İzmir’de geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki saldırgan, pompalı tüfekle bir karakola saldırmış ve atakta 2 polisimiz şehit olmuştu. Balçova ilçesinde yaşanan hain taarruz, Türkiye’yi yasa boğmuştu. Saldırıyı gerçekleştiren 16 yaşındaki saldırgana yönelik yürütülen soruşturma devam ediyor.
Polis memurları Muhsin Aydemir ve Hasan Akın’ın şehit olduğu, polis Ömer Amilağ ve polis Murat Dağlı ile 1 vatandaşın yaralandığı olayda saldırgan ise yaralanarak etkisiz hale getirilmişti.
SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 27 şüpheliden yaşları 18’den küçük olan 16’sı, İzmir Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğündeki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edildi, savcılıktaki söz süreçleri sonrası hür bırakıldı.
Saldırıyı düzenleyen 16 yaşındaki saldırgan ile babasının da ortalarında bulunduğu 7 kuşkulu tutuklandı, saldırganın annesi ve 3 zanlı ise isimli denetim kaidesiyle özgür bırakıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Cürümler Soruşturma Ofisi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 16 yaşındaki saldırgan Eren Bigül’ün toplumsal medya hesapları incelendi.
Yapılan incelemede DEAŞ silahlı terör örgütünün hareket ve faaliyetlerine ve meskende silahla eğitim yaptığına ait kayıtlar bulundu. 16 yaşındaki saldırganın silahlara merak saldığı ve daha evvel babasıyla atış talimi yaptığı ortaya çıkmıştı.
16 yaşındaki saldırganın takımlara verdiği sözü ortaya çıktı. Saldırganın sözünde silahlarla birinci temasının 7 yaşındaki olduğunu anlattığı ve patlayıcılar ile bıçaklar satın aldığını kaydettiği belirlendi.
Bigül, saldırıyı karakola değil İzmir Fuarı yahut etraftaki bir bara düşündüğünü lakin sonra vazgeçtiğini de sözünde anlattı.
İFADESİNDE SALDIRIYI VE KENDİSİNİ ANLATTI
16 yaşındaki saldırganın sözü şu biçimde;
“Silah kursuna gittim. Babam Nuhver Bigül ile tabancayla atış yapmak için bir sefer poligona da gittim. Silahlara meraklıyım, bu nedenle poligonda atış yapmaya gittim.
“BEKİR BAĞDADİ’NİN KONUŞMALARINI DİNLEDİM”
- Bekir El Bağdadi’nin internette konuşmalarını dinledim. 2 yıl evvel kadar 400 liraya bir tane sustalı bıçak satın aldım. Ayrıyeten 2 tane kelebek bıçağım var. Meskende bıçak koleksiyonu yaptım. Bunu ailem de biliyordu
Kapıda silahla ve maskeli fotoğraflarımı kendim çektim. Son bir iki aydır bir şeyler yapmayı düşünüyordum. Bir an evvel ahiret hayatına geçmek istiyordum. Okula gitmek istemiyordum.”
“ASIL AMAÇ İZMİR FUARI’YDI”
Sabah’ın haberine nazaran; İzmir Fuarı’na saldırmayı düşündüğünü, daha sonra bu taarruzdan vazgeçtiğini anlatan, İzmir’deki bir bara taarruz yapmayı planladığını söyleyen E.B., saldırıyı nasıl gerçekleştirdiğini anlattı:
“Aklıma Balçova Cet Caddesi’ndeki bir bara akın yapma fikri geldi. Birebir tüfekle oraya gidip taarruz yapmayı düşündüm. Barda alkol içildiği için akın yapmak istedim. Daha sonra o hücumun olmayacağını düşündüm. Konutumuzun yakınındaki polis karakoluna saldırmayı düşünmeye başladım. Gece uyudum fakat aklımda bu niyet vardı. Sabah 06.00-07.00 ortası giyindim.
SALDIRI HAZIRLIĞINI ANLATTI
Üzerime ceket giydim. Maskemi taktım. Öbür maskeyi de üzerine taktım. Dolapta bulunan otomatik av tüfeğini aldım. Mermileri de daha evvelce çantaya koyup hazırlamıştım. Mermileri sırt çantasına ağustos ayında koyduğumu hatırlıyorum. Hücumda kullandığım el üretimi patlayıcıları çantama koydum. Patlayıcıyı torpilleri birleştirdikten sonra dışına da çelik bilyeleri koyup hazırladım. İki el imali patlayıcıyı bu halde hazırlamıştım.
Sustalı bıçağı çantama koydum. Çatışmada yaralanırsam mermiyi çıkarmak için bıçağı çantama koydum. Yaralarımı sarmak için peçete koydum. Yaraya dökmek için kolonya da koydum. Yaramı sarmak için kumaş kesmek gayesiyle çantama makas da koydum
Annem meskende yoktu işe gitmişti, babam uyuyordu. Kardeşim ve dedem de uyuyordu. Ben atak yapıp yapmayacağımı konusunda hala düşünüyordum. Babamın uyanmaya başladığını fark edince, babam beni bu türlü görmesin diye meskenden çıktım.
“EN YAKIN KARAKOLA KOŞTUM”
Apartmanda 2- 3 dakika bekledikten sonra konuta dönmeyeceğimi anladım ve apartmandan fırladım, en yakın karakol olduğu için karakola koştum. Karakolun bahçesinde oturmakta olan üniformalı polis memurlarının ikisine ateş ettim. İki polis memurunu yaraladıktan sonra caddede koştum.
Tüfeğe tekrar mermi doldurmaya çalıştım, biraz uğraştıktan sonra tekrar tüfeğe mermi doldurdum. Tüfek 2+1 idi. Etrafta beşerler vardı. İnsanlarda silah görmediğim için ateş etmedim.
“YERDEYKEN DE ATEŞ ETMEYE DEVAM ETTİM”
Bu esnada elinde silah olan birisini gördüm, elindeki silahı olan şahsı görür görmez ateş ettim. Kişiyi yaraladım yere düştü, bana ateş etmeye devam ediyordu. Bana rastgele bir halde ateş ettiğim kişi mermi isabet ettiremedi. Ben yerde yatarken de bu bireye ateş ettim.
Toplam 2 ya da 3 sefer ateş ettiğimi hatırlıyorum, ateşlerimden kaçının isabet ettiğini bilmiyorum. Bu esnada öbür tarafta insanların sesini duydum.
- Arabanın ortasına gizlendim, tekrar tüfeği doldurdum, bağrışma sesini duyunca yola hakikat fırladım, tekrar ellere baktım, baktığım yerde bir kişinin elinde silah vardı, ona ateş ederken kendim de vuruldum.
Vurulduktan sonra şuurlu olarak ateş etmedim. Çatışma esnasında el üretimi patlayıcıları da fırlattım, buradaki gayem bana daha fazla ateş edilmemesini sağlamaktı. Pişmanım, söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”
