Hürriyet Gazetesi muharriri Nedim Şener, bugünkü köşesinde CHP’de yaşanan son gelişmeleri kıymetlendirdi. CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı’na kayyum atanmasının akabinde yaşanan süreci yorumlayan Şener, yazısında hem CHP Genel Başkanı Özgür Özel hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında dikkat çeken noktalara yer verdi.
“HER ŞEY BAŞLADIĞI YERDE BİTİYOR”
Şener, yazısında şu tabirleri kullandı: “Kadere bakın, ‘Özgür İmamoğlu’ için her şey başladığı yerde bitiyor. Birisi yolsuzlukları yapıyor, oburu yolsuzluk parasıyla oturduğu koltuğun gücüyle onu savunuyor. Ancak tiyatro bitiyor, hem de birinci sahnelendiği yerde; CHP İstanbul Vilayet binasında…”
PARA KULELERİNE GÖNDERME
CHP İstanbul Vilayet binasının satın alınması sırasında gündeme gelen para kulelerini hatırlatan Şener, “İmamoğlu’nun kasası Fatih Keleş ve takımının balya balya dizdiği paralar, CHP idaresinin nasıl ele geçirildiğini gösterdi. Yolsuzluğun görüldüğü yer, mahkeme kararıyla verilen en tesirli bildirinin adresi oldu” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NU HANÇERLEDİLER”
Yazısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ismini anan Şener, “Biri Kılıçdaroğlu’nu yolsuzluk parasıyla hançerliyor, başkası ise kabahat aleti oluyor. “Değişim” diye diye yola çıkıp demokrasi, hukuk ve Atatürk ismini kullanarak yolsuzluk parasıyla finanse edilen tiyatroya devam ettiler” ifadelerini kullandı.
Nedim Şener’in, “Her şey başladığı yerde bitiyor: ‘Özgür İmamoğlu’ para kulelerinin altında kaldı” başlıklı yazısının tamamı şu biçimde;
KADERE bakın, “Özgür İmamoğlu” için her şey başladığı yerde bitiyor galiba…
“Özgür İmamoğlu” derken birbirini tamamlayan iki farklı şahıstan ve elbette birebir kişilikten bahsediyorum. Birisi yolsuzlukları yapıyor, oburu yolsuzluk parasıyla altına verilen CHP Genel Başkanı koltuğunun gücüyle onu savunuyor.
Birisi “evrakta sahtecilikle” diploma sahibi olup usulsüzlükle meslek basamaklarını çıkıp Beylikdüzü Belediyesi’nde kurduğu yolsuzluk ve rüşvet sistemini takımıyla 2019’dan itibaren İBB’ye taşıyarak cumhurbaşkanlığı üzere bir makama gözünü diken Ekrem İmamoğlu, oburu ise kullandığı bir maşa olan Özgür Özel.
Biri “Baba-oğul münasebetimiz var” dediği Kılıçdaroğlu’nu yolsuzluk parasıyla hançerliyor, başkası yalnızca onun kullandığı hata aleti; Kılıçdaroğlu’nun sırtına saplanan “hançer” oluyor. Kurultay’da “Değişim” diye diye yola çıkıp demokrasi, hukuk ve Atatürk ismini kullanarak yolsuzluk parasıyla finanse edilen tiyatroya devam ettiler.
Ama tiyatro bitiyor, hem de birinci sahnelendiği yerde; CHP İstanbul Vilayet binasında…
RÜŞVET VİLLALARI VİLAYET BİNASI
Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu yolsuzluk sistemini en âlâ anlatan iki yer var; biri Emirgan’daki üç rüşvet villaları, oburu CHP İstanbul Vilayet binası…
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde adamlarıyla nasıl bir yolsuzluk çarkı kurduğuna ait birinci ve en net manzara CHP İstanbul Vilayet binasının alınması sırasında ortaya çıkan ‘para kuleleri’ idi.
“Kafa koparan” diye bilinen “kasası” Fatih Keleş, şirketinin genel müdürü Tuncay Yılmaz gibi isimlerin balyaları üst üste dizdiği para kuleleri ile 2019 yılında İstanbul Vilayet Başkanlığı binası satın alınmıştı. Paranın kaynağı o vakit da belirliydi; yolsuzluk. Sonradan dokunulmazlık kazansın diye milletvekili yapılan avukatı Turan Taşkın Özer’in ofisinde toplanan bavullar ve çantalar içindeki balya balya paraların binayı satan kişinin avukatının ofisinde kule haline getirilişini tüm Türkiye izledi, biliyor.
BİNANIN SATIŞ ÖYKÜSÜ
İlginçtir, binayı da parayı da bulan kişi İmamoğlu’ydu. İmamoğlu’nun kasası diye bilinen İBB yolsuzluk evrakı şüphelisi Zafer Gül ve TOKİ’nin ortak olduğu bina 5 Aralık 2019 günü Ali İstek Braka tarafından satın alınmış, yalnızca 35 gün sonra 11 Aralık 2019 günü de CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı’na 41 milyon TL’ye satılmış.
