Milli İstihbarat Akademisi, ‘Küresel Belirsizlik Çağında ABD Gümrük Tarifeleri: Türkiye için Stratejik Fırsatlar ve Riskler’ başlıklı raporunu yayımladı.
Rapora nazaran Türkiye, ABD’nin uyguladığı tarifelerde yüzde 15 oranla müspet ayrışıyor.
Birçok ülkenin daha yüksek oranlarla karşılaştığı ortamda Türkiye’nin stratejik avantaj elde ettiği belirtildi. Savunma sanayii, otomotiv, kimya ve dokumacılık kesimlerinin bu süreçten yararlı çıkabileceği kaydedildi. Türkiye’nin stratejik lokasyonu ve maliyet avantajlarına dikkat çekilen raporda, ABD ile ticarette ek mali yükümlülüklerin kaldırılmasının olumlu yansıyacağı vurgulandı.
Raporda, Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesinin ardından korumacı ticaret siyasetlerinin güçlendiği vurgulandı. 2016’dan bu yana uygulanan gümrük tarifelerinin, 2024 sonrası devirde daha sert hale geldiği söz edildi. Ulusal İstihbarat Akademisi’nin raporuna nazaran, ABD’nin daima revize ettiği tarifeler, global ticarette öngörülebilirliği azaltıyor. Çin başta olmak üzere pek çok ülkeye yönelik uygulamaların, dünya iktisadında istikrarsızlığa neden olduğu belirtildi. Avrupa Birliği, Japonya ve Birleşik Krallık ile imzalanan mutabakatlara karşın risklerin devam ettiği raporda yer aldı.
BELİRSİZLİKLER RESESYON KAYGILARINI CANLI TUTUYOR
Raporda, IMF’nin büyüme iddialarını üst taraflı güncellemesine karşın global risklerin sürdüğü söz edildi. ABD’nin uyguladığı tarifelerin büyüme, istihdam ve enflasyon üzerinde olumsuz tesirler doğurduğu kaydedildi. FED’in faiz kararlarında bu baskıların zorlayıcı rol oynadığı vurgulandı. Rapora nazaran, bölgesel çatışma ihtimalleri ve ticari belirsizlikler resesyon kaygılarını canlı tutuyor.
ABD’DEKİ GERGİNLİK MEÇHULLÜĞÜ ARTIRIYOR
Rapor, gümrük tarifelerinin ABD’ye kısa vadede gelir sağlasa da uzun vadede büyümeyi ve iş gücü piyasasını olumsuz etkileyeceğini ortaya koyuyor. FED’in kararlarında yaşanan sıkışıklığın yanı sıra Trump ile kurumlar ortasındaki gerginliğin meçhullüğü artırdığı belirtildi. Raporda, enflasyonun yükselmesi, gelir dağılımının bozulması ve düşük gelirli kesitlerin ağır vergi yüküyle müsabakasının öne çıktığı kaydedildi. Ulusal İstihbarat Akademisi’nin değerlendirmesinde, ABD’de ekonomik ortamın siyasi çekişmelerden bağımsız şekillenmediği vurgulanırken, bunun global piyasalara direkt yansıdığı söz edildi.
TİCARET İSTİKRARLARI TEKRAR ŞEKİLLENDİ
Raporda, Çin’in ihracattaki güçlü pozisyonunu korumak için tarifelere karşı misillemeler geliştirdiği tabir edildi. Çin’in az toprak elementleri üzerindeki monopolünün kritik bir avantaj sağladığına dikkat çekildi. Ulusal İstihbarat Akademisi’nin raporuna nazaran bu pozisyon, Çin’e hem ekonomik hem diplomatik hareket alanı kazandırıyor. Raporda, Çin’in ticareti artık politik bir silah olarak kullandığına dikkat çekildi. Böylelikle global ticaret istikrarlarının tekrar formlandığı belirtildi.
AB’NİN REKABET GÜCÜNÜ KAYBETME İHTİMALİ ÖNE ÇIKTI
Milli İstihbarat Akademisi’nin değerlendirmesine nazaran; Avrupa Birliği’nin (AB), ABD ile yaptığı mutabakatlar uzun vadede risk taşıyor. 2028’e kadar 750 milyar dolarlık güç alımı ve 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdünün, AB iktisadının geleceğini bilinmeyen hale getirdiği tabir edildi. Raporda, AB’nin tarifeler karşısında pazarlık gücünü yitirdiği kaydedildi. Bu durumun Avrupa’yı daha bağımlı kılabileceği vurgulandı. Ulusal İstihbarat Akademisi’nin raporunda, AB’nin önümüzdeki periyotta global rekabet gücünü kaybetme ihtimalinin öne çıktığı belirtildi.
TÜRKİYE’NİN TARİFELER KARŞISINDA OLUMLU AYRIŞMASI
Birçok ülkenin daha yüksek oranlarla karşılaştığı ortamda Türkiye’nin stratejik avantaj elde ettiği belirtildi. Savunma sanayi, otomotiv, kimya ve dokumacılık bölümlerinin bu süreçten çıkarlı çıkabileceği öne çıkıyor. Türkiye’nin stratejik lokasyonu ve maliyet avantajları da raporda dikkat çekiyor. ABD ile ticarette ek mali yükümlülüklerin kaldırılmasının olumlu yansıyacağı vurgulandı. Türkiye yarı iletken, savunma teknolojileri, otomotiv ve konfeksiyon bölümlerinde avantaj sağlayabilir.
Raporda, bilhassa kimya ve dokumacılık dallarındaki güçlü ihracat kapasitesinin değerine değinildi. Türkiye’nin yatırım ortamı, nitelikli iş gücü ve lojistik avantajlarının altı çizildi. Bu faktörlerin uzun vadede ticari gücü artıracağı vurgulandı. Türkiye’nin bölüm bazlı büyüme fırsatlarının öne çıktığı belirtildi.
Milli İstihbarat Akademisi’nin raporuna nazaran, tarifelerden doğabilecek fırsatların kalıcı olabilmesi için makroekonomik istikrar zarurî. Raporda, düşük enflasyon ve sürdürülebilir faiz siyasetlerinin değeri vurgulandı. Homojen formda tüm bölümleri kapsayan ihracat kredilerinin kritik olduğu söz edildi. Raporda, ABD’den ithalat üzerindeki birtakım ek mali yükümlülüklerin kaldırılmasının Türkiye için avantaj olduğu belirtildi. Para ve maliye siyasetlerinin uyumlu yürütülmesinin belirleyici olacağına dikkat çekildi.
