Nazan Öncel’in Göç isimli albümündeki en sevilen, Türk müzik tarihinin en hisli müziklerinden biri olan ‘Gidelim Buralardan’ın kıssasını biliyor musunuz? Bu müziğin, sanatkarın kardeşinin eşiyle yaşadığı bir aşka istinaden yazıldığı tezi yıllar boyunca lisanlardan düşmedi. Lakin Öncel, bu söylentilere son noktayı koymuş ve iddiayı kesin bir lisanla yalanlamıştı.
Gelin müziğin yazılış öyküsüne birlikte bakalım…
Türk pop müziğinin usta ismi Nazan Öncel, 90’lı yıllardan bu yana müzik dünyasında derin izler bırakmış bir sanatçı.
“Aşkım Baksana Bana”, “Geceler Kara Tren”, “Erkekler de Yanar”, “Hay Hay”, “Hadi O Zaman”, “Gitme Kal Bu Şehirde”, “Beni Hatırla” üzere müziklerle bir periyodun ruhunu yakalayan Öncel, yalnızca güçlü kelamlarıyla değil, samimi hisleriyle da gönüllere taht kurdu.
Sanatçının 1995 yılında yayımladığı “Göç” albümünde yer alan Gidelim Buralardan ise hala müzik tarihinin en içli, en derin kesimlerinden biri olarak anılıyor.
Kimini ağlatan, kimine geçmişi hatırlatan bu müziğin kıssası ise yıllarca tartışma konusu oldu.
İddiaya nazaran Nazan Öncel, bu şarkıyı kız kardeşi Pınar Güvenel’in eşi, birebir vakitte kendi menajeri olan Akşit Togay ile yaşadığı bağa istinaden yazmıştı.
Gelin evvel müziğinin kelamlarını bir hatırlayalım:
‘Söyleyin yarime
Baharları beklesin
Söğüdün dalları
Bugün eğilmesin
Beni geçirmeye
Kardeşim gelmesin
Annesinin birtanesini
Kimseler üzmesin
Gidelim buralardan
Dayanamıyorum
Gidelim buralardan
Unutamıyorum
Yükleyin ne varsa
Gönlüme demlensin
Ayrılığın üstüne
Hasretim eklensin
Beni geçirmeye
Yalnızlığım gelsin
Ya dönülür ya dönülmez
Kimse üzülmesin’
Sözlerde geçen “Beni geçirmeye kardeşim gelmesin” dizesinin de bu olaya gönderme yaptığı öne sürülmüştü.
Ancak Öncel, bu söylentilere yıllar sonra açıklık getirdi ve şu tabirleri kullandı:
“Merak edenler için bir not düşelim: Eline gitarı alır ve yazarsın, bu da o an’lardan birinin hissiyatıyla yazılmış bir müziktir.
Bir gün birine ithaf bir müzik yazarsam bunu size söylerim. Bu o değil.
Yalan söyleyecek yaşı çoktan geçmiş biri olarak sevgiyle…”
Nazan Öncel, tıpkı paylaşımında müziğin klip çekiminden de bahsetmişti.