Doğrudan Zafer Gül’den almak varken neden Ali İstek Braka köprü olarak kullanılmış sanki? Neyse, olayın nasıl bir yolsuzluk olduğunu satışa aracılık eden para kuleleri manzaraları ofisinde gerçekleşen Ali İstek Braka’nın avukatı Gökhan Taşkapan, İBB yolsuzluk belgesine giren sözünde şöyle anlattı:
“Ben 2019 yılında medyaya da husus olan CHP Vilayet binasının satışı konusunda binanın satışını yapan Ali İstek Braka’nın sahibi olduğu Seas Besicilik’in avukatıydım. Binayı, müvekkil şirkete TOKİ ve Gül İnşaat ile hasılat paylaşımlı ortak olan bu oluşumdan satın almıştık. Daha sonra CHP Vilayet binası olarak kullanılmak üzere CHP yetkilileri olan Canan Kaftancıoğlu, Özgür Naz ve Fatih Keleş ile pazarlık yaparak 41 Milyon TL’ye mutabık kalındı. Bu binayı alırken de Gül İnşaat yetkilisi Metin Gül ile pazarlık yaparak almıştık. Gül İnşaat ve TOKİ iştirakinde 05/11/2019 tarihinde satın aldık, 11/12/2019 da ise Cumhuriyet Halk Partisi’ne 41 milyon TL bedel ile sattık. Tapuda bu bedel 24 milyon TL olarak gösterildi. Banka hesabımıza peyderpey 24 milyon TL yattı. Geriye kalan 17 milyon TL’nin de 15 milyon küsür TL’sini benim avukatlık ofisimde, geriye kalan 1 milyon 400 bin TL civarındaki parayı ise tapu zaman gününde, 1 milyon TL’si Metin Gül tarafından haricen ve 400 bin TL’si CHP yetkilisi Fatih Keleş tarafından haricen olmak üzere tarafımıza ödendi.
PARANIN KAYNAKLARI
Ofisime gelen paraların 3 milyon TL’si hatırladığım kadarıyla Beşiktaş Belediyesi’nden, 800 bin TL’si Şişli Belediyesi’nden, 6 milyon TL civarının Beylikdüzü Belediyesi’nden, ölçüsünü hatırlamadığım meblağların Ataşehir Belediyesi, Kartal Belediyesi ve Maltepe Belediyesi tarafından getirildiğini biliyorum. Fatih Keleş de ofisimde para sayma süreci esnasında bulunmaktaydı, birkaç defa telefonda lider diye hitap ettiği şahısla görüştü, iddia ediyorum ki bu şahıs Ekrem İmamoğlu’dur. Ayrıyeten Tuncay Yılmaz isimli şahısla da birkaç sefer telefonda görüşmesi oldu. Fatih Keleş yeniden bir konuşmasında İBB’den ihaleye girecek olan bir şahıstan 1 milyon TL geldiğini beyan ettiğine şahit oldum.”
CHP İDARESİNİN BAĞIŞ YALANI
Peki imgeler ortaya çıktığında Özgür Özel, İmamoğlu, Özgür Çelik dahil tüm CHP’liler paraların kaynağı hakkında ne demişlerdi? “Bağış, CHP’ye yardım ettiği banka hesaplarında görülmesini istemeyen iş insanları, bir tuğla da sen koy kampanyası…”
Baştan sona yalandı, paranın kaynağı ihalelerden alınan kurullar, İBB operasyonuyla ortaya çıkarılan rüşvetler, yöntemsiz ihalelerle aktarılan paralardı.
Alım satış süreci yapılmış, CHP Vilayet Başkanlığı bu binaya taşınmıştı. Tüm bu palavraları da CHP’nin kasasından çıkan para ve İmamoğlu ve adamlarının “kafa kopartma” yöntemiyle topladıkları paralarla alınan binada ürettiler.
O yolsuzluk paralarıyla sırf vilayet binası satın alınmadı, 8 Ekim 2023’te İstanbul Vilayet Kongresi’nde ve 3-4 Kasım 2023 tarihinde Ankara’daki Büyük Kurultay’da CHP idaresi çalındı.
Başta da dediğim üzere mukadderata bakın ki tiyatro başladığı yerde, CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı binasında bitiyor.
Yolsuzluğun birinci görüldüğü yer, yolsuzlukla ele geçirilen CHP idaresine mahkeme kararıyla birinci ve en tesirli bildirinin verildiği yere dönüşüyor.
Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk parasıyla belirlediği CHP İstanbul Vilayet Lideri Özgür Çelik ve yönetim kurulu ile menfaat karşılığı oy değiştirdiği tez edilen 196 vilayet delegesi misyondan uzaklaştırılıyor.
ANKARA’DA BEKLENEN KARAR
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, “delege pazarı” kurularak ele geçirilen CHP İstanbul Vilayet idaresini misyondan alıyor, pavyon köşelerinde 1000-1.500 dolara delege oyu satın alınarak büyük kurultayda CHP idaresinin el değiştirmesi davasının görüldüğü 42.Asliye Hukuk Mahkemesi de bu belgeyi istiyor.
Yani Ankara’daki mahkemede de İstanbul’a misal bir karar çıkarsa Özgür Özel, İmamoğlu’nun yolsuzluk paralarıyla oturduğu CHP Genel Başkanlığı koltuğunu kaybediyor. Bu tıpkı vakitte Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluklarla CHP üzerinde kurduğu vesayetin bitmesi, elbette CHP’nin isminin rüşvetten, yolsuzluktan arınması ve kuruluş prensiplerine dönmesi için fırsat olacaktır. 19 Mart’ta başlayan ve devamındaki operasyonlarla cumhurbaşkanlığına bile göz diken İmamoğlu’nun İstanbul’da kurduğu yolsuzluk çarkı kırıldığı üzere yolsuzluk parasıyla İmamoğlu’nun CHP’deki vesayet periyodu de sona erecektir.
