26 Eylül gecesi Yalova’nın Çınarcık ilçesindeki konutunun penceresinden düşerek hayatını kaybeden arabesk müziğin sevilen sesi Güllü’nün vefatıyla ilgili soruşturma sürüyor. Olay belgesi, cinayet ofise devredilmişti. Mevtin kaza mı yoksa cinayet mi olduğu hala araştırılırken birçok argüman gündeme gelmişti. Bilhassa menajeriyle ortasının bozuk olduğu istikametindeki söylentiler dikkat çekmişti. O savların merkezindeki isim, Güllü’nün menajeri Çiğdem Deniz Buyruk, sonunda suskunluğunu bozdu. Show TV’ye konuşan Emir’in sözleri gündeme bomba üzere düştü.
İşte detaylar…
Arabesk müziğin güçlü seslerinden Güllü’nün vefatı hala gizemini koruyor.
Sanatçının kuşkulu vefatıyla ilgili farklı argümanlar birbiri arkasına ortaya atılmış, olay kısa müddette “intihar mı, kaza mı, yoksa cinayet mi?” sorularını beraberinde getirmişti.
İlk açıklama, Güllü’nün asistanından gelmişti. Olayın bir intihar olmadığını belirten asistan, ünlü sanatkarın meskende roman havası oynarken istikrarını kaybedip düştüğünü sav etmişti. Güllü’nün kızı da olayın bir kaza olduğunu savunmuş, oğlu Tuğberk Yavuz da benzeri tabirler vermişti.
Ancak işler burada bitmedi.
Güllü’nün eski işvereni Ferda Aydın, olayı “kaza değil, cinayet” olarak nitelendirerek ortalığı karıştırmıştı. Aydın, daha evvel birilerinin kendisine asistanın daha evvel Güllü’yü bıçakladığını söylediğini öne sürmüş ve bu açıklama büyük yankı uyandırmıştı. Tüm bu savların akabinde soruşturma derinleştirilmiş ve belge Cinayet Büro’ya devredilmişti.
Gerekçe olarak ses kayıtlarındaki çelişkiler, bilgi kirliliği, Güllü’nün kızının ruhsal durumu ve olayın “şüpheli ölüm” olarak kıymetlendirilmesine yol açan bulgular gösterilmişti.
Ve artık, o argümanların tam merkezindeki isim olan menajer Çiğdem Deniz Buyruk, Show Haber’e konuşarak sessizliğini bozdu.
Emir, “Bir kitle var ki daima bizi amaca koydu. Rastgele bir husumetimiz, birbirimize ziyan verecek bir şeyin olmasının mümkünatı yok. Üzerimize kurulan baskılardan hiçbirimiz hiçbir şey yapamadık. Ben mezarına gidip sarılamadım bile” diyerek kederini lisana getirdi.
Güllü’nün mevt gecesine dair de çarpıcı tabirler kullandı: “Aşağıya indiğimde tüm gerçekle yüzleştim. Güllü Hanım’ın yerde yattığını görüyordum, o kadar. Kapının çalmasıyla birlikte uyku halindeydim, ne olduğunu anlayamadım. Herkes aşağıya inince ben de bilinçsizce peşlerinden indim.”
Son periyotta “Aranız bozuktu, Güllü’yü sen öldürdün” yorumlarına ise şu karşılığı verdi:
“Üç ay evvel ticari bir uyuşmazlığımız olduğu doğrudur ancak bunun dışında hiçbir husumetimiz yoktu.”
Emir ayrıyeten, “Seyir halindeyken direksiyonu kırıp Güllü’yü öldürmek istedi” savlarına da sert çıktı: “O kaza benden çok evvel oluyor. O yıllarda Güllü Hanım’ı tanımıyordum bile. O olaydaki asistan ben değilim.”
Planlı cinayet argümanlarına ise şu sözlerle noktayı koydu: “Bir yer sahibi çıkmış, böyleydi şöyleydi diyor. Pekala neden daha evvel bu savları ortaya atmadınız? Benimle güzeldin de sonradan mı bunlar çıktı? Asla hakkımı helal etmiyorum. Bize acımızı yaşatmadıkları üzere hiçbir şeyimize müsaade vermediler.”
