Açılışın çabucak akabinde %0,50’nin üzerinde artıyı gören endekste bu düzey uzun müddet aşılamazken, öğlenden sonra gelen alımlar kıymet kazanımının %1,4’e yaklaşmasını sağladı. Lakin yüksek volatilitenin tesirini sürdürmesiyle bu yükselişin akabinde eksi bölgenin de test edildiğini gördük. Hafta başındaki baskı sonrasında reaksiyon alımları gelmesinin son derece olağan bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Burada değerli olan öge üst taraflı eğilimin devam etmesi ve buna paralel olarak endeksin kalıcı bir trend yakalaması olacaktır.
Ancak siyasetin hâlâ sıcak bir mevzu başlığı olarak kalmaya devam etmesi nedeniyle yatırımcılar kuvvetli bir konum almadan evvel daha fazla netlik görmek isteyebilir. Bu da bir mühlet daha yüklü olarak temkinli fiyatlamalar görmemize yol açabilir. Kaldı ki kısa vadede siyasetin gündemdeki yükü yüksek seyredecek. Ekrem İmamoğlu’nun 12 Eylül’de görülecek diploma davasının akabinde 15 Eylül’de CHP’nin kurultay davası izlenecek. Haber akışına hassasiyet yüksek seyrettiği için kelam konusu davaların akabinde daha net bir fotoğraf görebiliriz.
Makro tarafta ise içeride bugün sanayi üretimi sayısını takip edeceğiz. Fakat datanın manalı bir piyasa tesiri yaratmasını beklememek gerekir. ABD’de ise yarınki TÜFE sayısı öncesinde gözler ÜFE verisinde olacak.
TL: ABD’de bilhassa istihdam bilgilerinin son periyotta zayıf bir eğilim ortaya koyması, 17 Eylül’deki FOMC toplantısında faiz indirimine gidilmesini kıymetli ölçüde netleştirirken, 50 baz puanlık indirim ihtimalinin de fiyatlamalarda daha düşük olasılıkla da olsa yer bulması, doların global ölçekte kırılgan bir görünüm sergilemesine neden oluyor. Yılın başından bu yana %10 civarında bedel kaybına uğrayan dolar endeksinin (DXY) teknik açıdan 96,50 civarına kadar geri çekilme potansiyeli var. Bu düzeyin üzerinde kalınıp kalınamayacağı ise sonraki görünümün biraz daha netleşmesine katkı sağlayacaktır. Bu noktanın üzerinde kalındıkça dolar açısından daha dirençli bir fotoğraf oluşabilir.
TL’nin ise dolardaki global kırılganlıktan manalı bir takviye bulduğunu söylemek güç. Bu çerçevede USD/TL kurunda ayın başından bu yana gerçekleşen yükseliş %0,4 civarında bulunuyor. 2 ve 10 yıl vadeli tahvil faizlerinde ise sırasıyla %41 ve %33 düzeyine yakın seyrediyor. Öte yandan Eylül ayı borçlanma programına Pazartesi günü başlayan Hazine, dün 2 ve 5 yıl vadeli sabit kuponlu tahvillerin tekrar ihraçlarını gerçekleştirerek bu haftaki programını tamamladı. İhale programı gelecek hafta düzenlenecek 5 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli ve 10 yıl vadeli sabit kuponlu tahvillerin tekrar ihraçları ile tamamlanacak.
Borsa İstanbul: Önceki gün son 1,5 ayın en düşük düzeyinde ve 50 günlük hareketli ortalamasının altında kapanış yapan BIST-100 endeksinde, dün üst taraflı denemeler görsek de yüksek volatilite %1’i aşan kazanımların kalıcı olmasına müsaade vermedi. Yalnızca teknik bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde 10.400 puanın üzerinde taban oluşturma uğraşının ön planda olmasını dikkat cazibeli buluyoruz. Bu eğilimin korunması durumunda üst istikametli denemelerin güç kazanması sürpriz olmayacaktır. Lakin gündemin son derece hareketli olması nedeniyle yatırımcıların daha fazla netlik görmek isteyebileceğini elbette ki göz önünde bulundurmak gerekir. Bu da kâfi öngörülebilirlik sağlanamadan üst istikametli denemelerin kuvvetli bir trende dönüşmesini zorlaştırıyor.
BIST-30 En Yakın Vadeli VİOP Kontratı:
Günü 12.098 puanda kapatan BIST-30 kontratlarında 12.014, 11.917, 11.832 ve 11.736 takviye olarak izlenebilir. 12.183, 12.280, 12.365 ve 12.461 ise direnç noktalarını oluşturuyor.
USD/TL En Yakın Vadeli VİOP Kontratı:
Günü 42,09 düzeyinde kapatan USD/TL vadeli süreç kontratlarında 42,048, 41,9635, 41,8795 ve 41,7955 takviye olarak izlenebilir. 42,132, 42,2165, 42,3005 ve 42,3845 ise direnç noktalarını oluşturuyor.
