Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nde (UNESCO) 116 kent ortasında gastronomi alanında Yaratıcı Kentler Ağı’na Türkiye’den seçilen birinci kent olan Gazi kentte şenlikle gastronominin kalbi attı. Şenlik Park Gastronomi Aktiflikleri Alanı’nda, “Güvenli Besin: Topraktan Tabağa” temasıyla bu yıl düzenlenen söyleşi, panel ve workshoplarla gastronominin geçmişi, geleceği, iktisadı, sürdürebilirliği, dünya çapında durumu başta olmak üzere birçok hususta konuşmalar yapıldı.
GÜVENLİ BESİN VE GAZİANTEP GASTRONOMİSİ İKTİSATTAN SANATA HER AÇIDAN ELE ALINDI
Bu yılın teması olan inançlı besin alanının dünyada ve Türkiye’de örnekleri üzerine yapılan konuşmalarda gastronomi meraklılarına fikirler aktarıldı. Örnekler, ziraî yatırımlar, klâsik teknikler ve mutfakların günümüz entegrasyonu üzere mevzularda görüş bildirildi. Öte yandan gastronomi, turizm müellifleri, Türkiye’nin ünlü otel ve restoran profesyonelleri, yatırımcılar, ulusal ve memleketler arası besin firmaları, butik tarımcılar, gurme marketler, akademisyenler, kesim temsilcileri ile panellerde ziyaretçilere deneyimlerini anlattılar. Anadolu ve Gaziantep’in eserlerinin değerini, şenliğin tesirlerini, yaşanan değişimlere uzmanlar tarafından yorumlandı.
DÜNYACA ÜNLÜ ŞEFLER YETENEKLERİNİ GAZİ KENTİN ESERLERİYLE YEMEKLERE İŞLEDİ
8 farklı ülkeden gelen dünyaca ünlü ödüllü 11 şef, özel teknikleri ve eşsiz tanımlarıyla eserlerini kullanarak hünerlerini sergiledi. Gazi kentin eserlerini tekrardan yorumlayan şefler kreatif yemek showları ve sunumlar gerçekleştirdi.
Yunanistan’dan Alexandros Tsiotinis, Gana’dan Fatmata Binta, İtalya’dan Gianluca Fusto ve Giovanni Santaro, İspanya’dan Juanjo Losada ve Bernd Knoller, Birleşik Krallık’tan Josh Angus ve Pascal Aussignac, Fransa’dan Sylvain Sendra, Azerbaycan’dan Orkhan Mukhtarov, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Tanya Kılıtkaya yaptığı şovlarda gastronomi öğrencileri ve meraklılara deneyimlerini aktardı, yemeklerde farklı yorumlamalar için açıklamalarda bulundu.
Türk Mutfağı’nın önde gelen şeflerinden İdil Müellif, Rafet İnce, Özge Şahin, Eyüp Kemal Sevinç ve Asuman Kerkez de klâsik tekniklerle yeni yemek tanımları üreterek çalışmalarını aktardı.
ÇİTÇİ: TÜRKİYE’YE BEDEL KATAN ŞENLİKLERDEN BİR TANESİ
Mutfak Sanatları Merkezi Koordinatörü, Şef Tabiat Çitçi GastroANTEP Festivali’nde yapılan gastoronomi aktiflikleri hakkında yaptığı açıklamada Gazi kentin Yaratıcı Kentler Ağı’na dahil olmasıyla bunun şenlikle taçlandığını aktararak şunları söyledi:
“Şu an Türkiye’de yapılan en düzgün gastronomi şenliği biliyorsunuz ki Gaziantep’te ve öteki kentler de bizden örnek olarak kendileri de bu halde Türk mutfağına, Türk gastronomisine katkı sağlamaya başladılar. Benim için bu gastronomi şenliği çok bedelli. Zira bizim birinci göz ağrımız. Türkiye’ye paha katan şenliklerden bir tanesi. Dünyanın her yerine gittiğimiz vakit kendi gereçlerimizle gidip orada Gaziantep yemeklerini yapıyoruz. Zira ben her vakit söylüyorum ‘Gaziantep Yemeği Gaziantep eserleriyle yapılır’ diye. Gaziantep gastronomisinin bu kadar meşhur olması olmasının sebebi aslında bir taraftan da eser. Zira biz gastronomi kentiyiz lakin gastronomi kentini destekleyen en değerli öge bence eser. Gaziantep’le inanılmaz eserlerimiz var. Gaziantep Gastronomisi’nde fark yaratan olay aslında bu. Yalnızca Gaziantep mutfağı üzerinde değil, Türk Mutfağı üzerinde de bu. Biz kendimizi âlâ tanıtmalıyız, kendimizi yeterli pazarlamalıyız. Gaziantep’in şu an dört bir tarafında etkinlikler devam ediyor. Yalnızca bu gastronomi değil, kültürel alanda da birçok aktiflik var. Ben geri dönüşleri, o feedbackleri alıyorum. Gelenler çok keyifli, çok huzurlu. Zira sahiden çok kıymetli bir kentte, bir gastronomi şenliğinin içinde birebir vakitte kültür aktiflikleri de oluyor ve gelen konuklara çok güzeline gidiyor.”