‘Bu ortada ben o denli müziklerimin hikayekerini anlatmayı pek sevmem. Benim için biraz reklam kokan şeylerdir bunlar… Lakin klip öykülerini anlatılabilir bulurum. Madem Göç dedik, Göç’ten gidelim o halde. Gidelim Buralardan’a klip çekeceğiz, aylardan Temmuz. (1995) Dış çekimler için Beyoğlu’na gitmek üzere yola çıkarken çok yakın bir arkadaşımı arayarak “ siyah bi şemsiyen varsa gelirken getirir misin?” dediğimde “şaşırdın mı morim bu sıcakta şemsiyeyi n’apacaksın” dedi. Ben ise sokaklarda elimi kolumu nereye koyacağımı bilemezsem şemsiyeden güç alırım diye düşünüyordum. Uzatmayalım, bu türlü ikircikli bir haldeyken Beyoğlu’nda buluştuk, (Mete, ben, Akşit ve Muku. Dört kişilik çekirdek kadro) tam şemsiyeyi açıyordum ki bardaktan boşanırcasına bi yağmur indirince olan oldu. O denli ki, İstanbul’da bodrum katlarını, dükkanları su bastı. Beşerler dehşetli anlar yaşadı, neyse ki ucuz atlatıldı. İşte o yağmur bu yağmur. Sonrasında tekrar Hi8 ile çekip tamamladığımız bu coğrafyanın en samimi kliplerinden biri olan Gidelim Buralardan videosu İletişim Fakültesinde örnek klip olarak derslere girdi. Tıpkı bugün Birebir Nakarat müziğimizin Türkçe ders kitaplarına girdiği üzere. O da farklı bi konu…’
Öte yandan Akşit Togay da bu savlara karşı sessizliğini uzun mühlet korumuş, daha sonra yaptığı açıklamada evliliklerinin yalnızca kağıt üzerinde olduğunu belirtmişti:
“Pınar Güvenel’le evli olduğumuz periyotta, bir müzisyenle 7 sene yasak aşk yaşadığını öğrenince evliğimize son vermiştik. Boşandıktan tam 11 yıl sonra, Nazan Öncel’le çocuklarımızı da düşünerek ortak kazanımlarımızı birleştirmek istedik ve yalnızca kağıt üzerinde kalan bir nikâh yaptık. O günden sonra ben de, Nazan da birbirimizden bağımsız olarak hayatlarımızı yaşadık. Kendisinin yıllardan beri menajerliğini yaptığım, işiyle ilgili her mevzuda kelam sahibi olduğum için gerektiğinde yan yan geliyoruz. Geçen vakit içinde Nazan’ın özel hayatında öteki beşerler da oldu. Ancak o, yalnızca işiyle gündeme gelmek istediğinden bunu lisana getirmedi.”
Togay’ın eski eşi Pınar Güvenel ise, “Kocam beni bırakıp ablamla birlikte oldu, çocuğum travmalar geçiriyor” diyerek sert tabirler kullanmıştı.
Togay ise buna, “Ben bugüne kadar bu mevzularla ilgili olarak hiçbir medyaya konuşmadım. Her şey beşerler tarafından nasıl algılanıyorsa o denli olsun, ben bu türlü bir medyanın içinde asla olmam. Buna karakterim müsait değil. Artık her şey ortalara dökülüyor. Beni neyle suçlarlarsa suçlasınlar benim bu bahisle ilgili söyleyecek bir şeyim yok. Kimseyle muhatap olmak istemiyorum. Pınar Hanım evvelden beri bu stil açıklamalar yapıyor. Biz tekrar kendisine karşılık vermiyorduk. Çocuğumun travmalar geçirdiği ise hakikat değil, bu kendisinin uydurduğu şeyler.” halinde cevap vermişti.
Nazan Öncel ise Cengiz Semercioğlu’na verdiği bir röportajda bu bahse son noktayı şu sözlerle koymuştu:
Nazan Öncel ise öteki bir röportajında da bu bahse son noktayı şu sözlerle koymuştu:
“Kâğıt üstünde diye bir şey var yani. Aksi esasen düşünülemezdi. Kardeşim, benim canım ciğerim. Her ne söylemiş olursa olsun bu bu türlü, değişmez. Diğer türlüsü mümkün olamaz. Daha delirmedim çok şükür. Tövbe tövbe…”
Öncel, kardeşiyle yaşadığı kırgınlığın sebebinin Akşit Togay değil, geçmişten gelen diğer olaylar olduğunu da belirtmişti:
‘Bizim ilgimiz, Akşit, Pınar’dan boşandıktan sonra başladı. Ben kardeşime çok opsiyon tanıdım. Lakin o beni hak etmiyor. O da müzikle uğraşıyor. Nazan Öncel olmak ona değil de bana nasip oldu ve o bunu kaldıramıyor. O yüzden hayatımdan silip attım onu.’
