riskli bir devirdeyiz. Hasebiyle bu tıp fırtınalı devirlerde deneyim çok değerli. Sayın Cumhurbaşkanımız bugün dünyanın en deneyimli önderleri ortasında, tahminen en deneyimlisi. Bu türlü bir başkana bilhassa de bu türlü bir periyotta sahip olduğumuz için bence çok şanslıyız. Gerçekten gittiği tüm ortamlarda, memleketler arası platformlarda olsun, ikili görüşmelerde olsun ortaya konan hürmet, ortaya konan hal bunun da açık bir göstergesi.” dedi.
“MUHALEFET POLEMİKLERİ BİR KENARA BIRAKMALI”
Muhalefetin tavrını eleştirmeye devam eden Yılmaz, beklentilerinin daha yapan bir siyaset olduğunu belirtti. Yılmaz, “Ana Muhalefet Partisi bu yaşananlardan sonra inşallah farklı bir hale girer. Bizim beklentimiz muhalefetten daha sorumlu davranması, bu ülkenin menfaatleri kelam konusu olduğunda, bu ülkenin genel hayati menfaatleri kelam konusu olduğunda polemikleri bir kenara bırakıp daha gerçekçi, ayakları yere basan siyasetler izlemesidir. Lakin ne derlerse desinler, Sayın Cumhurbaşkanımızın BM’deki konuşması, orada gördüğü karşılık, Amerika Birleşik Devletleri’yle bu ikili görüşmelerin sonuçları, çeşitli dünya başkanlarıyla yaptığı görüşmeler, bütün bunlar ortada.” ifadelerini kullandı.
“MAZLUM FİLİSTİN’İN GÜR SESİ OLDUĞU İÇİN ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ”
Yılmaz, kelamlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’deki konuşmasına duyduğu gururu söz ederek tamamladı: “Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler’deki konuşmasından ötürü iftihar ediyoruz. Yani bu ülkenin bir vatandaşı olarak. Bırakın siyaseti, belirli makamları, bu ülkenin bir vatandaşı olarak bilhassa Filistin’in, mazlum Filistin’in gür sesi olduğu için orada, bütün dünyanın dikkatleri üzerindeyken hakikatleri en gür halde tabir ettiği için şükranlarımızı sunuyoruz Sayın Cumhurbaşkanımıza.”
BM DORUĞU FİLİSTİN GÜNDEMİNE DAMGA VURDU: TÜRKIYE’DEN GÜÇLÜ MESAJLAR
Türkiye’nin güç siyasetlerinden Filistin sıkıntısına uzanan geniş gündem, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapılan değerlendirmelerle birlikte öne çıktı. Yetkililer, hem güç alanındaki çeşitlendirme adımlarını hem de İsrail’in saldırgan siyasetlerine karşı yükselen global yansıları kıymetlendirdi.
ENERJİDE ÇEŞİTLİLİK ULUSAL POLİTİKA
Türkiye’nin güç ithalatçısı bir ülke olduğuna dikkat çekilerek, güç kaynaklarının çeşitlendirilmesinin uzun müddettir devlet siyaseti olduğu vurgulandı. Bu çerçevede, farklı kaynakların temin edilmesi ve arz güvenliğinin sağlanmasının “önemli bir ulusal politika” olduğu söz edildi. Havayolu şirketlerinin uçak alımlarının da planlı bir halde yürütüldüğü, bunun doğal süreçlerin bir modülü olduğu belirtildi. Açıklamalarda, “Burada bir al-ver pazarlığı kelam konusu değil. İki ülkenin ticaretini ve yatırımlarını artırması, karşılıklı menfaatlerin hayata geçirilmesi kelam konusu” sözleri kullanıldı.
NETANYAHU İDARESİNE SERT ELEŞTİRİ
Konuşmalarda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu idaresi “ırkçı” ve “işgalci” olarak nitelendirildi. Netanyahu’nun sadece Gazze’ye değil, Batı Şeria dahil tüm Filistin’e yönelik topyekûn bir atak siyaseti yürüttüğü vurgulandı. Bu yaklaşımın, iki devletli tahlilin temelini ortadan kaldırmaya yönelik olduğu belirtildi.
“BM DORUĞU FİLİSTİN TEPESİNE DÖNÜŞTÜ”
Bu yılki Birleşmiş Milletler tepesinin adeta “Filistin zirvesi”ne dönüştüğü vurgulandı. Dorukta, Netanyahu’nun siyasetlerine karşı çok sayıda ülkeden güçlü reaksiyonlar geldi. Netanyahu kürsüye çıktığında birçok ülke temsilcisinin salonu terk etmesi dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dorukta mazlumların sesi olduğu söz edilerek, “Hakikatlerin örtülmeye çalışıldığı bir periyotta, Sayın Cumhurbaşkanımız en gür formda Filistin’in sesi oldu” denildi.
YENİ TANIMA KARARLARI
Zirve müddetince Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yanı sıra İngiltere, Kanada, Portekiz, Avustralya üzere birçok ülkenin Filistin’i tanıdığını açıklaması dikkat çekti. Bu gelişmenin, milletlerarası kamuoyunda İsrail’e yönelik artan reaksiyonun sonucu olduğu tabir edildi.
“ARTIK BU ATEŞKES SAĞLANMALI”
Açıklamalarda, Gazze’de yaşanan insani dramın sona ermesi gerektiği, insani yardımların kesintisiz ve kâfi halde ulaştırılması için davet yapıldı. Kalıcı tahlil için Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde iki devletli tahlilin hayata geçirilmesi gerektiği, Netanyahu hükümetine ise milletlerarası yaptırımların uygulanmasının mecburî olduğu belirtildi.
Son olarak, bu doruğun “Filistin’in memleketler arası alanda yalnız olmadığını ortaya koyduğu” vurgulanarak, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçte kıymetli bir rol oynadığı lisana getirildi.