ASAN: GAZİANTEP BİRİNCİ YAPAN, EN UYGUN YAPAN VE ROL MODEL OLAN KENT OLDUĞU İÇİN BENİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ, KIYMETLİ BİR YER TUTUYOR
Günaydın Et Restoranları Kurucu Ortağı ve Şefi Cüneyt Asan ise Gaziantep gastronomide bir rol model kent olduğunu aktararak şunları söz etti:
“Başlattığı şeyi sürdürülebilir hale getirebilen ve daima üzerine koyarak gelişen ve değişen sonuçta da rol model haline gelen bir kent. Gaziantep birinci yapan, en güzel yapan ve rol model olan kent olduğu için benim için çok değerli, kıymetli bir yer tutuyor. Alışılmış şunu da ek etmek isterim, bu sürdürülebilirliği Sayın Başkan Fatma Hanım’la bir arada ilmek atarak önüne geçmesine sebep oldu. Umarım ve dilerim öbür kentlerde Gaziantep gastrolarını yakından takip eder ve model olarak alırlar. Halkın ilgisi fevkalâde. Zira çok düzgün planlıyorlar ve münasebetiyle Gaziantep halkı öteki kentlerden biraz daha farklı bir yapıya sahip. Yani yemeği seven, eğlenmeyi seven, hasebiyle bu tip yapıyı ve bu tip oluşumların direkt içinde olmak isteyen ve bunlara katılmak isteyen bir halk. Yemek yapmak bir sanattır. Gastro bir sanattır ve yemek yapmak bir sanattır. Tarladan tabağa kadar serüveni net olarak bir öyküdür.”
SÖZEN: BİZİM BESİN ESERLERİMİZ DÜNYADAKİ BİRÇOK YERE KOLAY ADAPTE OLABİLİYOR
HIB Turizm Komitesi Üyesi ve Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen, GastroANTEP ile Gaziantep’in milletlerarası, dünyadaki değerli ödüllü şefleri çekerek ilgi odağı olduğunu anlatarak, Türkiye’de kent gastoronomi şenliğinin öncüsü olduğunu aktardı. Sözen, açıklamasında Türkiye gastronomisinin tanıtılmasında Gaziantep’in ve şenliğin değerinde vurgu yaparak şunları kelamlarına ekledi:
“Gaziantep’in hem besin eserlerini hem yemeklerini hem tarihini Türkiye ve yurt dışına tanıtarak öncülük vazifesini yarattı. Bunun peşinde de birçok kent, Gaziantep’i örnek alarak büyüttü. Bu nedenle Gaziantep’in GastroANTEP Projesi hem Türkiye için hem de yurt dışı algısı açısından çok değerli bir kıymet taşıyor. GastroANTEP için yıllardır yabancı şefler geliyor. Hem yabancı şeflerin buradaki tanıtımı, toplumsal medyaları, Türkiye’de ve yurtdışındaki gazete ve dergilerle söyleşileri Gaziantep’i ilgi odağı olarak yarattı. Bilhassa besin eserlerini de kullandılar. Bu nedenle bizim besin eserlerimiz dünyadaki birçok yere kolay adapte olabiliyor. Dünyanın biliyorsunuz en değerli çikolatacıları işte Belçika’da, İsviçre’de, Fransa’da birçok yerde Antep Fıstığı’nı yavaş yavaş kullanmaya başlıyorlar. Bu nedenle yalnızca kent şenlikleri değil, art planda ticareti de konuşmak lazım. GastroANTEP bunu başarıyor. Gastronomi kültür, sanat, tasarım. Bunun yanında yaratıcılık, birçok kreatif sanatkarlar oluyor. Aslında bunlar bir bütün. Bu insanların hepsinin ortak özelliği bir şey üretme. Şef, yeni bir tabak üretir. Sanatçı, çağdaş sanat bir şey üretebilir. Bu nedenle birbiriyle eşleşmesi yararlı. Umarım GastroANTEP üzere öbür kentlerde de nitelikli şenliklerle büyür. Aslında birçok kentte de çok hoş çalışmalar var.”
