Mahsun Kırmızıgül, toplumsal medyada yaptığı çarpıcı açıklamayla gündeme bomba üzere düştü. Sanatkarların yapıtlarına ve emeklerine gereğince bedel verilmediğini lisana getiren Kırmızıgül, bilhassa haber bültenleri ve gazetecileri maksat aldı. “Sanatçının değeri yaşarken bilinmediğinde, öldükten sonra söylenen kelamların bir manası yoktur” diyerek isyan eden Kırmızıgül, sert çıkışıyla büyük yankı uyandırdı.
Mahsun Kırmızıgül, sanat topluluğunu ve medyayı sarsan açıklamalarıyla gündeme damga vurdu; sanatkarlara yaşarken paha verilmediğini söyleyen isim gazeteci ve haber bültenlerine sert çıkıştı.
Kırmızıgül, sanatkarların alın teriyle halk için eserler ürettiklerini vurgularken, haber kanallarının buna sırt çevirdiğini söyledi. Sanatkarların yaşarken görmezden gelindiğini ve öldüklerinde gündeme getirildiklerini “acı bir tablo” olarak nitelendiren isim, Edip Akbayram, Volkan Konak, Ferdi Tayfur ve Özkan Uğur örneklerini hatırlatmasının akabinde vasiyetini de açıkladı. “Bir gün başıma bir şey gelirse haberimi yapmayın, cenazeme gelmeyin” kelamlarıyla dikkatleri üzerine çeken isim kısa müddette kelamlarıyla gündeme oturdu.
Bir vakitlerin haber sunucuları Mehmet Ali Birand, Ali Kırca, Reha Muhtar, Ufuk Güldemir ve Uğur Dündar’ı anarak, onların sanatkarın emeğine paha verdiğini söyleyen Kırmızıgül, bugünkü tabloyu ise “utanç verici” olarak tanımladı.
Mahsun Kırmızıgül’ün o kelamlarının tamamını şöyle bırakalım…
‘Haber bültenleri.. Kelamım size..Sanatçının yapıtına, konserine, alın terine bedel vermiyorlar. Yaşarken görmezden geliyorlar. Ne acıdır ki, sanatkarlar öldüğünde hatırlıyorlar.. Edip Akbayram, Volkan Konak, Ferdi Tayfur, Özkan Uğur… Kaybettiklerimizde bu acı tabloya tekraren şahit olduk.
Oysa sanatçı, halkı için üretir. Alın teriyle, emeğiyle bedel katar. Fakat bugün birden fazla haber kanalı ve haber bültenleri , sanatkarın sesine yer vermek yerine; yolsuzluğa batmış hırsızlara, ikiyüzlü sahtekârlara, günübirlik çıkarların temsilcilerine yer veriyor. Yazıklar olsun!
Bir vakitler Mehmet Ali Birand, Ali Kırca, Reha Muhtar, Ufuk Güldemir, Uğur Dündar üzere gerçek gazeteciler vardı. Onlar halkın sanatkarına, emeğine sahip çıktılar; yaşarken pahalarını bildiler ve sanatkarları ana haberlere taşıdılar. Bugün gelinen nokta ise utanç vericidir.
Bundan sonra bizi görmeyeni biz de görmeyeceğiz! Artık yanımızda duran, bizlerin alın terini gören, emeğimize hürmet duyan ve bunu haber bültenlerinde yer veren medya kuruluşlarının programlarına katılacağım.
Ve bu benim son kelamım, vasiyetimdir: Bir gün başıma bir şey gelirse ya da bu dünyadan göçersem, sakın haberimi yapmayın! Cenazeme gelmeyin! Gidin, haber kıymeti taşıdığını düşündüğünüz hırsızların, çocuklarımızın geleceğini çalanların haberlerini yapmaya devam edin.
Sanatçının değeri yaşarken bilinmediğinde, öldükten sonra söylenen kelamların hiç bir manası yoktur.’
